قَالَ رَبِّ انْصُرْن۪ي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِد۪ينَ۟
قَالَ رَبِّ انْصُرْن۪ي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِد۪ينَ۟
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو’dir.
Mekulü’l-kavli رَبِّ انْصُرْن۪ي ’dir. قَالَ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
Nida harfi mahzuftur. رَبِّ münadadır. Kelimenin sonundaki kesra muzâfun ileyhten ivazdır. Mütekellim يَ ’sı mahzuftur.
Münada; kendisine seslenilen ve seslenen kişiye yönelmesi istenilen kişidir. Münada, fiili hazf edilmiş mef’ûlun bihtir. Münadaya “ey, hey!” anlamlarına gelen nida harfleri ile seslenilir. En yaygın kullanılan nida edatı يَا ’dır.
Münada îrab yönünden mureb münada ve mebni münada olmak üzere 2 kısma ayrılır. Mureb münada lafzen mansub olur ve 3 şekilde gelir: 1) Muzâf, 2) Şibh-i muzâf, 3) Nekre-i gayrı maksude. Burada münada muzâf olarak geldiği için mureb münadaya girer ve lafzen mansubdur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
انْصُرْن۪ي sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ’dir. Sonundaki نِ vikayedir. Mütekellim zamiri ي mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
عَلَى الْقَوْمِ car mecruru انْصُرْن۪ي fiiline mütealliktir. الْمُفْسِد۪ينَ kelimesi الْقَوْمِ ’nin sıfatı olup cer alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapçada sıfatın asıl adı “na’t (النَّعَتُ)”dır. Sıfatın nitelediği isme de “men’ut (المَنْعُوتُ)” denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.
Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.
Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat 2. Sebebi sıfat
Hakiki sıfat: 1- Müfred olan sıfatlar 2- Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Müfred olan sıfatlar: Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.
Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.
2. Cümle olan sıfatlar: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
الْمُفْسِد۪ينَ۟ kelimesi sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
قَالَ رَبِّ انْصُرْن۪ي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِد۪ينَ۟
İstînâf cümlesi olarak fasılla gelen ayet faide-i haber ibtidai kelamdır. قَالَ fiili ve mef’ûlünden müteşekkildir. Allah Teâlâ, Hz. Lut’un duasını bildirmektedir.
قَالَ fiilinin mekulü’l-kavli olan رَبِّ انْصُرْن۪ي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِد۪ينَ۟ , nida üslubunda talebi inşâî isnaddır. Nida harfi ve mütekellim zamiri mahzuftur. Bu hazfin amacı, mütekellimin münadaya yakın olma isteğidir. رَبِّ ismiyle gerçekleşen izafet, mütekellimin sığınma ve yardım isteğine işaret eder.
Nidanın cevabı olan انْصُرْن۪ي عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِد۪ينَ۟ , emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Bu cümle emir üslubunda gelmiş olmasına rağmen dua manası taşıdığı için mecaz-ı mürsel mürekkebdir.
Veciz anlatım kastıyla gelen الْقَوْمِ الْمُفْسِد۪ينَ۟ izafeti, kavmi tahkir içindir.
عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِد۪ينَ۟ [Bozguncular topluluğuna karşı] ifadesi, “o çirkin hareketin ardına düşenlere ve onu kendilerinden sonrakilere adet haline getirenlere karşı” manasındadır. Onları böyle nitelemesi, azabı mübalağalı şekilde istemek ve onların acil azabı hak ettiklerini akla getirmek içindir. (Beyzâvî)
Yaptıkları amellerin iğrençliğiyle kendilerini ifsat ettikleri ve insanları fuhşiyata ve kötülüğe sürükleyip alıştırdıkları için المُفْسِدِينَ vasfını almışlardır. Bu vasıflandırma ile onlara karşı istenilen nusretin Allah tarafından gönderileceğine dair bir işaret vardır. Çünkü Allah Teâlâ fesat çıkaranları (bozguncuları) sevmez. (Âşûr)
Sayfadaki ayetlerin fasılalarını teşkil eden و - نَ ve ي - نَ harflerinden oluşan ahenk, duyanların, okuyanların gönlünü fethedecek güzelliktedir.
Bu fasılalarda lüzum ma la yelzem sanatı vardır.