قَالَ رَبِّ فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ
İblisin emir sigasıyla gelen sözleri dua manasında mecaz-ı mürsel mürekkeptir.
Rabbi lafzında muzafun ileyh olan mütekellim zamiri mahzufdur. Esre zamirden ivazdır.
Fiil cümlesi olarak gelen bu ayet beyani istinaf cümlesidir.
قَالَ رَبِّ فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir takdiri هُوَ ‘dir.
Mekulü’l-kavli, رَبِّ ‘dir. قَالَ fiilinin mef’ûlün bihi olarak mahallen mansubdur.
Nida harfi ve muzâfun ileyh mahzuftur. رَبِّ kelimesinin sonundaki esre, mütekellim zamirinden ivazdır.
Münada alem ise veya mütekellim ya’sına muzâfsa yahut nida edilen, nida edenin yakınında bulunursa nida harfi hazf edilebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
فَ mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasihadır. Takdiri, إن طردتني ولعنتني فأنظرني (Beni kovduysan ve lanetlediysen bana mühlet ver) şeklindedir.
İblisin bundan maksadı, onları azdırmak için zaman bulması, onlardan intikam alması ve ölümden kurtulması idi. Zira kıyamet gününden sonra ölmek artık imkânsızdır.
(Ebüssuûd)
Nidanın cevabı mukadder şart cümlesidir. اَنْظِرْن۪ٓي dua manasında sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir takdiri أنت ‘dir. Sonundaki نَ , nûn-u vikayedir. Mütekellim zamiri ى mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur.
اِلٰى يَوْمِ car mecruru اَنْظِرْن۪ٓي fiiline müteallıktır. يُبْعَثُونَ ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
يُبْعَثُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla meçhul muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı naib-i fail olup mahallen merfûdur.
يُبْعَثُونَ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’al babındandır. Sülâsîsi بعث ’dir.
İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik), kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak), mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.
قَالَ رَبِّ فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ
Beyânî istînâf olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالَ fiilinin mekulü’l-kavli رَبِّ فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ , nida üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Nidanın cevabı olan فَاَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ cümlesi, mukadder şartın cevabı olarak فَ karînesiyle gelmiştir. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Takdiri, إن طردتني ولعنتني (Beni kovduysan ve lanetlediysen) olan şart cümlesinin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır.
Cümle emir üslubunda gelse de vaz edildiği emir anlamından çıkarak dua manası taşıdığı için mecaz-ı mürsel mürekkebtir.
رَبِّ izafeti, mahzuf muzâfun ileyh için şeref ifade eder. Muzâfun ileyhin hazfi, mütekellimin muhatabına yakın olma isteğine işarettir.
Kur’an-ı Kerim ayetlerinde çoğunlukla رَبّ kelimesinden önce nida harfi hazf olur. (Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Muzâfun ileyh olarak mahallen mecrur olan يُبْعَثُونَ cümlesi müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Yüce Allah lanetin sınırı olarak din gününü belirlemiştir. Bunun sebebi ya insanların sözlerinde kullandıkları en uzak sürenin bu olmasıdır ki “Gökler ve yer durdukça…” (Hûd 11/107) ifadesi de buna benzer şekilde ebedilik anlamında kullanılmıştır ya da anlam, “Sen azaba uğramaksızın yerde ve göklerde yargılanma gününe kadar kınanmış, lanetlenmiş durumdasın; ama yargılanma günü geldiği zaman lanetlenmenin acısını bile unutturacak bir azaba maruz kalacaksın!” şeklindedir. Kur’an’da: “Yargılanma günü” (Hicr 15/35), “Diriltilecekleri gün” (Hicr 15/36) ve “Vakti malum gün” (Hicr 15/38) ifadeleri aynı manadadır. Ancak sözün belâgat üslubunca ifade edilmesi için aynı anlam farklı ifadelerle dile getirilmiştir (tefennün). (Keşşâf)