وَلُوطاً اِذْ قَالَ لِقَوْمِه۪ٓ اِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَۘ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ اَحَدٍ مِنَ الْعَالَم۪ينَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | وَلُوطًا | ve Lut |
|
2 | إِذْ | hani |
|
3 | قَالَ | dedi ki |
|
4 | لِقَوْمِهِ | kavmine |
|
5 | إِنَّكُمْ | şüphesiz siz |
|
6 | لَتَأْتُونَ | gidiyorsunuz |
|
7 | الْفَاحِشَةَ | bir fuhşa |
|
8 | مَا | yapmadığı |
|
9 | سَبَقَكُمْ | sizden önce |
|
10 | بِهَا | onu |
|
11 | مِنْ | hiç |
|
12 | أَحَدٍ | kimsenin |
|
13 | مِنَ | -den |
|
14 | الْعَالَمِينَ | alemler- |
|
وَلُوطاً اِذْ قَالَ لِقَوْمِه۪ٓ اِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَۘ
لُوطاً atıf harfi وَ ’la اِبْرٰه۪يمَ ’e matuftur.
اِذْ zaman zarfı mukadder أرسلنا fiiline mütealliktir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ’dir. لِقَوْمِ car mecruru قَالَ fiiline mütalliktir. Muttasıl zamir هُ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. Mekulü’l-kavli اِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ ’dir. قَالَ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. كُمْ muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
لَ harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır. تَأْتُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olarak mahallen merfûdur. الْفَاحِشَةَ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ اَحَدٍ مِنَ الْعَالَم۪ينَ
مَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. سَبَقَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. بِهَا car mecruru zamir olan mef’ûlun haline mütealliktir. Takdiri, متلبّسين بها (Ona bürünerek) şeklindedir.
مِنْ zaiddir. مِنْ اَحَدٍ lafzen mecrur, fail olarak mahallen merfûdur. مِنَ الْعَالَم۪ينَ car mecruru اَحَدٍ ’nin mahzuf sıfatına mütealliktir.وَلُوطاً اِذْ قَالَ لِقَوْمِه۪ٓ اِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَۘ
16. ayetteki إبراهيم ’e matuf olan لُوطاً ’in, takdiri أذكر (Düşün, hatırla!) olan mahzuf fiilin mef’ûlü olduğu da söylenmiştir.
Zaman zarfı اِذْ , mahallen mecrur olan … قَالَ لِقَوْمِه۪ٓ cümlesine muzâf olmuştur.
Zaman ismi olan اِذْ ’in masdara değil de fiil cümlesine muzâf olmasıyla bu vaktin tazimi anlaşılır. Fiil teceddüde ve şimdiki zamana delalet eder. (Âşûr)
Mekulü’l-kavl olan اِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَۘ cümlesi, اِنَّ ve lâm-ı muzahlaka ile tekid edilmiş faide-i haber inkarî kelamdır. اِنَّ ’nin haberi olan لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَۘ ifadesinin muzari fiil olarak gelmesi hükmü takviye ve teceddüt ifade eder.
لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَۘ [Gerçekten siz hayasızlık yapıyorsunuz…] ve arkadan gelen [Siz, ille de erkeklere mi yaklaşacaksınız?] cümlelerinde, onların çirkin işlerini kınamak ve ayıplamak için çeşitli edatlarla tekid ve fiili tekrarlamak suretiyle ıtnâb yapılmıştır. (Safvetü’t Tefasir)
مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ اَحَدٍ مِنَ الْعَالَم۪ينَ
Failden veya الْفَاحِشَةَۘ ’den hal olan cümle fasılla gelmiştir. Menfi mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, s. 107)
مِنْ اَحَدٍ ibaresi, nefy siyakında nekra olarak gelmiştir. Bilindiği gibi, olumsuz siyakta gelen nekre, umuma delalet eder.
Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur بِهَا , ihtimam için fail olan مِنْ اَحَدٍ ’e takdim edilmiştir.
مِنَ الْعَالَم۪ينَ car mecruru اَحَدٍ ’in mahzuf sıfatına mütealliktir.
Ayetteki beyânî üsluptan umum anlaşılmaktadır. Cümlede iki farklı şekilde umumi mana ifade edilmiştir:
Lut’u da... ifadesi İbrahim’i de ifadesine ya da İbrahim’in de matuf olduğu Nuh’u da kelimesine atfedilmiştir. الْفَاحِشَةَ lafzı, çirkinliğin dibi anlamına gelir. مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ اَحَدٍ مِنَ الْعَالَم۪ينَ [Dünyada sizden önce hiç kimse bunu yapmamıştı!] cümlesi yapılan işin çirkinliğini ortaya koyan bir başlangıç cümlesidir. Sanki biri; “Bu iş (yani livata) neden kötüdür?” diye soruyor da ona şöyle deniliyor: Bu, çok çirkin olduğundan insanlar tabiatları gereği bundan iğrenip nefret ettikleri için bu işe bunlardan önce hiç kimse teşebbüs etmemiştir. Tabiatları pis; tıynet, huy ve karakterleri habis olduğu için bu işe bir tek Lut kavmi cüret etmiştir. Alimler demişlerdir ki: Lut kavminden önce hiçbir erkek, hiçbir erkeğe şehvetle yanaşmamıştır! (Keşşâf)
Bu cümle, fiilin son derece çirkin olduğunun izahıdır. Zira bütün dünya insanlarının bu fiilden uzak durması, bunun ancak, insan tabiatının tiksindiği ve nefislerin nefret ettiği bir fiil olduğunu göstermektedir. (Ebüssuûd)