Kehf Sûresi 103. Ayet

قُلْ هَلْ نُنَبِّئُكُمْ بِالْاَخْسَر۪ينَ اَعْمَالاًۜ  ...

(Ey Muhammed!) De ki: “Amelce en çok ziyana uğrayan; iyi iş yaptıklarını sandıkları hâlde, dünya hayatındaki çabaları kaybolup giden kimseleri size haber verelim mi?”  (103 - 104. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قُلْ de ki ق و ل
2 هَلْ mi?
3 نُنَبِّئُكُمْ size söyleyeyim ن ب ا
4 بِالْأَخْسَرِينَ en çok ziyana uğrayanları خ س ر
5 أَعْمَالًا işleri bakımından ع م ل
 
İnsanlar, davranışlarında daima bir amaç gözetip ona göre çaba harcarlar. Meselâ kişinin hedefi Allah’ın rızâsını ve âhireti kazanmak ise bu hedefe ulaşmak için çaba gösterir ve ona göre çalışır. Eğer kişi yüce değerlerle ilgilenmeyip sadece dünyevî menfaat elde etmek istiyorsa gayretini de o yönde sarfeder.
 
 Allah’a ortak koşanlar tanrılarının kendilerini Allah’a yaklaştıracağını ve Allah katında küfür sayılan bu davranışlarının Allah’a itaat olduğunu sanmaktadırlar. Oysa Allah kendisine ortak koşanların amellerinin hiçbir değeri olmadığını bildirmiştir. Bu sebeple dünyada yapıp ettikleri boşa gitmiştir; âhirette Allah tarafından hiçbir değer verilmeyecektir. Hz. Peygamber’in hadisinde de bu hususa işaret edilmiştir: “Kıyamet gününde şişman ve iri cüsseli nice adamlar gelir ki Allah katında sivri sineğin kanadı kadar ağırlığı yoktur. (İsterseniz) ‘Biz kıyamet gününde onların amellerine değer vermeyeceğiz’ âyetini okuyunuz” (Buhârî, “Tefsîr”, 18/6). Bunlar âyetlerde belirtilen kötülükleri yaptıkları için cezaları cehennem olacaktır.
 
  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 584
 

قُلْ هَلْ نُنَبِّئُكُمْ بِالْاَخْسَر۪ينَ اَعْمَالاًۜ

 

Fiil cümlesidir.  قُلْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ‘dir. Mekulü’l-kavli  هَلْ نُنَبِّئُكُمْ ‘dir.  قُلْ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

هَلْ  istifham harfidir.  نُنَبِّئُكُمْ  merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  نحن ‘dur.

Muttasıl zamir  كُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.

بِالْاَخْسَر۪ينَ  car mecruru   نُنَبِّئُكُمْ  fiiline müteallıktır.  الْاَخْسَر۪ينَ ‘nin cer alameti  ي ‘dir. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanır.  اَعْمَالاً  temyiz olup fetha ile mansubdur.

Temyiz; kendisinden önce geçen mübhem (manası açık olmayan) bir ismin manasına açıklık getiren camid, nekre bir isimdir. Yani; çeşitli manalar kastedilmeye elverişli önceki isim veya cümleden asıl maksadın ne olduğunu açıklamak üzere zikredilen camid (türememiş), mansub ve nekre isme temyiz denir. Temyizin manasını açıkladığı önceki isme veya cümleye de mümeyyez denir. Temyiz harf-i cerli ve izafetle gelmediği müddetçe mansubdur. Mümeyyezin îrabı ise cümledeki yerine göredir. Temyiz Türkçeye “bakımından, …yönünden” şeklinde tercüme edilebilir. Temyizi bulmak için “ne bakımdan, hangi açıdan?” soruları sorulur.

Temyiz ikiye ayrılır:

1. Melfûz mümeyyez: Söylenmiş, cümlede görülen mümeyyez.

2. Melhûz mümeyyez: Düşünülen, cümlede açık olarak görülemeyen mümeyyez.

(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

اَخْسَر۪ينَ  ism-i tafdil kalıbındandır.

İsm-i tafdil; bir vasfın, bir hususun bir varlıkta diğer bir varlıktan daha fazla olduğunu ifade eder. İsm-i tafdil  اَفْضَلُ  veznindendir. İsm-i tafdilin sıfat-ı müşebbeheden farkı; renk, şekil, uzuv noksanlığı ifade etmemesidir. Müennesi  فُعْلَى  veznindedir. 

İsm-i tafdilden önce gelen isme “mufaddal”, sonra gelen isme “mufaddalun aleyh’’ denir. Mufaddal ve mufaddalun aleyhi bazen açıkça cümlede göremeyebiliriz. Bu durumda mufaddal ve mufaddalun aleyh cümlenin gelişinden anlaşılır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

قُلْ هَلْ نُنَبِّئُكُمْ بِالْاَخْسَر۪ينَ اَعْمَالاًۜ

 

Fasılla gelen ayet istînâfiyyedir. İlk cümle emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.  قُلْ  fiilinin mekulü’l-kavli istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

Emir ve Nehiylerin Aciliyet İfade Edip Etmeme Durumları: 

- Emirler aciliyet veya tehir ifade etmezler. Sadece bir şeyin yapılmasını isterler.

- Nehiyler aciliyet ifade ederler. Yasaklanan şeyden hemen uzaklaşılmasını isterler. (Hasan Karakaya, Fıkıh usulü, s. 558-559)

Cümleye قُلْ emriyle başlanması dinleyicilerin dikkatle söylenen söze kulak vermesini sağlamak içindir. Çünkü böyle bir açılış onları ilgilendiren bir konu olduğunu hissettirir. (Âşûr)

هَلْ  inkârî manadadır. Cümle istifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen soru anlamı dışında inkâr ve kınama kastı taşıdığı için mecaz-ı mürsel mürekkebdir.

اَعْمَالاًۜ  temyiz olarak mansubdur. Temyiz ıtnâb babındandır. 

Ayette  اَعْمَالاًۜ  [ameller] ifadesinin çoğul gelmesi, ya çok kimseden bahsedildiğinden veya her birinin amellerinin farklı farklı olmasındandır. (Beyzâvî)

Ayetin başındaki  قُلْ  emrindeki müfret muhatap zamirden,  نُنَبِّئُكُمْ ’da cemi mütekellim zamire iltifat edilmiştir.