اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِلْمُؤْمِن۪ينَۜ
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِلْمُؤْمِن۪ينَۜ
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder.
فِی ذَ ٰلِكَ car mecruru إِنَّ ’nin mahzuf mukaddem haberine müteallıktır.
ذا işaret ismi sükun üzere mebni mahallen mecrur, ismi mecrurdur. ل harfi buud yani uzaklık bildiren harf, ك ise muhatap zamiridir. z
لَ harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzhalakadır.
اٰيَةً kelimesi إِنَّ ’nin ismi olup lafzen mansubdur.
لِلْمُؤْمِن۪ينَ car mecruru لَاٰيَاتٍ mahzuf sıfatına müteallıktır. اَلْمُؤْمِن۪ينَ ‘nin cer alameti ى harfidir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.
اَلْمُؤْمِن۪ينَ kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.
İsm-i fail: Eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِلْمُؤْمِن۪ينَۜ
Cümle istînâfiyye olarak fasılla, önceki manayı tekid sadedinde gelmiştir.
اِنَّ ile tekid edilmiş isim cümlesidir. Sübut ifade eden bu cümle faide-i haber inkârî kelamdır.
Cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. ف۪ي ذٰلِكَ car mecruru اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine müteallıktır. اِنَّ ’nin muahhar ismi olan لَاٰيَاتٍ ’e dahil olan لَ , tekid ifade eder.
Müsnedün ileyhin nekre gelmesinde tazim ifadesinin yanında, teksir ve özel bir nev olduğu anlamı da vardır.
İşaret ismi ذٰلِكَ , konuya dikkat çekip belleklere iyice yerleştirmek için gelmiştir.
İşaret isminde istiare vardır. Bilindiği gibi işaret isimleri mahsus şeyler için kullanılır. Burada olduğu gibi aklî bir şeye işaret edildiğinde istiare oluşur. Câmi’ her ikisinde de “vücudun tahakkuku”dur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Beyân İlmi)
İşaret ismine dahil olan ف۪ي harfinde de istiare vardır. ف۪ي harfindeki zarfiyet manası dolayısıyla işaret edilen ayetler, içine girilebilen bir şeye benzetilmiştir. Burada ف۪ي harfi kendi manasında kullanılmamıştır. Çünkü ayetler hakiki manada zarfiyeye, yani içine girilmeye müsait değildir. Câmi’, her ikisindeki mutlak irtibattır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Beyan İlmi)
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Daha sonra Cenab-ı Allah, [Bunda, iman edenler için muhakkak ki ibret vardır] buyurmuştur. Bu, “Allah’a iman edip, nebi ve resullerini tasdik eden herkes, bunun ancak Allah Teâlâ’nın bu cahillerden nebilerinin intikamını almış olmasından dolayı olduğunu bilir. Allah’a iman etmeyenler ise bunu âlemin hadise ve vakıalarına, yıldızların karşılıklı olarak birbirine yaklaşıp felekî bağlantılarından doğan tesirlerine hamletmektedirler” demektir. Allah en iyi bilendir. (Fahreddin er-Râzî)
Bu ayetle 75. Ayet arasında mukabele sanatı vardır.