قَالَ كَلَّاۚ اِنَّ مَعِيَ رَبّ۪ي سَيَهْد۪ينِ
İsrâiloğulları, mûcize eseri olarak denizden açılan yollardan geçip Sînâ yarımadasına çıktılar. Bunları izlemekte olan Firavun da açılmış olan bu yollara ordularıyla birlikte girdi. Ancak yüce Allah, Mûsâ ve beraberindeki müminleri kurtardı, Firavun ve beraberindekileri ise denizde boğdu (Hz. Mûsâ ve Firavun hakkında bk. Bakara 2/49-59; A‘râf 7/103-141; Tâhâ 20/9-80; Kasas 28/3-46).
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 154قَالَ كَلَّاۚ اِنَّ مَعِيَ رَبّ۪ي سَيَهْد۪ينِ
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو’dir.
كَلَّا ret ve caydırma harfidir.
Cevabın olumsuzluğunu bildiren bir harf olup kendinden sonrakinin îrabına tesir etmez. Men etmeyi, nehyetmeyi açma, başlangıç yapma ve gerçeklik ifade eder. Sîbeveyhi ve Halil b. Ahmed ve bir çok nahivciler ile Basra dil mektebinin çoğunluğu bu edatın ك ile olumsuzluk لَا ’sının birleşmesiyle meydana geldiğini ve şeddenin nefy manasını kuvvetlendirmek için kullanıldığını söylerler. Birçok nahivci ise edatın birleşmeden tek bir kelime olduğunu kabul ederler. (Halil İbrahim Tanç, Kur’an’da كَلَّا Edatı )
“Hayır, kesinlikle hayır, asla, mümkün değil” manalarini taşıyan كَلَّا sözcüğü, söyleyen kişiyi azarlamak, sözlerini ret ve iptal etmektir. Bu, olumlu cevap vermek anlamına gelen evet sözcüğünün zıttıdır. (Müfredat)
Mahzuf mekulü’l-kavl cümle için ta’liliyyedir. Takdir, …كلّا لن يدركونا (Hayır. Asla bizi yakalayamayacaklar) şeklindedir.
اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder.
مَعِيَ kelimesi اِنَّ ’nin mahzuf mukaddem haberine mutealliktir. رَبّ۪ي kelimesi اِنَّ ’nin muahhar ismi olup ى üzere mukadder fetha ile mansubdur. Mütekellim zamiri ى muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
سَيَهْد۪ينِ fiili اِنَّ ’nin ikinci haberi olarak mahallen mansubdur.
سَيَهْد۪ينِ fiilinin başındaki سَ harfi tekid ifade eden istikbal harfidir. ى üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو’dir. Sonundaki نِ vikayedir. Esre ise mahzuf mütekellim zamirinden ivazdır. Hazf edilen يَ ise mef‘ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
Burada ي harfinin mahzuf olduğuna işaret etmek için fiilin sonunda bulunan نِ harfinin harekesi esre gelmiştir.
Merfû muzari fiillere mansub muttasıl zamirler doğrudan doğruya gelmez. Bu fiillerle söz edilen zamir arasına bir ن harfi getirilir. سَيَهْد۪ينِ fiilinde olduğu gibi. Buna nûn-u vikaye denir.قَالَ كَلَّاۚ
Beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır.
قَالَ fiilinin mekulü’l kavli mahzuftur. Cümlenin takdiri …كلّا لن يدركونا [Hayır. Asla bizi yakayamazlar.] şeklindedir.
كَلَّا red ve caydırma harfidir.
Bir cevap edatı olan كَلَّاۜ, kendinden önce geçen cümlenin ifade ettiği düşüncenin doğru olmadığını sert bir şekilde ifade etmeye yarar. (Mehmet Altın, Kur’an’da Te’kid Üslupları ve Çeşitleri, Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017/3)
كَلَّاۚ, cevabın olumsuzluğunu bildiren bir harf olup kendinden sonrakinin îrabı tesir etmez. Men etmeyi, nehyetmeyi açma, başlangıç yapma ve gerçeklik ifade eder. Sîbeveyhi ve Halil b. Ahmed ve birçok nahivciler ile Basra Dil mektebinin çoğunluğu bu edatın ك ile olumsuzluk لَا ’sının birleşmesiyle meydana geldiğini ve şeddenin nefy manasını kuvvetlendirmek için kullanıldığını söylerler. Birçok nahivci ise edatın birleşmeden tek bir kelime olduğunu kabul ederler. (Halil İbrahim Tanç, Kur’an’da كَلَّا Edatı)
“Hayır, kesinlikle hayır, asla, mümkün değil” manalarini taşıyan كَلَّا sözcüğü, söyleyen kişiyi azarlamak, sözlerini ret ve iptal etmektir. Bu, olumlu cevap vermek anlamına gelen evet sözcüğünün zıttıdır. (Müfredat)
اِنَّ مَعِيَ رَبّ۪ي سَيَهْد۪ينِ
Mahzuf mekulü’l-kavl cümlesi için ta’liliyye olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. اِنَّ ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Cümlede, îcâz-ı hazif sanatları vardır. مَعِیَ, mahzuf mukaddem habere mütealliktir. رَبِّی izafeti, إِنَّ ’nin muahhar ismidir.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden, اِنَّ ve isim cümlesi olmak üzere iki tekid içeren bu ve benzeri cümleler çok muhkem/sağlam cümlelerdir.
İsim cümleleri zamandan bağımsız sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
رَبِّ ismiyle mütekellim zamirinin izafeti, mütekellimin, Allah Teâlâ’dan yardım ve destek beklediğinin işaretidir.
سَیَهۡدِینِ cümlesi إِنَّ ’nin ikinci haberidir. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır. Filin sonundaki kesra, fasılaya riayet için hazf edilen mütekellim zamirinden ivazdır.
Cümlede müsnedin muzari fiil olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs, teceddüt ve medh makamı olduğu için istimrar ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Fiilin başındaki سَ harfi tekid içindir.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
سَیَهۡدِینِ cümlesi, اِنَّ ’nin ikinci haberi veya tek haberi ya da رَبِّ kelimesinden haldir. (Sâfi, https://tafsir.app/26/61)
Bir görüşe göre de istinaf cümlesidir. (Derviş, https://tafsir.app/26/61)