Şuarâ Sûresi 209. Ayet

ذِكْرٰى۠ۛ وَمَا كُنَّا ظَالِم۪ينَ  ...

Bu, bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 ذِكْرَىٰ uyarırlardı ذ ك ر
2 وَمَا ve
3 كُنَّا biz değildik ك و ن
4 ظَالِمِينَ zulmediciler ظ ل م
 
Yüce Allah insanları iyiyi kötüden ayırt edebilecek niteliklerle donatmıştır. Ancak yine de O, –merhametinin bir sonucu olarak– peygamber gönderip onlara doğru yolu gösteren mesajını ulaştırmadıkça sorumlu tutmamaktadır. Helâk edilen toplumlara mutlaka önceden peygamber gönderilerek Allah’ın mesajı kendilerine ulaştırılmış, fakat insanlar onu reddettikleri için cezalandırılmışlardır (bu konuda bilgi için bk. Hicr 15/4; İsrâ 17/15; Tâhâ 20/134). Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 175
 

ذِكْرٰى۠ۛ وَمَا كُنَّا ظَالِم۪ينَ

 

ذِكْرٰى۠ۛ  kelimesi önceki ayetteki ism-i mef’ûl olan  مُنْذِرُونَ ‘nin mef’ûlun lieclihi olup elif üzere mukadder fetha ile mansubdur.

İsmi mef’ûl; Türkçedeki edilgen sıfat-fiil karşılığıdır. Nasıl ism-i fail malum muzari fiil gibi kullanılıyorsa ism-i meful de mazi meçhul gibi tercüme edilir.

İsm-i mef’ûlün fiil gibi amel şartları şunlardır: 

1. Harf-i tarifli (ال) olmalıdır. 2. Haber olmalıdır. 

3. Sıfat olmalıdır. 4. Hal olmalıdır. 

5. Kendisinden önce nefy (olumsuzluk) edatı bulunmalıdır. 

6. Kendisinden önce istifham (soru) edatı bulunmalıdır.

Şartlardan birinin bulunması amel etmesi için yeterlidir.

İsm-i mef’ûl, türediği fiilin meçhulü gibi amel eder. Yani kendisinden sonra naib-i fail alır. Ondan sonra gelenler de mef’ûl olur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

مَا كُنَّا ظَالِم۪ينَ  cümlesi atıf harfi  وَ ‘la  مُنْذِرُونَ ‘ye matuf veya  لَهَا ‘daki zamirin hali olarak mahallen mansubdur.

وَ  atıf harfidir. Haliyye olması da caizdir. 

مَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.  

كُنَّا  nakıs, mebni mazi fiildir.  نَا  mütekellim zamir  كُنَّا ‘nın ismi olarak mahallen merfûdur.

ظَالِم۪ينَ  kelimesi  كُنَّا ‘nın haberi olup nasb alameti  ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.

ظَالِم۪ينَ  kelimesi sülâsî mücerred olan  ظلم  fiilinin ism-i failidir. 

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata), hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

ذِكْرٰى۠ۛ وَمَا كُنَّا ظَالِم۪ينَ

 

ذِكْرٰى۠ۛ , önceki ayetteki ism-i mef’ûl olan  مُنْذِرُونَ ‘nin mef’ûlun lieclihi veya  مُنْذِرُونَۗۛ ’deki zamirden haldir.

Ya da mahzuf bir mübteda için haberdir. Takdiri;  هذه ذكرى (Bu bir öğüttür.) şeklindedir. Bu takdire göre cümle itiraziyyedir.

وَمَا كُنَّا ظَالِم۪ينَ  cümlesi  وَ ’la gelen hal cümlesidir. Hal, cümlede failin, mef’ûlün veya her ikisinin durumunu bildirmek için kullanılan vasfı ifade eden ıtnâb sanatıdır.

كَان ’nin dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden menfi isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

كُنَّا ’nin haberi olan  ظَالِم۪ينَ , ism-i fail kalıbında gelmiştir.

İsim cümlesinde yer alan ism-i fail, çoğunlukla sübut ve süreklilik anlamı ifade eder. Fiil cümlesinde yer alan ism-i fail ise hudûs ve yenilenme anlamı ifade eder. İsm-i fail, isim cümlesi bağlamında kullanılıp başında tekid lâmı (lâm-ı muzahlaka) bulunursa bu durum sübut manasını artırır.(Muhammed Rızk, Dr. Öğr. Üyesi, Hitit Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belâgatı Anabilim Dalı, Kur’an-ı Kerim’de İsm-i Failin İfade Göstergesi (Manaya Delaleti), Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, (Haziran/June 2020, 19/1: 405-426)

مَا كَان li olumsuz sıygalar gerçekleşmesi aklen caiz olmayan umumi olumsuzluk için kullanılır. (Sâbûnî, Tefsir 3/79)

كَان ’nin haberi isminin içine karışır ve adeta onun mahiyetinden bir cüz olur. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâğî Tefsiri 5, Duhan s.124)

Diyecekleri bir şey kalmasın diye delille susturulmuşlardır.  تذْكِرَةً  öğüt vermek için demektir ki mef’ûlun leh yahut mef'ûlu mutlak olarak mahallen mansubdur.

Ya da  مُنْذِرُونَۗۛ 'nin sıfatı olarak  ذُو ذكري  veyahut  هُمْ ذِكْري  takdiri ile mahallen merfûdur. Son tevcihte hatırlatmada çok ileri gitmiş olunur.

Ya da mahzuf mübtedanın haberidir (هذه الذكري). Cümle itiraziyedir.

[Bizler zalimler olmadık] cümlesi zalimlerden başkasını ya da uyarmadan önce kimseyi helâk etmeyiz demektir. (Beyzâvî)  

ظَالِم۪ينَ ‘nin mef’ûlunün hazf edilmesi,  ولا يَظْلِمُ رَبُّكَ أحَدًا [Kehf / 49] ayetinde de olduğu gibi genelleme amacıyladır. (Âşûr)