اِلٰى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ
اِلٰى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ
اِلٰى يَوْمِ car mecruru مُنْظَر۪ينَ ‘a müteallıktır. الْوَقْتِ kelimesi muzâfun ileyh olarak kesre ile mecrurdur. الْمَعْلُومِ kelimesi الْوَقْتِ ‘in sıfatıdır.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsûftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اِلٰى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ
Önceki ayetin devamı olan ayette car mecrur, الْمُنْظَر۪ينَ ’ye müteallıktır.
يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ ibaresi, kıyamet gününden, hesap gününden kinayedir.
الْمَعْلُومِ kelimesi الْوَقْتِ için sıfattır. Dolayısıyla cümlede ıtnâb sanatı vardır.
Sıfat, tabi olduğu kelimenin sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için kullanılan bir açıklama biçimidir. Sıfatın kullanılmasının, metbusunun daha iyi tanınması, övülmesi, yerilmesi, pekiştirilmesi, acındırılması, kapalılığının giderilmesi, tahsis edilmesi gibi maksatları vardır. Itnâb, bazen de sıfatlar vasıtasıyla yapılmaktadır. (Ar. Gör. Ömer Kara, Belâgat İlminde İki İfade Biçimi: Itnâb-Îcâz (I) Kur’ân Metninin Anlaşılmasındaki Rolü Üzerine Bir Deneme)
O güne din günü denilmesi, zikredilen ceza günü olması itibarıyladır. Ona o belli vaktin günü denilmesi de, zikredilen husustan dolayıdır. Bu değişik ifadelerin kullanılmasının sebeplerini elbette yalnız Allah bilir; o bilgiyi yalnız kendisine saklamıştır. Muhtemeldir ki, bütün halkın helaki, dirilmeleri ve hesaplarının görülmesi bir günde gerçekleşecektir. (Ebüssuûd)