Bakara Sûresi 46. Ayet

اَلَّذ۪ينَ يَظُنُّونَ اَنَّهُمْ مُلَاقُوا رَبِّهِمْ وَاَنَّهُمْ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ۟  ...

Onlar, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’na döneceklerini çok iyi bilirler.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 الَّذِينَ onlar ki
2 يَظُنُّونَ bilirler ظ ن ن
3 أَنَّهُمْ şüphesiz onlar
4 مُلَاقُو kavuşacaklardır ل ق ي
5 رَبِّهِمْ Rablerine ر ب ب
6 وَأَنَّهُمْ ve gerçekten onlar
7 إِلَيْهِ O’na
8 رَاجِعُونَ döneceklerdir ر ج ع
 

اَلَّذ۪ينَ يَظُنُّونَ اَنَّهُمْ مُلَاقُوا رَبِّهِمْ وَاَنَّهُمْ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ۟

اَلَّذ۪ينَ  cemi has ism-i mevsûl, önceki ayetteki  الْخَاشِع۪ينَ ‘ nun sıfatı olarak mahallen mecrurdur. İsm-i mevsûlun sılası يَظُنُّونَ ‘dir. Îrabtan mahalli yoktur. 

Has ism-i mevsûller marife isimden sonra geldiğinde kelimenin sıfatı olur. Cümledeki yerine göre onun unsuru (Fail, mef’ûl,muzâfun ileyh) olur. (Arapça Dil Bilgisi, Nahiv, Dr. M.Meral Çörtü,s; 44)

يَظُنُّونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur. اَنَّ  ve masdar-ı müevvel, يَظُنُّونَ  fiilinin iki mef‘ûlu yerinde olarak mahallen mansubdur. 

أَنَّ  masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir.

هُمْ  muttasıl zamiri  أَنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. مُلَاقُوا  kelimesi  أَنَّ ’nin haberi olup ref alameti  و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. İzafetten dolayı نَ  düşmüştür. 

رَبِّهِمْ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. Muttasıl zamir  هِمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. اَنَّهُمْ  atıf harfi و ‘ la birinci  اَنَّهُمْ ‘e matuftur.

İsim cümlesidir.  اَنَّ  masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir.

هُمْ  muttasıl zamiri  أَنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. اِلَيْهِ  car mecruru, رَاجِعُونَ ‘ a mütealliktir. رَاجِعُونَ  kelimesi  أَنَّ ’nin haberi olup ref alameti  و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.

يَظُنُّونَ  sanmak anlamında kalp fiillerindendir.

Kalp fiilleri (iki mef’ûl alan fiiller); bir mef’ûl ile manası tamamlanamayıp ikinci mef’ûle ihtiyaç duyan fiillerdir. Bu fiiller isim cümlesinin önüne gelirler, mübtedayı ve haberi iki mef’ûl yaparak nasbederler. 3 gruba ayrılırlar:

1. Bilmek manasında olanlar.

2. Sanmak manası ifade edenler, kesine yakın bilgi ifade ederler. “Sanmak, zannetmek, saymak, kendisine öyle gelmek” gibi manalara gelir.

3. grupta olan değiştirme manası ifade edenler aynı anlama gelmedikleri halde görevleri itibariyle onlara benzerliklerinden kalp fiilleri adı altına girmişlerdir.

Değiştirme manasına gelen fiiller “etti, yaptı, kıldı, edindi, dönüştürdü, değişik bir hale getirdi” gibi manalara gelir.

Bilgi ve zan fiillerinden sonra bazen  اَنَّ ’li ve  اَنْ ’li cümleler gelir, bu cümleler iki mef’ûl kabul edilir. Bilmek, sanmak ve değiştirme manasına gelen bu fiiller 3 şekilde gelebilir: 1) İki mef’ûl alanlar, 2) İki mef’ûlünü masdarı müevvel cümlesi olarak alanlar, 3) İki mef’ûlü hazif olanlar. Kalp fiilleri iki mamûlü arasında olduğunda amel etmeleri de etmemeleri de caizdir.(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

مُلَاقُوا  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan müfa’ale babının ism-i failidir. 

رَاجِعُونَ۟  kelimesi, sülâsi mücerredi  رجع  olan fiilin ism-i failidir.

İsmi fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsmi fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

Ayet, الْخَاشِع۪ينَۙ ’nin sıfatı olarak fasıl olarak gelmiştir, huşu duyanların semeresini açıklamıştır.

Has ism-i mevsûl اَلَّذ۪ينَ ’de tevcih sanatı vardır.

Sıla cümlesinin mef‘ûlü, اَنَّ ile tekid edilmiş, faide-i haber talebî kelamdır.

وَاَنَّهُمْ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ۟ cümlesi, ظُنّ fiilinin iki mef‘ûlü yerindeki masdarı müevvele atıftır.

مُّلَـٰقُوا۟ kelimesi görmek diye tefsir olunmuştur. مُلَاقُوا رَبِّهِمْ de; ‘’Yüce Allah’ı keyfîyetsiz olarak görmek’’ diye yorumlanmıştır. (Nesefî / Medâriku’t-Tenzîl Ve Hakâîku’t-Te’vîl)

Ayette رَبِّهِمْ izafetinde, رَبّ ismine muzâfun ileyh olan, “namazda huşu duyanlar” şan ve şeref kazanmıştır.

اَنَّهُمْ ibaresinin tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.

Mütekellimin Allah Teâlâ olması sebebiyle Rab isminde tecrîd sanatı vardır.

Zan fiili zıt anlamlı kelimelerdendir. ظُنّ ; kesin bilgi ve zan manası taşır. Bizim dilimize zan manası geçmiştir. Ama burada zan manası uygun değildir.

و انهم اليه راجعون cümlesindeki car mecrurun takdimi, kasrı sıfat alel mevsuftur. Herkes, sadece ona döndürülecek, başkasına değil anlamındadır.