Mü'minûn Sûresi 118. Ayet

وَقُلْ رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَ  ...

De ki: “Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَقُلْ ve de ki ق و ل
2 رَبِّ Rabbim ر ب ب
3 اغْفِرْ bağışla غ ف ر
4 وَارْحَمْ ve acı ر ح م
5 وَأَنْتَ ve sen
6 خَيْرُ en hayırlısısın خ ي ر
7 الرَّاحِمِينَ acıyanların ر ح م
 

وَقُلْ رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ 

 

Fiil cümlesidir. وَ  istînâfiyyedir.  قُلْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ’dir. 

Mekulü’l-kavli,  رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ dir.  قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.  Nida harfi mahzuftur. Münada olan  رَبَّ  muzâftır. Mütekellim zamir  نَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. 

اغْفِرْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ’dir.

ارْحَمْ  atıf harfi  وَ la  اغْفِرْ e matuftur.

 

 وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَ

 

İsim cümlesidir. وَ  atıf harfidir. Haliyye olması da caizdir.

Munfasıl zamir  اَنْتَ  mübteda olarak mahallen merfûdur.  خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَ  mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur. 

الرَّاحِم۪ينَ  muzâfun ileyh olup cer alameti  ي dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.  الرَّاحِم۪ينَ  kelimesi, sülâsi mücerredi  رحم  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَقُلْ رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِم۪ينَ

 

وَ , istînâfiyyedir. Ayetin ilk cümlesi emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Fiilin mekulü’l-kavli, nida üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Nida harfi ve münadadaki muzâfun ileyhin hazfi, mütekellimin, münadaya yakın olma isteğine işarettir. Ayrıca bu izafet mütekellimin, Allah’ın rububiyet vasfına sığınma isteğini gösterir.

Nidanın cevabı olan  اغْفِرْ , emir üslubunda talebî inşaî isnaddır. Emir üslubunda gelmiş olmasına rağmen dua manasında olduğu için mecaz-ı mürsel mürekkebdir.

Aynı üslupta gelen  وَارْحَمْ  cümlesi, hükümde ortaklık nedeniyle makabline atfedilmiştir. 

اغْفِرْ  ve  ارْحَمْ  fiillerinin müteallikleri mahzuftur. Makam karinesiyle takdiri,  اغْفِرْ لِي وارْحَمْنِي (Beni bağışla, bana merhamet et.) şeklindedir. Emir üslubundaki mekulü’l-kavlin dua manasında olması, zımnî olarak icabet vaadini içerir. (Âşûr)

ارْحَمْ  kelimesinde irsâd sanatı vardır.

Ayetin mekulü’l-kavle dahil olan son cümlesi, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, lâzım-ı faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Müsned olan  خَيْرُ  ism-i tafdil kalıbında gelerek mübalağa ifade etmiştir. İzafet formunda gelişi veciz ifade kastına matuftur. Bu izafet, mevsufun sıfatına izafesi babındandır.

Haber formunda gelmiş olmasına rağmen duaya dahil olan bu cümle mukteza-i zahirin hilafına olduğu için mecaz-ı mürsel mürekkebdir.

İsim cümleleri sübut ifade eder. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Muzâfun ileyh  الرَّاحِم۪ينَ  şeklinde ism-i fail olarak gelmiştir. 

İsim cümlesinde yer alan ism-i fail, çoğunlukla sübut ve süreklilik anlamı ifade eder. Fiil cümlesinde yer alan ism-i fail ise hudûs ve yenilenme anlamı ifade eder. İsm-i fail, isim cümlesi bağlamında kullanılıp başında tekid lâmı (lâm-ı muzahlaka) bulunursa bu durum sübut manasını artırır. (Muhammed Rızk, Dr. Öğr. Üyesi, Hitit Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belâgatı Anabilim Dalı, Kur’an-ı Kerim’de İsm-i Failin İfade Göstergesi (Manaya Delâleti, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Haziran/June 2020, 19/1: 405-426)

ارْحَمْ  (Merhamet et) - لرَّاحِم۪ينَ  (Merhamet eden) kelimeleri arasında cinas-ı iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr vardır. 

“Ey Resulüm! De ki: “Rabbim! (ümmetimi) bağışla, onlara merhamet et. Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.”

Bu ayet, mağfiret ve rahmet dilemenin, en önemli dini işlerden olduğunu bildirmektedir. Öyle ki geçmiş ve gelecek yanlışları bağışlanmış olan Peygambere (as) bile emredilmiştir. Şu halde diğerleri için ne kadar önemli olmaktadır! (Ebüssuûd)

Kıyamet gününden korkutan ayetlerin akabinde bu şekilde dua son derece uygun olmuştur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kuran Işığında Belâgat Dersleri Bedî’ İlmi

Hüsn-i intihâ: Mütekellimin sözünü makama ve girişe uygun güzel bir şekilde tamamlamasıdır. Kur’an’daki surelerin sonu bu sanatın en güzel örnekleridir. Kur’an surelerinin bitişi de girişi gibi beliğdir. Sureler o kadar güzel bir şekilde sona ermiştir ki muhatap artık başka bir şey duymak istemez. Sureler; dua-vasiyet, farzlar, tahmîd ve tehlil, öğüt, vaat ve vaîd gibi surede işlenen konuya uygun bir sözle sona erer. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kuran Işığında Belagat Dersleri Bedî’ İlmi)

Yine rivayet olunur ki bu surenin başı da sonu da cennet hazinelerindendir. Her kim surenin başından üç ayetle amel ederse ve sonundan da dört ayetle öğütlenirse mutlaka kurtuluş ve felah bulur. (Ebüssuûd)