İsrâ Sûresi 87. Ayet

اِلَّا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَۜ اِنَّ فَضْلَهُ كَانَ عَلَيْكَ كَب۪يراً  ...

Ancak Rabbin’den bir rahmet olarak böyle yapmadık. Çünkü O’nun sana olan lütfu büyüktür.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 إِلَّا ancak hariç
2 رَحْمَةً rahmeti ر ح م
3 مِنْ
4 رَبِّكَ Rabbinin ر ب ب
5 إِنَّ çünkü
6 فَضْلَهُ O’nun lutfu ف ض ل
7 كَانَ ك و ن
8 عَلَيْكَ sana olan
9 كَبِيرًا cidden büyüktür ك ب ر
 

اِلَّا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَۜ

 

اِلَّا  istisna edatıdır.  رَحْمَةً  istisnâ-i munkatı’ olup mansubdur.  مِنْ رَبِّكَ  car mecruru   رَحْمَةً e müteallıktır. Muttasıl zamir  كَ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. 

Buradaki istisna harfi istidrak manasındadır. Bu istidrak; beklenen şart fiilinin gereğidir. (Âşûr)


اِنَّ فَضْلَهُ كَانَ عَلَيْكَ كَب۪يراً

 

İsim cümlesidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder.

فَضْلَهُ  kelimesi  اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. Muttasıl zamir  هُ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.   

اِنَّ ’nin haberi  كَانَ ’nin dahil olduğu isim cümlesidir.  كَانَ  nakıs, mebni mazi fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.  كَانَ ’nin ismi müstetir olup takdiri هو dir.

عَلَيْكَ  car mecruru  كَب۪يراً ’e müteallıktır.  كَب۪يراً  kelimesi  كَانَ ’nin haberi olup lafzen mansubdur.
 

اِلَّا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَۜ

 

Önceki ayetten istisna edilenleri bildirilen ayette  اِلَّا , istisna edatı  رَحْمَةً  müstesnadır.  رَحْمَةً ’deki tenvin kesret, nev ve tazim ifade eder. Car mecrur olan  مِنْ رَبِّكَۜ ’nin müteallakı  رَحْمَةً  veya  رَحْمَةً ‘in mahzuf sıfatıdır.

Veciz anlatım kastıyla gelen,  رَبِّكَۜ  izafetinde  Rabb ismine muzâfun ileyh olan muhatap zamiri dolayısıyla Hz.Peygamber şan ve şeref kazanmıştır.

Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde Rabb isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.

Önceki ayetten istisna, munkatı’ dır. Bazı alimlere göre  اِلَّا  hasr edatıdır.

Önceki ayetteki  شِئْنَا لَنَذْهَبَنَّ  ile bu ayetteki  رَبِّكَۜ  kelimeleri arasında mütekellimden gaibe geçişte güzel bir iltifat sanatı vardır. (Müşerref Ulusu (Ülger), Arap Dili Ve Belâgatı İltifat Sanatı)


اِنَّ فَضْلَهُ كَانَ عَلَيْكَ كَب۪يراً

 

İstisna için ta’liliyye olarak fasılla gelen cümlede fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. 

اِنَّ  ile tekid edilmiş isim cümlesidir. Sübut ve istimrar ifade eden bu cümle faide-i haber inkârî kelamdır. Müsnedün ileyh olan  فَضْلَهُ , veciz anlatım kastıyla izafet formunda gelmiştir. Bu izafet, Allah Teâlâ’ya ait zamire muzâf olan  فَضْلَ  için tazim ifade eder.

اِنَّ ’nin haberi  كَانَ ’nin dahil olduğu sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Car mecrur  عَلَيْكَ, müteallakı olan  كَانَ ’nin haberi  كَب۪يراً ’e ihtimam için takdim edilmiştir. 

كَانَ  fiili, bir cinste var olan bir vasıf ile ilgili kullanılması durumunda söz konusu vasfın o cinsin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgular ve ona dikkat çeker. (Müfredat)

Ta’lil cümleleri ıtnâb babındandır.

رَحْمَةً - فَضْلَهُ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.