مَا نُنَزِّلُ الْمَلٰٓئِكَةَ اِلَّا بِالْحَقِّ وَمَا كَانُٓوا اِذاً مُنْظَر۪ينَ
مَا نُنَزِّلُ الْمَلٰٓئِكَةَ اِلَّا بِالْحَقِّ
Fiil cümlesidir. مَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. نُنَزِّلُ merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ‘dur.
الْمَلٰٓئِكَةَ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
اِلَّا hasr edatıdır. بِالْحَقِّ car mecruru الْمَلٰٓئِكَةَ ‘nin mahzuf haline müteallıktır.
نُنَزِّلُ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi نزل ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
وَمَا كَانُٓوا اِذاً مُنْظَر۪ينَ
وَ atıf harfidir. مَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. كَانُوا isim cümlesinin önüne geldiğinde ismini ref haberini nasb eder.
كَانُوا damme üzere mebni nakıs fiildir. كَانُوا ’nun ismi, cemi müzekker olan و muttasıl zamir olarak mahallen merfûdur
اِذاً cevap harfidir.
مُنْظَر۪ينَ kelimesi كَانُٓوا ‘nun haberi olup nasb alameti ي harfidir. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanırlar.
مُنْظَر۪ينَ sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i mef’ûludur.مَا نُنَزِّلُ الْمَلٰٓئِكَةَ اِلَّا بِالْحَقِّ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Menfi muzari fiil cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.
Kasr üslubuyla tekid edilmiştir. مَا ve اِلَّٓا ile oluşan kasr, fiille müteallıkı arasındadır. Kasr-ı mevsuf ale’s sıfattır.
اِلَّا بِالْحَقِّ [Ancak hak ile] sözü; ancak Kur’an ile anlamındadır, Mücahid’in, risalet ile diye de açıkladığı rivayet edilmiştir. Hasen de; iman etmeyecek olurlarsa, ancak azap ile indiririz, diye açıklamıştır. (Beyzâvî)
Fiilin cemi mütekkellim zamirine isnadı meleklere tazim ifade eder.
نُنَزِّلُ fiili azamet zamirine isnad edilmiştir. Allah Teâlâ Kur'an'da ne zaman kendisinden azamet zamiriyle bahsetse hemen öncesinde veya sonrasında vahdaniyetinin bilinmesi için kendisine ait tekil bir zamir gelir. (Samerrâî, Beyanî Tefsir Yolu, C.2 S.467).
وَمَا كَانُٓوا اِذاً مُنْظَر۪ينَ
Ayetteki ilk cümleye matuftur.
Menfi كَان ’nin dahil olduğu isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
مَا كَانُ ’li olumsuz sıygalar, gerçekleşmesi aklen caiz olmayan umumi olumsuzluk için kullanılır. (Sâbûnî, Safvetü't Tefasir, 3/79)
Cevap harfi اِذاً, burada amel etmemiştir.
كَانُ ’nin haberi olan مُنْظَر۪ينَ , ism-i fail kalıbında gelerek kesinliğini vurgulamıştır.
الْحَقِّ ‘nın vahiy yahut azap olduğu da söylenmiştir. اِذاً onlara cevaptır ve mukadder şartın cezasıdır yani ‘’Melekler indirseydik onlara süre tanınmazdı’’ demektir. (Beyzâvî)
مُنْظَر۪ينَ (kendilerine mühlet verilenler) ile 10. ayetin sonundaki الْاَوَّل۪ينَ (Evvelkiler) ile 12. ayetin sonundaki الْمُجْرِم۪ينَ (Suçlular) gibi kelimelerde, kulağı etkileyen seci vardır. (Safvetü’t Tefâsîr)
Cenab-ı Hakk’ın, [kendilerine mühlet verilmez] ifadesinin manası, “Eğer melekler indirilirse, onlara zaman yani mühlet tanınmaz. Çünkü, meleklerin inmesi ile, mükellefiyet sona erer”. (Fahreddin er-Râzî)