فَنَادٰيهَا مِنْ تَحْتِهَٓا اَلَّا تَحْزَن۪ي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِياًّ
فَنَادٰيهَا مِنْ تَحْتِهَٓا اَلَّا تَحْزَن۪ي قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِياًّ
Fiil cümlesidir. نَادٰيهَا elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. Muttasıl zamir هَا mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
مِنْ تَحْتِهَٓا car mecruru نَادٰيهَا fiiline müteallıktır.
اَلَّا masdar harfi أن ve nehiy lamının birleşmiş halidir. أن ve sonrası tefsiriyye veya masdariyye olarak takdir edilen ب harfiyle birlikte نَادٰيهَا fiiline müteallıktır.
تَحْزَن۪ي fiili şart fiili olup ن ‘un hazfıyla meczum muzari fiildir. Faili müennes muhatabdır.
قَدْ tahkik harfidir. Tekid ifade eder. جَعَلَ fetha üzere mebni mazi fiildir.
رَبُّكِ fail olup lafzen merfûdur. Muttasıl zamir كِ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
تَحْتَ mekân zarfı, mahzuf ikinci mef’ûlun bihe müteallıktır. Muttasıl zamir كِ muzâfun ileyh olarak mahalllen mecrurdur.
سَرِياًّ kelimesi birinci mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
نَادٰيهَا fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Mufâale babındandır. Sülâsîsi ندي ’dir.
Mufâale babı fiile, müşareket (ortaklık), bir işi peşpeşe yapmak, teksir (çokluk, bir işi çok yapmak) gibi anlamlar katar.
فَنَادٰيهَا مِنْ تَحْتِهَٓا
Ayet, فَ harfiyle, önceki ayetteki … قَالَتْ cümlesine atfedilmiştir. Manen ve lafzen mutabık olan cümleler arasında anlam birliği vardır.
Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Bu ayette nida edenin Cebrail (as) veya Îsa (as) olduğu hakkında ihtilaf edilmiştir.
Ayet-i Kerimedeki مَنْ تَحْتِهَٓا ‘aşağısında olan ona seslendi’ ifadesi ancak daha önce onun altında birisinin olduğu biliniyorsa kullanılır. Onun altında olduğu bilinen ise, Hz. İsâ'dır. Binaenaleyh nida edenin Hazret-i Îsa aleyhisselâm olduğunu söylemek gerekir. (Fahreddin er-Râzî)
اَلَّا تَحْزَن۪ي
Fasılla gelen اَلَّا تَحْزَن۪ي cümlesinin fasıl sebebi kemâl-i ittisâldir. Nehiy üslubunda talebî inşâî isnad olan cümleye dahil olan أن , tefsiriyyedir.
Önceki cümleyi bir başka lâfızla açıklayan tefsiriyye cümlesi öncesinden ne kast edildiğini açıklayan beyan cümlesidir. (Sevinç Resul, Belâgatta Fasıl-Vaslın Genel Kuralları Ve “Vâv”ın Kullanımı)
اَلَّا masdar harfi أن ve nehiy lâmının birleşmiş halidir. أن ve sonrası tefsiriyye veya masdariyye olarak takdir edilen ب harfiyle birlikte نَادٰيهَا fiiline muteallıktır.
قَدْ جَعَلَ رَبُّكِ تَحْتَكِ سَرِياًّ
Beyanî istînâf veya önceki nehiy cümlesi için ta’liliye olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir.
قَدْ tahkik harfiyle tekid edilen cümle müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.
Müsnedün ileyhin rububiyet vasfını vurgulayan Rabb ismiyle marife olması, Allah Teâlânın Hz. Meryem'e son derece lütufkâr olduğunun göstergesidir.
Hz. Meryem’e ait zamirin Rabb lafzına izafesi, ona tazim ve teşrif içindir.
تَحْتَ kelimesinin tekrarında ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.