Mü'minûn Sûresi 1. Ayet

قَدْ اَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَۙ  ...

Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قَدْ andolsun
2 أَفْلَحَ felaha ulaştı ف ل ح
3 الْمُؤْمِنُونَ mü’minler ا م ن
 
Bu bölümdeki on bir âyette İslâm’ın ibadet ve ahlâk alanlarında vazgeçilmez saydığı ilkelerin yanı sıra mümin kavramının içeriği özetlenmekte, kadın olsun erkek olsun “Ben müminim, müslümanım” diyen her insanın, bu ifadesinin anlamlı hale gelebilmesi için kendisinden beklenen yaşama modeli ortaya konmaktadır. Sûrenin ileriki âyetlerinde âhireti inkâr edenlerin iddiaları geniş olarak ortaya konup bunların eleştirildiği dikkate alındığında buradaki “kurtuluş”un öncelikle âhiret kurtuluşu ve esenliği olduğu anlaşılır. Nitekim 11. âyet ile yukarıda sûrenin fazileti dolayısıyla aktardığımız hadisteki “... Kim bu âyetlerin gereğini yaparsa cennete girecektir” ifadesi de bunu göstermektedir. Ayrıca doğru inanç ve düzgün yaşayışın sadece âhiret için değil aynı zamanda dünya mutluluğu ve esenliği için de gerekli olduğunu gerek naklî deliller gerekse insanlığın tecrübesi gösterdiğine göre bu âyetlerin dünyadaki kurtuluşun bir reçetesini verdiği de muhakkaktır.
 

قَدْ اَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَۙ

 

Fiil cümlesidir.  قَدْ  tahkik harfidir. Tekid ifade eder.

اَفْلَحَ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  الْمُؤْمِنُونَ  fail olup ref alameti  وَ ’dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle irablanırlar.  اَفْلَحَ  fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İf’al babındadır. Sülâsîsi  فلح ’dir.

İf’al babı fiile, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.

الْمُؤْمِنُونَ  sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir. 

İsm-i fail: Eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

قَدْ اَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَۙ

 

Surenin ilk ayeti ibtidaiyye olarak gelmiştir.  قَدْ  tekid ifade eden tahkik harfidir. Bu ayet buna misaldir. Bu manada kullanılan  قَدْ  kaseme cevap olarak vaki olan fiil cümlelerinde, tekid yönünden cevap olarak kullanılan isim cümlelerindeki  انّ  ve  لا  gibidir. (Süyûtî, el-İtkan/İtkan) 

Ayet, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Halidî, Vakafat, S.107) 

Sureye adını veren  الْمُؤْمِنُونَۙ  kelimesi cümlede fail olarak merfÛdur. Bu surenin başlangıcında güzel lafızlarla başlayarak hüsn-i ibtidâ sanatı yapılmıştır.

İlk ayette geçen müminleri, اَلَّذ۪ينَ هُمْ ف۪ي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَۙ  [onlar na­mazlarını huşu içinde kılanlar]  ayeti ve bundan sonra gelen ayetlerle açıklamaktadır ki, buna icmalden sonra tafsil sanatı denir. (Sâbûnî, Safvetü’t Tefâsîr)

قَدْ  edatı  لمّا ‘nın  zıttıdır, gerçekleşmesi beklenen şeyin gerçekleşmiş olduğunu ifade eder;  لما  ise henüz gerçekleşmemiş olduğunu ifade eder. Kuşkusuz müminler böyle bir müjdeyi yani felAha ereceklerine dair müjdeyi beklemekteydiler, işte bu ayette onlara hitap edilerek, bekledikleri bu şeyin gerçekleşmiş olduğu haberi kendilerine verilmiştir.  فْلَح , murada ermek demektir, bir diğer görüşe göre ise hayır üzere baki kalmak demektir.  اَفْلَحَ  fiili,  فلح /felaha dahil oldu anlamında olup tıpkı ابشر  fiilinin beşarete, müjdeye, mutluluğa dahil oldu anlamına gelmesine benzer.  افلحه  ise, (onu felaha ulaştırdı) anlamındadır. (Keşşaf)

فلح  Felah: Murada ulaşmaktır. Hayırda sonsuzluk diye de tarif edilmiştir.

İflah: Kurtuluşa ermek manasına geldiği gibi felaha girmek, huzur bulmak manasına da gelir ki, Kur'an'da genellikle bu manada gelmiştir. Burada Allah Teâlâ, yedi özelliği kendinde toplayan kimseler için kurtuluşun muhakkak olacağını müjdelemektedir ki, bu yedi özellikten birincisi imandır. (Elmalılı)