خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۚ لَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ
خَـٰلِدِینَ فِیهَا لَا یُخَفَّفُ عَنۡهُمُ ٱلۡعَذَابُ وَلَا هُمۡ یُنظَرُونَ
خَـٰلِدِینَ önceki ayetteki عَلَیۡهِمۡ ’in zamirinden hal olarak mansubtur. Nasb alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler, ي ile nasb olurlar. فِیهَا car mecruru خَـٰلِدِینَ ’ye müteallıktır. لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. یُخَفَّفُ merfû muzari fiildir. عَنۡهُمُ car mecruru یُخَفَّفُ fiiline müteallıktır. ٱلۡعَذَابُ naib-i fail olup lafzen merfûdur.
وَ atıf harfidir. لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. Munfasıl zamir هُمۡ mübteda olarak mahallen merfûdur. یُنظَرُونَ fiili haber olarak mahallen merfûdur. Meçhul muzari fiil olarak gelmiştir.
خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۚ لَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنْظَرُونَ
Önceki ayette geçen عَلَیۡهِمۡ’in zamirinden hal olarak gelmiştir. Orada ebediyyen kalıcı olma, mezkur kişilerin müekked halidir.
Bu cümledeki هَا zamiri نار (ateş) kelimesi yerine kullanılmıştır. Ayetin öncesinde نار ifadesi geçmediği halde ona zamirle işaret edilmesi, durumunun ne kadar dehşet verici olduğuna dikkat çekmek ve ondan korkutmak içindir. (Kadı Beyzâvî Tefsirinde Belâgat İlmi Ve Uygulanışı / Süleyman Gür)
Onlar lanette veya cehennemde ebedî kalıcıdırlar. Burada işin korkunçluğunu ve şiddetini ifade etmek için cehennem ismi yerine zamir kullanılmıştır. (Safvetü't Tefâsir)
İstînafiyye olarak fasılla gelen...لَا يُخَفَّفُ cümlesi, nefy muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlede car mecrur olan عَنْهُمُ önemine binaen naibi faile takdim edilmiştir.
Olumsuz isim cümlesi formunda gelen son cümle, faide-i haber inkârî kelamdır. Nefiy harfinin müsnedün ileyhten önce gelmesi ve müsnedin fiil cümlesi formunda olması tahsis ifade eder.
Haberin muzari fiille gelmesi hudûs, teceddüt ve istimrar ifade eder. Ayrıca muzari fiilin tecessüm özelliği, muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek konuyu iyice kavramasına yardımcı olur.
لَا harfi, cumhura göre gelecek zamana mahsustur. Bu harf mutlak olarak kullanılır ve çoğunlukla istikbal kastedilir. (Samerrâî, Ala Tarîqi't Tefsîri'l Beyânî, c. 2, Yâ-Sîn/49)
[Onlara mühlet verilmez] Olumsuzluğun sürekliliğini ve devamını ifade etmek için isim cümlesi tercih edilmiştir. (Safvetü't Tefâsir)
Burada bu kişilerin gözleriyle gördükleri söylenmiştir. Bu fiil إلى harfiyle geldiği gibi harfsiz de gelir. Allah‘ın kıyamet günü onlara bakmayacağı söylenmiştir. Bu tabir Allah’ın gazabından ve onları tahkir etmesinden kinayedir. (Âşûr)
خَالِد۪ينَ Azabın hiç hafifletilmeyeceği. Bu, onların başına gelen ilahi azabın her zaman aynı şiddette olacağı, zaman zaman azalmayacağı, manasınadır. (Fahreddin er-Razi)
Onlar sürekli olarak lanette ya da ateşte kalacaklardır. Ateşin adı geçmediği halde, bunun ف۪يهَاۚ [orada] zamiriyle ile ifade edilmesi, onun heybet ve korkunçluğuna işaret içindir. (Ebüssuûd)