İsrâ Sûresi 68. Ayet

اَفَاَمِنْتُمْ اَنْ يَخْسِفَ بِكُمْ جَانِبَ الْبَرِّ اَوْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِباً ثُمَّ لَا تَجِدُوا لَكُمْ وَك۪يلاًۙ  ...

Peki, karada sizi yere geçirmesinden, yahut üzerinize taşlar savuran kasırga göndermesinden, sonra da kendinize bir vekil bulamamaktan güvende misiniz?
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 أَفَأَمِنْتُمْ emin misiniz? ا م ن
2 أَنْ
3 يَخْسِفَ batırmayacağından خ س ف
4 بِكُمْ sizi
5 جَانِبَ ters çevirip ج ن ب
6 الْبَرِّ karayı ب ر ر
7 أَوْ yahut
8 يُرْسِلَ göndermeyeceğinden ر س ل
9 عَلَيْكُمْ üzerinize
10 حَاصِبًا taşlar savuran bir kasırga ح ص ب
11 ثُمَّ sonra
12 لَا
13 تَجِدُوا bulamazsınız و ج د
14 لَكُمْ kendinize
15 وَكِيلًا bir koruyucu و ك ل
 
İnsanoğlu tabiatın türlü felâketleriyle karşı karşıya kalabilir ve kalmaktadır. Bu sebeple esenlik zamanlarında da sıkıntılı zamanlarda da Allah ile olmak gerekir. Güvenliğimiz ve bütünüyle hayatımız geçicidir; Allah’tan başka “vekilimiz”, güvenip dayanacağımız biri yoktur; sonunda varacağımız yer O’nun huzurudur. Bu sebeple samimi, dürüst ve gerçekten akıllı kula yaraşan odur ki hayattayken de, güven içindeyken de Allah ile olsun; şeytana aldanıp Allah’ın yolunu terketmesin. Çünkü “Şeytan insanlara sadece boş şeyleri vaad eder.” Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 503
 

اَفَاَمِنْتُمْ اَنْ يَخْسِفَ بِكُمْ جَانِبَ الْبَرِّ اَوْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِباً 

 

Hemze istifhâm harfidir.  فَ  istînâfiyyedir.  اَمِنْتُمْ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir  تُمْ  fail olarak mahallen merfûdur.

اَنْ  ve masdar-ı müevvel mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.

يَخْسِفَ  mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هوdir. بِكُمْ  car mecruru  يَخْسِفَ  fiiline müteallıktır.  

جَانِبَ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Aynı zamanda muzâftır. الْبَرِّ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. 

يُرْسِلَ  atıf harfi  اَوْ  ile  يَخْسِفَ  fiiline matuftur.

اَوْ : Türkçede “veya, yahut, ya da yoksa” kelimeleriyle karşılayabileceğimiz bu edat iki unsur arasında (matuf-matufun aleyh) tahyir yani tercih (iki şeyden birini seçme) söz konusu olması durumlarında kullanılır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

يُرْسِلَ  mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هوdir.  عَلَيْكُمْ  car mecruru  يُرْسِلَ  fiiline müteallıktır.  حَاصِباً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.

 يُرْسِلَ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi  رسل ’dir.

İf’al babı fiile, tadiye (geçişlilik), kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder. 

جَانِبَ  kelimesi; sülâsîsi  جنب  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)


ثُمَّ لَا تَجِدُوا لَكُمْ وَك۪يلاًۙ

 

ثُمَّ  tertip ve terahi ifade eden atıf harfidir.  ثُمَّ  matuf ile matufun aleyh arasında hem sıra olduğunu hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir sürenin bulunduğunu gösterir. Süre bakımından فَ  harfinin zıttıdır.  ثُمَّ  ile yapılan atıfta matuf ile matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)     

لَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır

تَجِدُوا  fiili  ن un hazfıyla mansub muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

لَكُمْ  car mecruru mahzuf ikinci mef’ûlun bihe müteallıktır. وَك۪يلاً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.

 

اَفَاَمِنْتُمْ اَنْ يَخْسِفَ بِكُمْ جَانِبَ الْبَرِّ اَوْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِباً ثُمَّ لَا تَجِدُوا لَكُمْ وَك۪يلاًۙ

 

İstînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Mütekellim Allah Teâlâ, muhatap ise insanlardır.

Cümle istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Mazi fiil sıygasında gelerek sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir.

İstifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen tahkir, korkutma, uyarı, itiraf ettirme kastı taşıdığı için mecaz-ı mürsel mürekkebdir. Ayrıca istifhamda tecâhül-i ârif sanatı vardır.

Masdar harfi  اَنْ  ve akabindeki  يَخْسِفَ  cümlesi, masdar teviliyle mef’ûlun bih konumundadır. Masdar-ı müevvel, muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Muzari fiil hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Aynı üslupta gelerek  اَوْ  atıf harfiyle …يَخْسِفَ  cümlesine atfedilen  اَوْ يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِباً  cümlesinin atıf sebebi, hükümde ortaklıktır. 

Mef’ûl olan  حَاصِباً ’deki tenvin, nev ve tazim ifade eder.

Menfi muzari fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelam olan  ثُمَّ لَا تَجِدُوا لَكُمْ وَك۪يلاًۙ cümlesi, makabline  ثُمَّ  ile atfedilmiştir. 

Mahzuf ilk mef’ûle müteallık olan car mecrur  لَكُمْ, ihtimam için ikinci mef’ûl  وَك۪يلاًۙ ’e takdim edilmiştir. 

وَك۪يلاًۙ ’deki tenvin, kıllet ve nev ifade eder. Menfi siyakta nekre, umuma işarettir. 

اَفَاَمِنْتُمْ  [Emin mi oldunuz?] ibaresinde cem’, “yere geçirme” ve “rüzgârları göndermede” ibaresinde taksim sanatı vardır.  

اَفَاَمِنْتُمْ  [Emin mi oldunuz?]  ifadesinde hemze inkâr için  فَ  de mahzufa atıf içindir, takdiri,  أنْجَيْتُمْ فَأمِنتُمْ  (Kurtuldunuz da bu da sizi yüz çevirmeye mi gönderdi?) demektir. Çünkü sizi denizde suya boğarak helak etmeye gücü yetenin sizi karada yere batırmaya ve başka şeyle helak etmeye de gücü yeter. (Beyzâvî)

68 ve 69. ayetler itiraziyye cümleleri babındandır. İstifham olarak gelişi ise şükürden küfre dönenler için azarlama manasındadır. (Âşûr)