Ankebût Sûresi 4. Ayet

اَمْ حَسِبَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِ اَنْ يَسْبِقُونَاۜ سَٓاءَ مَا يَحْكُمُونَ  ...

Yoksa kötülük yapanlar, bizden kaçıp kurtulacaklarını mı sandılar. Ne kötü hükmediyorlar!
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 أَمْ yoksa
2 حَسِبَ -mı sandılar? ح س ب
3 الَّذِينَ kimseler
4 يَعْمَلُونَ yapan(lar) ع م ل
5 السَّيِّئَاتِ kötülükleri س و ا
6 أَنْ
7 يَسْبِقُونَا bizi geçeceklerini س ب ق
8 سَاءَ ne kötü س و ا
9 مَا
10 يَحْكُمُونَ hüküm veriyorlar ح ك م
 

İnsanlar yalnızca hastalıklar, can ve mal kayıpları, baskı ve zulümler, savaşlar gibi sıkıntılarla imtihan edilmezler. Daha genel olarak yaşadığımız dünya bir imtihan dünyasıdır; önümüze çıkardığı iyilik ve kötülükleriyle hayatın kendisi bir imtihandır. İyilikleri seçenler Allah nezdinde imtihanı kazanmış olurlar; kötülükleri seçenler ise –âyetteki ifadesiyle– Allah’tan kaçıp kurtulabileceklerini düşünmemelidirler. Onlar böyle düşünüyor, böyle hükmediyorlarsa bu çok kötü, çok yanlış bir düşünce ve hükümdür; aksine onlar Allah’tan kaçamayacaklar, O’nun huzurunda hesap verip hak ettikleri cezayı çekeceklerdir.

 

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 253-254
 

اَمْ حَسِبَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِ اَنْ يَسْبِقُونَاۜ

 

اَمْ , munkatıadır.  بل  ve hemze manasındadır. Çoğunlukla soru edatlarıyla birlikte kullanılır ve muhataptan bu edatın öncesi ile sonrasındaki unsurlardan birini tayin ve tercih etmesini zorunlu kılar. Genellikle soru edatı olan hemze ile (اَ) birlikte kullanılır. İkiye ayrılır: 1. Muttasıl  اَمْ  . Munkatı’  اَمْ  (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

حَسِبَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Cemi müzekker has ism-i mevsûl  الَّذ۪ينَ , fail olarak mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası  يَعْمَلُونَ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur. 

Kalp fiilleri (iki mef’ûl alan fiiller); bir mef’ûl ile manası tamamlanamayıp ikinci mef’ûle ihtiyaç duyan fiillerdir. Bu fiiller isim cümlesinin önüne gelirler, mübtedayı ve haberi iki mef’ûl yaparak nasb ederler. 3 gruba ayrılırlar:

1. Bilmek manasında olanlar.

2. Sanmak manası ifade edenler, kesine yakın bilgi ifade ederler. “Sanmak, zannetmek, saymak, kendisine öyle gelmek” gibi manalara gelir.

3. Değiştirme manası ifade edenler. Aynı anlama gelmedikleri halde görevleri itibariyle onlara benzerliklerinden kalp fiilleri adı altına girmişlerdir.

Değiştirme manasına gelen fiiller “etti, yaptı, kıldı, edindi, dönüştürdü, değişik bir hale getirdi” gibi manalara gelir.

Bilgi ve zan fiillerinden sonra bazen  اَنَّ ’li ve  اَنْ ’li cümleler gelir, bu cümleler iki mef’ûl kabul edilir. Bilmek, sanmak ve değiştirme manasına gelen bu fiiller 3 şekilde gelebilir: 1) İki mef’ûl alanlar, 2) İki mef’ûlünü masdarı müevvel cümlesi olarak alanlar, 3) İki mef’ûlü hazif olanlar. Kalp fiilleri iki mamûlü arasında olduğunda amel etmeleri de etmemeleri de caizdir.

Bu ayette  حَسِبَ  fiili sanmak,  يَعْمَلُونَ  fiili bilmek manasına gelen fiillerdendir ve iki mef’ûlünü masdar-ı müevvel cümlesi olarak almıştır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

يَعْمَلُونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.

السَّيِّـَٔاتِ  mef’ûlun bih olup nasb alameti kesradır. Cemi müennes salim kelimeler hareke ile îrablanır. 

اَنْ  ve masdar-ı müevvel  حَسِبَ  fiilinin mef’ûlü bihi olarak mahallen mansubdur.  

يَسْبِقُونَا  fiili  نَ ‘un hazfıyla mansub muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur. Mütekellim zamir  نَا  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.


