وَكَانُوا يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتاً اٰمِن۪ينَ
وَكَانُوا يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتاً اٰمِن۪ينَ
وَ atıf harfidir. كَانُوا damme üzere mebni nakıs fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.
كَانُوا ’nun ismi, cemi müzekker olan و muttasıl zamirdir, mahallen merfûdur.
يَنْحِتُونَ cümlesi كَانُوا ’nun haberi olup mahallen mansubdur.
يَنْحِتُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
مِنَ الْجِبَالِ car mecruru يَنْحِتُونَ fiiline müteallıktır. بُيُوتاً mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
اٰمِن۪ينَ kelimesi يَنْحِتُونَ fiilinin failinden haldir. Nasb alameti ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harf ile îrablanırlar.
اٰمِن۪ينَ kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)وَكَانُوا يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتاً اٰمِن۪ينَ
Ayet وَ ‘la önceki ayetteki كَانُوا عَنْهَا مُعْرِض۪ينَ cümlesine atfedilmiştir. كَان ’nin dahil olduğu isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
كَان ’nin haberi isminin içine karışır ve adeta onun mahiyetinden bir cüz olur. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri 5, Duhan, s. 124)
كَانُوا ’nin haberinin müspet muzari fiil sıygasında gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde, muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
اٰمِن۪ينَ kelimesi يَنْحِتُونَ fiilinin failinden hal-i müekkide olarak ıtnâbdır. Onların bu hallerinin sürekli bir özellik olduğuna işaret eder.
مِنَ harfi ba'diyet veya ibtidai gaye içindir.
كَانُوا fiili yaptıkları işin onların adeti olduğunu ifade eder.
بُيُوتاً ’deki tenvin, nev ve kesret ifade eder.
Ayette belirtildiği gibi, Salih (as)’ın kavmi, taşları oyup ev haline getirdikleri için kendilerini güven içinde hissediyor, birgün gelip de Allah’ın azabının kendilerini yakalayacağını düşünmüyorlardı. (Taberî)
وَكَانُوا يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتاً اٰمِن۪ينَ [Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı] sağlam olduğu için devrilmekten, hırsızların delmesinden ve düşmanların tahribinden emin idiler. Ya da aşırı gafletlerinden dolayı azaptan emin idiler veya dağların onları koruyacağını sanıyorlardı. (Beyzâvî)