Hicr Sûresi 65. Ayet

فَاَسْرِ بِاَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ الَّيْلِ وَاتَّبِـعْ اَدْبَارَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ اَحَدٌ وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ  ...

“Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git. Hiçbiriniz arkaya bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) geçin gidin.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَأَسْرِ hemen yürüt س ر ي
2 بِأَهْلِكَ aileni ا ه ل
3 بِقِطْعٍ bir parçasında ق ط ع
4 مِنَ
5 اللَّيْلِ gecenin ل ي ل
6 وَاتَّبِعْ ve git ت ب ع
7 أَدْبَارَهُمْ arkalarından د ب ر
8 وَلَا
9 يَلْتَفِتْ ardına dönüp bakmasın ل ف ت
10 مِنْكُمْ içinizden
11 أَحَدٌ hiç kimse ا ح د
12 وَامْضُوا ve gidin م ض ي
13 حَيْثُ yere ح ي ث
14 تُؤْمَرُونَ emredildiğiniz ا م ر
 
Melekler, Lût’un kaygısını gidermek üzere, gerek kendisi gerekse öteki müminler için korkulacak bir şey olmadığını; insanların yani inkârcı kavminin, kendilerine haber verilip uyarıldıklarında kuşkuyla karşılayıp reddettikleri (Zemahşerî, II, 316) felâketi gerçekleştirmek üzere Allah tarafından gönderildiklerini, böylece gerçeği getirdiklerini yani Allah’ın, inkârcılıkları sebebiyle müstahak olanlar için hükmettiği belânın gerçek olduğunu ispatlamak için geldiklerini haber verdiler; ardından da Hz. Lût’un ve ona iman eden yakınlarının söz konusu felâketten kurtulabilmeleri için yapmaları gerekeni bildirdiler.

Kaynak :Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 360
 

فَاَسْرِ بِاَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ الَّيْلِ وَاتَّبِـعْ اَدْبَارَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ اَحَدٌ وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ

 

فَ   mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri;  إذا أردت الخلاص من قومك فأسر بأهلك (Kavminden kurtulmak istiyorsan ehlinle beraber geceleyin çık) şeklindedir.

اَسْرِ  illet harfinin hazfi ile mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ‘dir.

بِاَهْلِكَ  car mecruru  اَسْرِ  fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir  كَ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  

بِقِطْعٍ  car  mecruru اَسْرِ  fiiline müteallıktır.  مِنَ الَّيْلِ  car mecruru  قِطْعٍ ‘ın mahzuf sıfatına müteallıktır.

وَ  atıf harfidir.  اتَّبِـعْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ‘dir.

اَدْبَارَهُمْ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir  هُمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

وَ  atıf harfidir. لَا  nehiy harfi olup olumsuz emir manasındadır.  يَلْتَفِتْ  meczum muzari fiildir.

مِنْكُمْ  car mecruru  اَحَدٌ ‘un mahzuf haline müteallıktır.  اَحَدٌ  fail olup lafzen merfûdur.

وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ  cümlesi atıf harfi  وَ ‘la  لَا يَلْتَفِتْ ‘e matuftur.

امْضُوا  fiili  نَ ‘un hazfıyla mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

حَيْثُ  mekân zarfı,  امْضُوا  fiiline müteallıktır.

حَيْثُ  mekân zarfıdır. Bu edat cümleye muzâf olur. Edattan sonraki cümle isim ve fiil cümlesi olabilir. Edat kendisinden önceki bir fiilin mekân zarfı yani mef‘ûlun fihidir. Sonu damme üzere mebni olduğundan mahallen mansubdur.

تُؤْمَرُونَ  ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

تُؤْمَرُونَ  fiili  نَ ‘nun sübutuyla merfû meçhul muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ‘ı naib-i fail olarak mahallen merfûdur. 

اتَّبِـعْ  fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. 

İftiâl babındadır. Sülâsîsi  تبع ’dir.

يَلْتَفِتْ  fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. 

İftiâl babındadır. Sülâsîsi  لفت ’dir.

İftiâl babı fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
 

فَاَسْرِ بِاَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ الَّيْلِ وَاتَّبِـعْ اَدْبَارَهُمْ وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ اَحَدٌ وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ

 

Ayetin ilk cümlesi فَاَسْرِ بِاَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِنَ الَّيْلِ , mukadder şartın  فَ  karînesiyle gelen cevabıdır. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Şart cümlesinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.

Takdiri  إذا أردت الخلاص من قومك [Kavminden kurtulmak istiyorsan] olan mahzuf şart ve mezkur cevap cümlesinden oluşan terkip, şart üslubunda talebî inşâî isnaddır

Aynı üslupta gelen  وَاتَّبِـعْ اَدْبَارَهُمْ  cümlesi, makabline matuftur. 

Nehiy üslubunda talebî inşaî isnad olan  وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ اَحَدٌ  cümlesi,  وَاتَّبِـعْ اَدْبَارَهُمْ cümlesine atfedilmiştir. 

Yine makabline matuf  وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ  cümlesinin atıf sebebi diğer cümleler gibi, hükümde ortaklıktır.

Mekan zarfı  حَيْثُ ’nun muzâfun ileyhi olan  تُؤْمَرُونَ  cümlesi, muzari fiil sıygasında gelerek hudûs ve teceddüt ifade etmiştir. 

اَسْرِ - امْضُوا  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

اتَّبِـعْ -  يَلْتَفِتْ  kelimeleri arasında tıbâk-ı hafî sanatı vardır.

Cenab-ı Hakk’ın  وَلَا يَلْتَفِتْ مِنْكُمْ اَحَدٌ وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ  emrinin manası, “Kızlarının ve ailenin peşine düş, onları takip et” şeklindedir. “Sizden hiç kimse arkasına bakmasın” buyruğunun şu faydaları vardır:

a) Bu, “Sizden, hiç kimse geride kalmasın; yoksa, kendisine azap isabet eder” anlamındadır.

b) Bu, “Onların başına inen belanın ne denli olduğunu görmemesi için” demektir.

c) Bu, “Koşmak ve arkada kalan şeylerle ilgilenmemek” anlamındadır. Bu, senin tıpkı, “işine çek git, başka bir şeye bakma” demen gibidir.

d) “Şayet orada, herhangi bir eşya veya meta kalacak olsa, o eşya sebebiyle kesinlikle dönmesin” demektir. (Fahreddin er-Râzî)

وَامْضُوا حَيْثُ تُؤْمَرُونَ  [Emrolunduğunuz yere gidin] yani Allah’ın gitmenizi emrettiği yere ki, orası da Şam yahut Mısır’dır.  حَيْثُ  zarf-ı mekân olduğu için  تُؤْمَرُونَ  ve  امْضُوا fiillerinde  ف۪ي ’ye ihtiyaç duyulmamıştır. (Beyzâvî)