اِنَّا قَدْ اُو۫حِيَ اِلَيْنَٓا اَنَّ الْعَذَابَ عَلٰى مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰى
اِنَّا قَدْ اُو۫حِيَ اِلَيْنَٓا اَنَّ الْعَذَابَ عَلٰى مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰى
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder. نَا mütekellim zamiri اِنَّ ‘nin ismi olarak mahallen mansubdur.
اُو۫حِيَ اِلَيْنَٓا cümlesi اِنَّ ‘nin haberi olarak mahallen merfûdur.
قَدْ tahkik harfidir. Tekid ifade eder. اُو۫حِيَ fetha üzere mebni, meçhul mazi fiildir. اِلَيْنَٓا car mecruru اُو۫حِيَ fiiline müteallıktır.
اَنَّ masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur, cümleye masdar anlamı verir.
اَنَّ ve masdar-ı müevvel اُو۫حِيَ fiilinin naib-i faili olup lafzen merfûdur.
مَنْ müşterek ism-i mevsûlu عَلٰى harf-i ceriyle اَنَّ ‘nin mahzuf haberine müteallıktır. İsm-i mevsûlun sılası كَذَّبَ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur. كَذَّبَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
تَوَلّٰى atıf harfi وَ ‘la كَذَّبَ ‘ye matuftur.
Atıf harflerinden biri kullanılarak iki kelimeyi veya iki cümleyi birbirine bağlamaya atf-ı nesak denir. Atıf harfinden önce gelene matufun aleyh, sonra gelene matuf denir. Matuf ve matufun aleyh arasında îrab bakımından, sıyga bakımından, cümlelerin haberî veya inşâî olması bakımından uyum olur. Mana bakımından aralarında uygunluk varsa fiil isme atfedilebilir. Müstetir zamir atıf olmaz. Matufun îrabı her zaman için matufun aleyhe uyar.
و : Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
كَذَّبَ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi كذب ’dir.
Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
اِنَّا قَدْ اُو۫حِيَ اِلَيْنَٓا اَنَّ الْعَذَابَ عَلٰى مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰى
İstînâfiyye olarak fasılla gelen bu ayette, Allah Teâlâ’nın Musa (as) ile Harun’dan (as) söylemelerini istediği sözler devam etmektedir. Cümle اِنَّ ve قَدْ ile tekid edilmiş isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. İsim cümlesi sübut ifade etmiştir.
İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden, اِنَّ , isim cümlesi ve قَدْ tekid harfi, isnadın tekrarı ve isim cümlesi olmak üzere birden çok tekid unsuru taşıması sebebiyle bu ve benzeri cümleler çok muhkem/sağlam cümlelerdir.
اُو۫حِيَ fiil cümlesi اِنَّ ‘nin haberi olarak merfû mahaldedir. Cümlede müsned, mazi fiil sıygasında gelmiştir.
Masdar ve tekid harfi اَنَّ ’nin dahil olduğu اَنَّ الْعَذَابَ عَلٰى مَنْ كَذَّبَ cümlesi sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesidir. Faide-i haber inkârî kelamdır. Masdar-ı müevvel, اُو۫حِيَ fiilinin naib-i failidir. اُو۫حِيَ fiili, meçhul bina edilmiştir. Meçhul bina edilen fiillerde mef’ûle dikkat çekme kastı vardır. Çünkü malum bina edildiğinde mef’ûl olan kelime meçhul binada naib-i fail olur.
Ayrıca bu bina naib-i failin bu fiilide bir dahli olmadığına da işaret eder. (Dr. Adil Ahmet Sâbir er-Ruveynî, Teemmülat fi Sûret-i İbrahim, s. 127)
Mecrur mahaldeki müşterek ism-i mevsûl, عَلٰى harfiyle birlikte اَنَّ ‘nin mahzuf haberine müteallıktır. Sılası olan كَذَّبَ cümlesi, müspet mazi fiil siygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
العَذاب kelimesindeki tarif cins içindir. Yani bu ek, nekrelik mesabesindedir. Adeta yalanlayanlara gelen bir azap olduğu söylenmiştir. (Âşûr)
السَّلام ve العَذاب kelimelerinin dünya ve ahiret ile kayıtlanmadan gelmesi de müjde ve uyarıların umumiliği içindir. (Âşûr)
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, S.107)
تَوَلّٰى fiili aynı üslupta gelerek sıla cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
كَذَّبَ yalanladı, inkâr etti, تَوَلّٰى ise döndü, yüz çevirdi demektir. كَذَّبَ sözünden sonra تَوَلّٰى sözünün zikredilmesi umumdan sonra husus babında ıtnâbdır. Bu kelimeler arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
Sana azap vardır denmemiş, kim yalanlar ve yüz çevirirse ona azap vardır buyrularak tariz yapılmıştır.