وَاِذْ بَوَّأْنَا لِاِبْرٰه۪يمَ مَكَانَ الْبَيْتِ اَنْ لَا تُشْرِكْ ب۪ي شَيْـٔاً وَطَهِّرْ بَيْتِيَ لِلطَّٓائِف۪ينَ وَالْقَٓائِم۪ينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | وَإِذْ | bir zamanlar |
|
2 | بَوَّأْنَا | kondurmuştuk |
|
3 | لِإِبْرَاهِيمَ | İbrahim’i |
|
4 | مَكَانَ | yerine |
|
5 | الْبَيْتِ | Beyt(Ka’be’n)in |
|
6 | أَنْ | diye |
|
7 | لَا |
|
|
8 | تُشْرِكْ | ortak koşma |
|
9 | بِي | bana |
|
10 | شَيْئًا | hiçbir şeyi |
|
11 | وَطَهِّرْ | ve temizle |
|
12 | بَيْتِيَ | evimi |
|
13 | لِلطَّائِفِينَ | tavaf edenler için |
|
14 | وَالْقَائِمِينَ | ve ayakta duranlar için |
|
15 | وَالرُّكَّعِ | ve rüku’ edenler için |
|
16 | السُّجُودِ | secde edenler için |
|
وَاِذْ بَوَّأْنَا لِاِبْرٰه۪يمَ مَكَانَ الْبَيْتِ اَنْ لَا تُشْرِكْ ب۪ي شَيْـٔاً
وَ istînâfiyyedir. Zaman zarfı اِذْ , takdiri أذكر olan mahzuf fiile mütealliktir.
إِذْ : Yalnız cümleye muzâf olan zaman zarfıdır.
a) (إِذْ) mef’ûlun fih, mef’ûlun bih, mef’ûlun leh olur.
b) (إِذْ)’den sonra muzari fiil veya isim cümlesi gelirse gelecek zaman ifade eder.
c) (بَيْنَا) ve (بَيْنَمَا)’dan sonra gelirse mufâcee (sürpriz) harfi olur. Bu durumda zarf (zaman bildiren isim) değil harf olur.
d) Sükun üzere mebnîdir. Burda mef’ûlun fih konumunda gelmiştir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
بَوَّأْنَا ile başlayan cümle muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. بَوَّأْنَا sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir نَا fail olarak mahallen merfûdur.
لِاِبْرٰه۪يمَ car mecruru بَوَّأْنَا fiiline mütealliktir. اِبْرٰه۪يمَ kelimesi gayri munsarif olduğu için esre almamıştır. Cer alameti fethadır.
Gayri munsarif isimler: Kesra (esre) ve tenvini alamayan isimlerdir. Gayri munsarif isimler esre yerine fetha alırlar. Yani bu isimler ref halinde damme, nasb halinde fetha, cer halinde yine fetha alırlar.
Gayri munsarife “memnu’un mine’s-sarf (اَلْمَمْنُوعُ مِنَ الصَّرفِ)” da denir.
Arapçada kullanılmakla birlikte arapça kökenli olmayan alem (özel) isimler (Yer, ülke, kişi adları vb. gibi isimler) de gayri munsariftir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
مَكَانَ mekân zarfı, بَوَّأْنَا fiiline mütealliktir. الْبَيْتِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
اَنْ tefsiriyyedir. لَا nehiy harfi olup olumsuz emir manasındadır. تُشْرِكْ meczum muzari fiildir. ب۪ي car mecruru تُشْرِكْ fiiline mütealliktir. شَيْـٔاً kelimesi تُشْرِكْ fiilinin mef’ûlun bihi olup fetha ile mansubdur.
بَوَّأْنَا sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi بوأ ’dır.
Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
وَطَهِّرْ بَيْتِيَ لِلطَّٓائِف۪ينَ وَالْقَٓائِم۪ينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ
Fiil cümlesidir. وَ atıf harfidir. طَهِّرْ sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ’dir.
بَيْتِيَ mef’ûlun bih olup mukadder fetha ile mansubdur. Mütekellim zamiri ي muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
لِلطَّٓائِف۪ينَ car mecruru طَهِّرْ fiiline mütealliktir. لِلطَّٓائِف۪ينَ kelimesinin cer alameti ي ’dir. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanır.
