Neml Sûresi 85. Ayet

وَوَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ بِمَا ظَلَمُوا فَهُمْ لَا يَنْطِقُونَ  ...

Zulümlerinden dolayı sözü edilen azap tepelerine iner de artık konuşamazlar.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَوَقَعَ ve vuku bulmuştur و ق ع
2 الْقَوْلُ karar ق و ل
3 عَلَيْهِمْ başlarına
4 بِمَا yüzünden
5 ظَلَمُوا zulmetmeleri ظ ل م
6 فَهُمْ onlar artık
7 لَا
8 يَنْطِقُونَ konuşmazlar ن ط ق
 

Bu ve devamındaki âyetlerde kıyamet hallerinden bir kesit verilmektedir. Bu âyetlere getirilen yorumlara göre kıyamet gününde mahlûkatın diriltilip mahşer yerinde toplandığında her ümmetin içinden dünyada peygamberleri yalancılıkla itham edip Allah’ın âyetlerini inkâr etmiş olanlar (veya bunların liderleri) çıkarılarak başka bir yerde toplanacak ve özel olarak hesaba çekileceklerdir. Dünyada Allah’ın kevnî ve vahyî âyetleri üzerinde düşünmeden O’na ortak koşmaları ve bunun sonucu olarak Allah’a ve kullarına karşı işlemiş oldukları haksızlıklar sebebiyle ağır bir şekilde cezaya çarptırılacaklardır (Râzî, XXIV, 218; Şevkânî, IV, 148; İbn Âşûr, XX, 42). Elmalılı Muhammed Hamdi ise bu âyetlerin dâbbetü’l-arz olayını anlatan âyetin hemen ardından geldiğini dikkate alarak bu olayın kıyâmet-i kübrâdan önce meydana gelecek küçük veya orta bir kıyamet olduğunu söylemektedir (V, 3705).

 

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 209
 

وَوَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ بِمَا ظَلَمُوا 

 

وَ  istînâfiyyedir.  وَقَعَ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  الْقَوْلُ  fail olup lafzen merfûdur.

عَلَيْهِمْ  car mecruru  وَقَعَ  fiiline mütealliktir.  بِ  sebebiyyedir.  مَا  ve masdar-ı müevvel  بِ  harf-i ceriyle  وَقَعَ  fiiline mütealliktir. 

ظَلَمُوا  damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur. 


 فَهُمْ لَا يَنْطِقُونَ

 

İsim cümlesidir.  فَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder.  فَ  ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) Muttasıl zamir  هُمْ  mübteda olarak mahallen merfûdur.  لَا يَنْطِقُونَ  mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur.

لَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.  يَنْطِقُونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.

 

وَوَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ بِمَا ظَلَمُوا فَهُمْ لَا يَنْطِقُونَ

 

وَ , istînâfiyyedir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, s.107) 

Harf-i cerle birlikte  وَقَعَ  fiiline müteallik masdar harfi  مَّا ’nın sılası olan  ظَلَمُوا , müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır

Henüz gerçekleşmemiş olayların mazi fiil siygasıyla ifade edilmesi, bu olayların kesinlikle gerçekleşeceğinin belirtilmesi ve konuya dikkat çekip önemini vurgulamak içindir. 

اَكَذَّبْتُمْ  عَلَيْهِمْ  kelimeleri arasında muhatabtan gaibe geçişe güzel bir iltifat sanatı vardır.

Önceki cümleye matuf son cümle  فَهُمْ لَا يَنْطِقُونَ  , mübteda ve haberden müteşekkil, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.

Müsnedin muzari fiil olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ifade eder. Muzari fiil muhatabın muhayyilesinde olayı canlandırarak onun dikkatini uyanık tutmayı sağlar.

Nefy harfinin müsnedün ileyhden sonra gelmesi ve müsnedin de fiil olması halinde bu terkip; hükmü takviye ifade eder. Ancak bazı karineler vasıtasıyla tahsis de ifade edebilir. Hükmü takviye demek; hükmü tekid etmek ve hükmün gerçeğe mutabık olduğunu ifade etmek demektir. Bunun Kur’an’da çok örneği vardır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

الْقَوْلُ  -  يَنْطِقُونَ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

Ayetin haberi üslupla gelmesine rağmen tehdit ve korkutma anlamı taşıdığı barizdir. 

وُقُوعُ الْقول  ifadesinde istiare vardır. Bu ifadeyle kastedilen, Allah’ın, onların başlarına geleceğini bildirdiği azabı gerçekleştirmesidir. Bu; söz sahibinin, korktuğu bir şeyden dolayı daha önce uyardığı birisine ‘’ قَدْ وَقَعَ مَا كُنْتُ خَوَّفْتُكَ مِنْهُ حَذَّرْتُكَ إيَّاهُ ’’ (Kendisi hakkında daha önce seni korkutmuş, uyarmış ve sakındırmış olduğum şey şimdi gerçekleşmiştir) demesi gibidir. (Şerîf er-Râdî, Kur’an Mecazları)

“Söz (azap) onlara gerçekleşti” vadedilen azap onlara geldi, o da yüzükoyun cehenneme düşmeleridir, ettikleri zulüm yüzünden haksızlıkları sebebiyle ki o da Allah'ın ayetlerini yalanlamalarıdır. (Fahreddin er-Râzî)  

ظَلَمُوا  -  لَا يَنْطِقُونَ  kelimelerinde müennesin müzekkere katılması yoluyla tağlîb sanatı vardır. 

“Ey iman edenler!” şeklindeki hitapların çoğunda kadınların erkeklere katılması yoluyla tağlîb vardır. (Prof. Dr. Ali Bulut, Belâgat)