وَلِيُمَحِّصَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَيَمْحَقَ الْكَافِر۪ينَ
وَلِيُمَحِّصَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَيَمْحَقَ الْكَافِر۪ينَ
وَ atıf harfidir. لِ harfi, يُمَحِّصَ fiilini gizli اَنْ ’le nasb ederek manasını sebep bildiren masdara çeviren cer harfidir. اَنْ ve masdar-ı müevvel, لِ harfi ile birlikte لِيَعْلَمَ fiiline müteallıktır.
يُمَحِّصَ mansub muzari fiilidir. اللّٰهُ lafza-i celâli, fail olup lafzen merfûdur.
Cemi müzekker has ism-i mevsûl الَّذ۪ينَ, mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. İsm-i mevsûlun sılası اٰمَنُوا’dur. Îrabtan mahalli yoktur.
اٰمَنُوا damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
يَمْحَقَ fiili atıf harfi وَ ’la يُمَحِّصَ fiiline atfedilmiştir. يَمْحَقَ mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ’dir.
الْكَافِر۪ينَ mef’ûlun bihtir. Nasb alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler ي ile nasb olurlar. الْكَافِر۪ينَ kelimesi sülâsî mücerred olan كفر fiilinin ism-i failidir.وَلِيُمَحِّصَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَيَمْحَقَ الْكَافِر۪ينَ
Cümledeki لِ sebep bildiren masdar ve cer harfidir. لِ ve müteakip cümle, masdar teviliyle önceki ayetteki …وَلِيَعْلَمَ اللّٰهُ cümlesine matuftur. Masdar-ı müevvel olan bu cümle, faide-i haber talebî kelamdır.
Müsnedün ileyh olan اللّٰهُ ism-i celâlin açıkça zikredilmesi, müminleri günahlardan arındırmaya çok önem verildiğini göstermek içindir. (Ebüssuûd)
Cümlede mütekellimin Allah Teâlâ olması hasebiyle lafza-i celâlde tecrîd sanatı vardır.
Sılası mazi fiil sıygasında fiil cümlesi olan müşterek ism-i mevsûl, لِيُمَحِّصَ fiilinin mef’ûlüdür. Nasb mahallindeki mevsûlde tevcih sanatı vardır.
وَيَمْحَقَ الْكَافِر۪ينَ cümlesi tezat sebebiyle لِيُمَحِّصَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا cümlesine وَ ’la atfedilmiştir.
لِيُمَحِّصَ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا V [Allah iman edenleri saflaştırsın, kirlerini gidersin.] cümlesiyle وَيَمْحَقَ الْكَافِر۪ينَ [kafirleri de telef etsin] cümlesi arasında ikili mukabele vardır.
مَحِّصَ; kusurlarını temizlemek ve saflaştırmaktır. Altın için de kullanılır. Başımıza gelen sıkıntılar bizi saflaştırmak içindir.
مْحَقَ; azaltmak ve telef etmek, bereketini gidermektir. (Müfredat)
لِيُمَحِّصَ ile يَمْحَقَ arasında cinas-ı ıtlak vardır.
Zeccâc şöyle demiştir: “Allahu Teâlâ günleri müslümanlarla kâfirler arasında dönüp dolaşan birşey kılmıştır. Binaenaleyh eğer kâfirler galip gelirlerse maksad-ı ilâhî müminlerin günahlarını temizlemektir. Yok eğer müminler galip gelirler ise bu durumda maksad-ı ilâhî, kâfirlerin kökünü kazıyıp onları yok etmektir. Böylece Cenab-ı Hak, müminleri günahlardan temizlemeyi, kâfirleri helak etmeye mukabil kılmıştır. Çünkü müminleri günahlarını yok etmek suretiyle temizlemek, kâfirlerin bizzat kendilerini yok etmenin mukabilidir. Bu, mana bakımından çok latif ve güzel bir mukabeledir. Doğruya en yakın olan şudur: Buradaki kâfirlerden maksat, onlardan belli bir kısımdır ki bunlar Uhud günü, Hazreti Peygambere (s.a.) karşı savaşanlardır. (Fahreddin er-Râzî, Tefsir-i Kebir - Keşşâf - Ebüssuûd)