الْقَٓائِم۪ينَ kelimesi atıf harfi وَ ’la لِلطَّٓائِف۪ينَ ‘ye matuftur. الرُّكَّعِ kelimesi atıf harfi وَ ’la الْقَٓائِم۪ينَ ’ye matuftur. السُّجُودِ kelimesi الرُّكَّعِ ’nin sıfatı olup kesra ile mecrurdur.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapçada sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
طَهِّرْ sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi طهر ’dır.
Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
لِلطَّٓائِف۪ينَ kelimesi sülasi mücerredi طوف olan fiilin ism-i failidir.
الْقَٓائِم۪ينَ kelimesi sülasi mücerredi قوم olan fiilin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَاِذْ بَوَّأْنَا لِاِبْرٰه۪يمَ مَكَانَ الْبَيْتِ
وَ , istînâfiyyedir. Zaman zarfı اِذْ , takdiri اذكر (Hatırla, düşün!) olan mahzuf fiile mütealliktir. Bu takdire göre cümle, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Müspet mazi fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelam olan …بَوَّأْنَا لِاِبْرٰه۪يمَ cümlesi اِذْ ’in muzâfun ileyhi konumundadır. بَوَّأْنَا fiilinin azamet zamirine isnadı, tazim ifade eder.
اِذْ harfi ekseriyetle geçmiş zaman için kullanılan bir isimdir. Kuran’da her kıssanın evvelinde geçen اِذْ kelimeleri, اذكر takdiriyle mef’ûlun bih makamındadır.
Zaman isminin masdara değil de fiil cümlesine muzâf olması tazim ifade eder. Böylece fiilin teceddüt ifadesi dolayısıyla adeta şimdiki zaman ifade edilmiş olur. (Âşûr)
Bu gibi yerlerde lâm harfinin zikri önem ve şeref içindir. مَكَانَ kelimesi de kısaca ifade için gelmiştir. (Âşûr)
اَنْ لَا تُشْرِكْ ب۪ي شَيْـٔاً وَطَهِّرْ بَيْتِيَ لِلطَّٓائِف۪ينَ وَالْقَٓائِم۪ينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ
Fasılla gelen cümleye dahil olan اَنْ , tefsiriyyedir. Cümle emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
اَنْ edatı بَوَّأْنَا ’yı tefsir etmektedir, çünkü içinde تَعَبْدْنَا (onu ibadetle mükellef kıldık) manası vardır, zira yerin gösterilmesi ibadet içindir. (Beyzâvî)
“Hatırla o zamanı ki İbrahim'e beytin yerini hazırlamıştık” yani onu tayin ettiğimiz ve ona arsa kıldığımız zamanı hatırla demektir. لِاِبْرٰه۪يمَ ’deki لِ, zâittir, مَكَانَ de zarftır. (Beyzâvî)
Aynı üslupla gelen وَطَهِّرْ بَيْتِيَ لِلطَّٓائِف۪ينَ وَالْقَٓائِم۪ينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ cümlesi, tefsir cümlesine وَ ’la atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
Ayetin son cümlesinde, beyti temizlemeyi kimler için yapacağı sayılmıştır. Bu üslup, taksim sanatıdır.
Ayette cemi mütekellim zamirinden, ب۪ي buyurularak müfred mütekellim zamirine iltifat edilmiştir.
السُّجُودِ , ism- fail kalıbında gelen الرُّكَّعِ ’den bedeldir. Bedel, kapalı bir ifadeyi açmak, açık olanı kuvvetlendirmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.
الْقَٓائِم۪ينَ - لِلطَّٓائِف۪ينَ kelimeleri arasında muvazene ve mürâât-ı nazîr, الرُّكَّعِ - السُّجُودِ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
Veciz anlatım kastıyla gelen بَيْتِيَ izafetinde Allah Teâlâ'ya ait zamire muzâf olan بَيْتِ şan ve şeref kazanmıştır.
بَيْتِ ’in tekrarı, önemine binaen ve zihinlerde yer etmesi içindir. Bu tekrarda cinas ve reddü'l-acüz ale's-sadr sanatları vardır.