وَقُلْ اِنّ۪ٓي اَنَا النَّذ۪يرُ الْمُب۪ينُۚ
وَقُلْ اِنّ۪ٓي اَنَا النَّذ۪يرُ الْمُب۪ينُۚ
Fiil cümlesidir. وَ atıf harfidir. قُلْ sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ’dir.
Mekulü’l-kavli اِنّ۪ٓي اَنَا النَّذ۪يرُ الْمُب۪ينُ cümlesidir. قُلْ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.
ي mütekellim zamiri اِنَّ ’nin ismi olup mukadder fetha ile mansubdur.
اَنَا النَّذ۪يرُ الْمُب۪ينُ cümlesi اِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur.
Munfasıl zamir اَنَا mübteda olarak mahallen merfûdur.
النَّذ۪يرُ kelimesi mübtedanın haberi olup lafzen merfûdur. الْمُب۪ينُ ikinci haber veya النَّذ۪يرُ kelimesinin sıfatıdır. Lafzen merfûdur.
النَّذ۪يرُ kelimesi, mübalağalı ism-i fail kalıbındandır. Bu kalıp bu vasfın mevsufta sürekli varlığına, sıfatın, mevsufun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.
Mübalağalı ism-i fail: Bir varlıkta bir niteliğin aşırı derecede bulunduğunu gösteren, fiilden türeyen, sıfat cinsinden isimlerdir. Mübalağalı ism-i failler Allah için kullanılırsa sıfat, insanlar için kullanılırsa mübalağa ya da lakap olurlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
مُب۪ينٌ sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَقُلْ اِنّ۪ٓي اَنَا النَّذ۪يرُ الْمُب۪ينُۚ
Ayet وَ ’la önceki ayetteki لَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ cümlesine atfedilmiştir. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Ayet, Hz. Peygamberin Rabbinden kendisine söylenen her sözü iletmesini ifade eden قُلْ emri ile başlamıştır. Ayetin başında bu emrin bulunması mekûlu-l kavlin Allah katında bir önemi, şanı ve ciddiyeti bulunduğuna işaret eder.
Mekulü’l-kavl olan اِنّ۪ٓي اَنَا النَّذ۪يرُ الْمُب۪ينُ cümlesi, اِنَّ, fasıl zamiri ve kasr üslubuyla tekid edilmiş faide-i haber inkârî kelamdır.
النَّذ۪يرُ birinci haber, الْمُب۪ينُ ikinci haber veya النَّذ۪يرُ kelimesinin sıfatıdır.
Müsnedin الْ takısıyla marife gelmesi kasr ifade eder. Haberin mübtedaya has olduğu kesin bir dille belirtilmiştir. Ayrıca müsnedin الْ takısıyla marife gelişi, bu vasfın mübtedada kemâl derecede olduğunu ifade eder.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden, اِنَّ, isim cümlesi, fasıl zamiri ve tahsis olmak üzere birden çok tekid içeren bu ve benzeri cümleler çok muhkem/sağlam cümlelerdir.
اَنَا, mübteda ve haber arasında gelmiş fasıl zamiridir. Tekid ifade eder.
الْمُب۪ينُ kelimesi, hem “aslında açık, apaçık” manasında, hem de “başkaları için açıklayıcı, iletici” manasındadır.
[De ki: Şüphesiz ben apaçık uyarıcıyım.] Açıklama ve delille sizi uyarıyorum ki iman etmediğiniz takdirde size Allah’ın azabı inecektir. (Beyzâvî)
Cenab-ı Hakk, النَّذ۪يرُ kelimesinin peşinden الْمُب۪ينُ sözünü getirmiştir ki bu, Hz. Muhammed’in, bütün bu hususlarda, yeterli ve tam bir açıklamada, beyanatta bulunduğunu; onun, eksiksiz deliller getirmiş olduğunu ifade eder. (Fahreddin er-Râzî)