قَالَ مَا مَكَّنّ۪ي ف۪يهِ رَبّ۪ي خَيْرٌ فَاَع۪ينُون۪ي بِقُوَّةٍ اَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْماًۙ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | قَالَ | dedi ki |
|
2 | مَا |
|
|
3 | مَكَّنِّي | beni bulundurduğu imkanlar |
|
4 | فِيهِ | içinde |
|
5 | رَبِّي | Rabbimin |
|
6 | خَيْرٌ | daha hayırlıdır |
|
7 | فَأَعِينُونِي | siz bana yardım edin de |
|
8 | بِقُوَّةٍ | güçle |
|
9 | أَجْعَلْ | yapayım |
|
10 | بَيْنَكُمْ | sizinle |
|
11 | وَبَيْنَهُمْ | onlar arasına |
|
12 | رَدْمًا | sağlam bir engel |
|
قَالَ مَا مَكَّنّ۪ي ف۪يهِ رَبّ۪ي خَيْرٌ فَاَع۪ينُون۪ي بِقُوَّةٍ اَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْماًۙ
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو’dir.
Mekulü’l-kavli, مَا مَكَّنّ۪ي ف۪يهِ ‘dir. قَالَ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. Müşterek ism-i mevsul مَا mübteda olarak mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası مَكَّنّ۪ي ’dir. Îrabdan mahalli yoktur.
مَكَّنّ۪ي fetha üzere mebni mazi fiildir. Sonundaki نِ vikayedir. Mütekellim zamiri ي mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. ف۪يهِ car mecruru مَكَّنّ۪ي fiiline müteallıktır.
رَبّ۪ي fail olup mütekellim zamiri ي muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
خَيْرٌ mübteda olan مَا ’nın haberi olarak lafzen merfûdur.
فَ mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri,
إن طلبت العون فأعينوني (Yardım istiyorsanız bana yardım edin.) şeklindedir.
اَع۪ينُون۪ي fiili ن۪ ’un hazfıyla meczum muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur. Sonundaki نِ vikayedir. Mütekellim zamiri ي mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. بِقُوَّةٍ car mecruru اَع۪ينُون۪ي fiiline müteallıktır.
فَ mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri, إن تعينوني أجعل… (Bize yardım edersen …. yaparız) şeklindedir.
اَجْعَلْ meczum muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنَا’dir. بَيْنَكُمْ mekân zarfı , اَجْعَلْ fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir كُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
بَيْنَهُمْ atıf harfi وَ ’la بَيْنَكُمْ ’e matuftur. رَدْماًۙ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
مَكَّنّ۪ي sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi مكن ’dir.
Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
اَع۪ينُون۪ي fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi عون ’dır.
İf’al babı fiile, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder.
قَالَ مَا مَكَّنّ۪ي ف۪يهِ رَبّ۪ي خَيْرٌ
Beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir.
Allah Teâlâ, Zülkarneyn’in, kavme söylediği sözleri bildirmektedir.
قَالَ fiilinin mekulü’l kavli olan مَا مَكَّنّ۪ي ف۪يهِ رَبّ۪ي خَيْرٌ cümlesi, sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Müsnedün ileyhin ism-i mevsûlle gelmesi, sonraki haberin önemine dikkat çekmek içindir.
Mevsûlün sılası مَكَّنّ۪ي ف۪يهِ رَبّ۪ي , müspet mazi fiil sıygasında gelerek sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. (Hâlidî, Vakafat, s. 107) Müsned olan خَيْرٌ , ism-i tafdil kalıbında gelerek mübalağa ifade etmiştir.
رَبّ۪ي izafeti, muzâfun ileyhin şanı içindir.
Mekulü’l-kavlin ilk cümlesi, “Rabbimin beni sahibi kıldığı bol mal ve geniş zenginlik, sizin harcayacağınız haraçtan daha hayırlıdır. Benim ona ihtiyacım yoktur.” demektir. Bu, tıpkı Süleyman (as)’ın, [“İşte Allah’ın bana verdiği, sizin verdiğinizden daha çok hayırlıdır.”] (Neml Suresi, 36) demesi gibidir. (Fahreddin er-Râzî)
فَاَع۪ينُون۪ي بِقُوَّةٍ اَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْماًۙ
Takdiri …إن طلبت العون (Yardım istiyorsanız bana yardım edin.) olan mahzuf bir şartın cevabıdır. Cümleye dahil olan rabıta فَ ’si, bu hazfin işaretidir. Bu فَ harfini, fasiha olarak yorumlayan alimler de vardır.
Cevap cümlesi emir üslubunda talebî inşaî isnaddır. Mahzuf şart ve mezkûr cevaptan müteşekkil terkip, şart üslubunda talebî inşaî isnaddır.
اَع۪ينُون۪ي fiili, اِفعال babında emirdir. اِفعال babı, fiile, tadiye, sayruret, kesret, haynunet gibi anlamlar katar.
مَكَّنّ۪ي - اَع۪ينُون۪ي - بِقُوَّةٍ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı, بَيْنَ kelimesinin tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.
رَدْماًۙ kelimesindeki tenvin, nev ve tazim ifade eder.
رَدْماًۙ kelimesi, set, duvar anlamına gelir ve سدّ kelimesinden daha fazla kullanılır. (Fahreddin er-Râzî)