 سَٓاءَ مَا يَحْكُمُونَ

 

سَٓاءَ  zem anlamı taşıyan camid fildir. Faili müstetir olup takdiri  هُو ’dir.  مَا  harfi  سَٓاءَ  fiilinin failini tefsir eden (açıklayan) nekre-i mevsûfedir.  سَٓاءَ  fiilinin mahsusu mahzuftur. Takdiri, حكمهم (Onların hükmü) şeklindedir. 

سَاءَ  zem fiili bir şahsı veya nesneyi yermek maksadıyla kurulan cümlelerde olur. Cümleye kattığı genel anlam hayret ve mübalağa ifadesidir. Zem fiili ile kurulan cümlelerde fail; marife veya gizli zamir olur, ondan sonra da mahsus gelir. Fail zamir ise temyizle yahut  مَا  ile belirtilir. Bu fiilin failinin geliş şekilleri şunlardır: 

1. Failinin  ال ’lı İsme Muzâf Olarak Gelmesi  2. سَاءَ ’nin Temyiz Alması

3. سَاءَ  Fiilinin  مَا  Harfi ile Gelmesi (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

يَحْكُمُونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.  يَحْكُمُونَ  cümlesi  مَا ‘nın sıfatıdır.

 

اَمْ حَسِبَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِ اَنْ يَسْبِقُونَاۜ

 

İstînâfiyye olarak fasılla gelen ayetteki  اَمْ ,  inkâri manada hemze ve  بل  manasında munkatı’ dır.

Cümle istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

İstifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen tevbih ve takrir kastı taşıdığı için mecaz-ı mürsel mürekkebdir. Ayrıca istifhamda tecâhül-i ârif sanatı vardır.

حَسِبَ  fiilinin faili konumundaki has ism-i mevsûl  الَّذ۪ينَ ’nin sılası olan  يَعْمَلُونَ  cümlesi,  müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

Masdar harfi  اَنْ  ve akabindeki  يَسْبِقُونَا  cümlesi, masdar tevili ile  حَسِبَ  fiilinin iki mef’ûlü yerindedir. Muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Şayet  حَسِبَ  fiilinin mef‘ûlleri nerededir? dersen şöyle derim: Tıpkı  اَمْ حَسِبْتُمْ اَنْ تَدْخُلُوا الْجَنَّةَ

[Cennet’e girivereceğinizi mi sanmıştınız?] (Bakara 2/214) ayetindeki gibi,  اَنْ ‘in sılasının müsned ve müsnedün ileyhe şamil olması iki mef‘ûl yerine geçmiştir. Ancak حَسِبَ ‘nin قدّر  anlamında olması da mümkündür ki bu durumda zaten bir mef‘ûl yeterli olmaktadır.  اَمْ , ‘yoksa’ anlamındadır yani munkatı’ dır. Bu ‘yoksa’nın anlamı, hisbânın, önceki hisbândan çok daha batıl/boş olmasıdır; çünkü önceki, imanından dolayı imtihan edilmeyeceğini düşünmekte idi; bu ise günahlarından dolayı cezalandırılmayacağını sanmaktadır! (Keşşâf)


 سَٓاءَ مَا يَحْكُمُونَ

 

Tekid hükmünde (Âşûr) müstenefe olan cümlenin fasıl sebebi kemâl-i ittisâldir. Zem fiili  سَاۤءَ ’nin dahil olduğu cümle, gayrı talebî inşâî isnaddır.

سَٓاءَ  fiilinin, takdiri  حكمهم  (Onların hükmü) olan mahsusunun hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. Zem fiilinin failini tefsir eden (açıklayan) nekre-i mevsûfe olan  مَا , fail konumundadır.

سَٓاءَ  zem anlamı taşıyan camid fiildir. 

سَٓاءَ  zem fiili bir şahsı veya nesneyi yermek maksadıyla kurulan cümlelerde olur. Cümleye kattığı genel anlam hayret ve mübalağa ifadesidir. Zem fiili ile kurulan cümlelerde fail; marife veya gizli zamir olur, ondan sonra da mahsus gelir. Fail zamir ise temyizle yahut  مَا  ile belirtilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

Ayet-i kerîme’de geçen  سَٓاءَ  lâfzı,  بأس  manasında zem fiili,  مَا  da  الَّذ۪ي  manasında mevsûledir. Aid ise  يَحْكُمُونَ  fiilinin mef'ûlu olmak üzere mahzûf olan  ه  zamiridir. (Celaleyn Tefsiri) 

السَّيِّـَٔاتِ - سَٓاءَ  arasında cinas-ı iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr vardır.