قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓالُّونَ
قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓالُّونَ
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
وَمَنْ يَقْنَطُ cümlesi mukadder mekulü’l-kavle matuftur. Takdiri, قال لا أقنط ومن يقنط (Ben ümidimi kesmiyorum ve kim ümidini keserse dedi.) şeklindedir.
مَنْ istifham ismi mübteda olarak mahallen merfûdur. يَقْنَطُ fiili mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur.
يَقْنَطُ merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. مِنْ رَحْمَةِ car mecruru يَقْنَطُ fiiline müteallıktır.
رَبِّه۪ٓ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. Muttasıl zamir ه۪ٓ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
اِلَّا hasr edatıdır. الضَّٓالُّونَ kelimesi يَقْنَطُ ‘deki failden bedel olup ref alameti وَ ’dır. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanır.
الضَّٓالُّونَ kelimesi sülâsî mücerred olan ضلل fiilinin çoğul ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓالُّونَ
İstînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
وَمَنْ يَقْنَطُ cümlesi takdiri لا أقنط [Ümidimi kesmiyorum.] olan, mukadder mekulü’l-kavle وَ ‘la atfedilmiştir.
İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Nefy manasındaki istifham ismi مَنْ , mübteda, يَقْنَطُ cümlesi, haberdir. الضَّٓالُّونَ , haber olan يَقْنَطُ fiilinin failinden bedeldir.
Menfi isim cümlesi faide-i haber inkâri kelamdır.
Kasr, fiille failinin bedeli arasındadır.
Ayetteki مَنْ şeklindeki soru harfi nefy manasındadır. اِلَّا ile kasr oluşturmuştur. Kasr yoluyla “Allah’ın rahmetinden sadece dalalette olanlar ümit keserler” anlamı kesin ve tekidli bir şekilde ifade edilmiştir. Kasr-ı sıfat ale’l-mevsuftur.
İstifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen kınama, tevbih ve takrir amacı taşıyan cümle mecaz-ı mürsel mürekkebtir.
Cümlede müsnedin muzari fiil sıygasında gelmesi cümleye hükmü takviye, hudûs ve teceddüt anlamları katmıştır. Ayrıca muzari fiilde, muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek dikkatini artıran tecessüm özelliği vardır.
مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ izafetinde Rabb isminin muzâfun ileyhi ve Rabb ismine muzâf
olan رَحْمَةِ şan ve şeref kazandırmıştır.
مَنْ ve مِنْ kelimeleri arasında cinas, رَحْمَةِ - رَبِّه۪ٓ ile يَقْنَطُ - الضَّٓالُّونَ kelimeleri arasında ise mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
Burada İbrahim (as) “Bunu Allah’ın rahmetinden ümit kesmiş olduğum için yadırgamıyorum, fakat Allah’ın icra etmekte olduğu âdet içerisinde bunu sıradışı buluyorum.” demek istemektedir. (Keşşâf)
Hz. İbrahim bir Peygambere yakışır şekilde Allah’ın rahmetinden hiçbir zaman ümit kesilmeyeceğini, zira Allah’ın rahmetinden ancak hak yoldan sapanların ümit keseceğini beyan ediyor ve hakka teslim oluyor. (Taberî)