Şuarâ Sûresi 114. Ayet

وَمَٓا اَنَا۬ بِطَارِدِ الْمُؤْمِن۪ينَۚ  ...

“Ben inananları kovacak değilim.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَمَا ve değilim
2 أَنَا ben
3 بِطَارِدِ kovacak ط ر د
4 الْمُؤْمِنِينَ inananları ا م ن
 
Bu âyet kümesi incelendiğinde Hz. Nûh’un davetinin esaslarıyla Hz. Mûsâ ve Hz. İbrâhim’in davetini anlatan âyetlerdeki ilkelerin öz ve içerik olarak aynı olduğu görülmekte; kezâ bu peygamberin tebliğde bulunduğu toplulukların inançları ve hak din karşısındaki tavırları arasında da büyük bir benzerlik olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç itibariyle her üç peygambere dair âyetler grubunda da aynı mesajlar verilmiştir (Hz. Nûh’un kıssası hakkında ayrıntılı bilgi için bk. Hûd 11/25-49).
 

وَمَٓا اَنَا۬ بِطَارِدِ الْمُؤْمِن۪ينَۚ

 

وَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

مَٓا  nefy harfi olup  لَيْسَ  gibi amel eder.  اَنَا۬  muttasıl zamiri  َٓما ’nın ismi olarak mahallen merfûdur.

بِ  harf-i ceri zaiddir.  طَارِدِ  kelimesi lafzen mecrur,  َٓما ’nın haberi olarak mahallen mansubdur.

الْمُؤْمِن۪ينَ  muzâfun ileyh olup cer alameti  ى ’dir.  Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanırlar.

الْمُؤْمِن۪ينَ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَمَٓا اَنَا۬ بِطَارِدِ الْمُؤْمِن۪ينَۚ

 

Hz. Nuh’un sözlerinin devamı olan ayet, önceki ayete matuftur. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Sübut ve istimrar ifade eden menfi isim cümlesi formunda faide-i haber inkârî kelamdır. Nefy harfi  مَٓا , nakıs fiil  ليس  gibi amel etmiştir.  ليس ’nin haberine dahil olan  بِ  harfi zaiddir. Tekid ifade eder.

مَٓا ’nın haberi  طَارِدِ , ism-i fail vezninde gelerek durumun devamına işaret etmiştir.

İsim cümlesindeki ism-i fail istimrar ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

İsm-i fail, şimdiki zamanda hakikat, geçmiş ve gelecek zamanda ise mecaz anlamı ifade etmektedir. İsm-i fail; fiili yapan kişiye veya fiilin kendisinden meydana geldiği şeye delalet etmesi için “fâ‘ilun” vezninde sübut (devamlılık) değil, hudûs (geçicilik) anlamı ifade eden türemiş bir isimdir.

Bu cümle, onların sözlerinin vehmettirdiği yoksul müminleri kovması talebine ve imanlarını bu şarta bağlayıp tabileri olan yoksulları imanlarına engel saymalarına cevaptır. (Ebüssuûd)