قَالَ اذْهَبْ فَمَنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ فَاِنَّ جَهَنَّمَ جَزَٓاؤُ۬كُمْ جَزَٓاءً مَوْفُوراً
قَالَ اذْهَبْ فَمَنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ فَاِنَّ جَهَنَّمَ جَزَٓاؤُ۬كُمْ جَزَٓاءً مَوْفُوراً
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو’dir.
Mekulü’l-kavli, اذْهَبْ ’dir. قَالَ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
اذْهَبْ sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ’dir.
فَ atıf harfidir. مَنْ şart ismi olup iki muzari fiili cezm eder. Mübteda olarak mahallen merfûdur.
تَبِعَكَ مِنْهُمْ cümlesi مَنْ ’in haberi olarak mahallen merfûdur. تَبِعَكَ şart fiili olup fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ’dir. Muttasıl zamir كَ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
مِنْهُمْ car mecruru failin mahzuf haline müteallıktır.
فَ şartın cevabının başına gelen rabıta harfidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder.
جَهَنَّمَ kelimesi اِنَّ ’nin ismi olup fetha ile mansubdur. جَهَنَّمَ kelimesi gayri munsariftir.
Gayri munsarif isimler: Kesra (esre) ve tenvini alamayan isimlerdir. Gayri munsarif isimler esre yerine fetha alırlar. Yani bu isimler ref halinde damme, nasb halinde fetha, cer halinde yine fetha alırlar.
Gayri munsarife “memnu’un mine’s-sarf (اَلْمَمْنُوعُ مِنَ الصَّرفِ)” da denir.
Arapçada kullanılmakla birlikte arapça kökenli olmayan alem (özel) isimler (yer, ülke, kişi adları vb. gibi isimler) de gayri munsariftir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
جَزَٓاؤُ۬ kelimesi اِنَّ ’nin haberi olup merfûdur. Muttasıl zamir كُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
جَزَٓاءً mahzuf fiilin mef’ûlu mutlakıdır. Takdiri, تجزون (cezalandırılacaksınız) şeklindedir.
مَوْفُوراً kelimesi جَزَٓاءً sıfatı olup fetha ile mansubdur.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapçada sıfatın asıl adı na’t “(النَّعَتُ)”dır. Sıfatın nitelediği isme de “men’ut (المَنْعُوتُ)” denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
مَوْفُوراً kelimesi, sülasisi olan وفر fiilin ism-i mef’ûludür.
قَالَ اذْهَبْ فَمَنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ فَاِنَّ جَهَنَّمَ جَزَٓاؤُ۬كُمْ جَزَٓاءً مَوْفُوراً
Fasılla gelmiş müstenefe cümlesidir. Faide-i haber ibtidâi kelamdır. Mütekellim Allah Teâlâ’dır.
قَالَ fiilin mekulül-kavli olan اذْهَبْ cümlesi, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
فَ ile makabline atfedilmiş, şart üslubunda gelen …فَمَنْ تَبِعَكَ مِنْهُمْ فَاِنَّ جَهَنَّمَ cümlesinde مَنْ şart ismi, mübteda ve müsnedün ileyhtir. تَبِعَكَ ’nin müsned olduğu, sübut ifade eden isim cümlesi faide-i haber ibtidaî kelamdır.
İsim cümlesinin haberinin muzari fiil cümlesi olması hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde, muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meâni İlmi )
Şart isimleri, ism-i mevsûller gibi umum ifade eder. (Hâlidî, Vakafât, s. 112)
فَ rabıta harfiyle gelen cevap cümlesi فَاِنَّ جَهَنَّمَ جَزَٓاؤُ۬كُمْ جَزَٓاءً مَوْفُوراً, tekid harfi اِنَّ ile tekid edilmiş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.
اِنَّ ’nin haberi olan جَزَٓاؤُ۬كُمْ, mef’ûlü mutlak olan جَزَٓاءً ’le tekid edilmiştir.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden, ayrıca اِنَّ, mef’ûlu mutlak ve isim cümlesi olmak üzere üç tekid içeren bu ve benzeri cümleler çok muhkem/sağlam cümlelerdir.
İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
جَزَٓاءً için sıfat olan مَوْفُوراً, mevsufunun bir özelliğini bildirmek için gelen ıtnâb sanatıdır.
جَزَٓاؤُ۬كُمْ - جَزَٓاءً kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Bazen fiildeki mecaz ihtimalini ortadan kaldırmak için cümlenin fiili masdarıyla tekid edilir. Bunun nahivdeki ismi mefûl-u mutlaktır. (Suyuti, İtkan I, 847-8; Meydani, Belağat II, 110) Kur'an'daki örnekleri çoktur.
Bu ayette جَزَٓاؤُ۬كُمْ جَزَٓاءً مَوْفُوراً [Cezanız, mükemmel bir cezadır.] fiilin masdarıyla tekid edilmesi suretiyle yapılan ıtnâba güzel bir örnektir.
اذْهَبْ فَمَنْ تَبِعَكَ ifadesi, İblisi kovmak ve kendisini, nefsinin güzel gösterdiği kötülüklerle baş başa bırakmak demektir. (Ebüssuûd)