وَلَئِنْ مُتُّمْ اَوْ قُتِلْتُمْ لَاِلَى اللّٰهِ تُحْشَرُونَ
وَلَئِنْ مُتُّمْ اَوْ قُتِلْتُمْ لَاِلَى اللّٰهِ تُحْشَرُونَ
وَ atıf harfidir. لَ harfi, şartın cevabının başına gelen vakıadır. إِنْ şart harfi iki muzari fiili cezm eder. مُتُّمْ şart fiilidir. مُتُّمْ mebni mazi fiildir. İllet harfi mahzuftur. Aslı مُوتّم şeklindedir. (Mahmut Sâfî) Muttasıl zamir تُمْ naib-i fail olarak mahallen merfûdur.
اَوْ atıf harfidir. قُتِلْتُمْ meçhul mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir تُمْ naib-i fail olarak mahallen merfûdur. لَ harfi, şartın cevabının başına gelen vakıadır.
اِلَى اللّٰهِ car mecruru تُحْشَرُونَ fiiline müteallıktır. تُحْشَرُونَ meçhul mebni muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı naib-i fail olup mahallen merfûdur.
لَاِلَى اللّٰهِ تُحْشَرُونَ [Allah'a toplanacaksınız.] Kıyamet gününün yegâne hakimi Allahu Teâlâ’dır. Lafza-i celâl, isimlerin en büyüğüdür. Bu isim, rahmetinin mükemmelliğine delalet ettiği için en büyük vaadi, kahrının mükemmelliğine delalet ettiği için de en şiddetli vaîdi ifade eder.
تُحْشَرُونَ [toplanacaksınız..] Herkese yöneltilen bir hitaptır. Bütün alemlerin haşrolunacağına, zalimle mazlumun, katille maktulün bir araya geleceğine, Cenab-ı Hakk'ın kulları arasında adaletiyle hükmedeceğine delalet etmektedir. (Medine Balcı, Dergâhu’l Kur’ân)
مُتُّمْ fiilinin mîm’i; مَاتَ - يَمُوتُ - مَاتَ - يَمَاتَ bablarından dammeli ve kesreli okunmuştur. (Keşşâf)
وَلَئِنْ مُتُّمْ اَوْ قُتِلْتُمْ لَاِلَى اللّٰهِ تُحْشَرُونَ
وَ istînâf, لَ kasem, إن şart harfidir. Ayet, kasem üslubunda gayrı talebî inşâî isnaddır. Şart fiili مُتُّمْ muksemun aleyhtir. ... لَاِلَى اللّٰهِ تُحْشَرُونَ cümlesi kasemin cevabıdır. Şartın cevabı, kasemin cevabının delaletiyle mahzuftur. Bu hazif, îcâz-ı hazif sanatıdır.
Vakıa lam’ının dâhil olduğu kasemin cevap cümlesi لَاِلَى اللّٰهِ تُحْشَرُونَ , müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır.
Car mecrurun amiline takdimi kasr ifade eder. اِلَى اللّٰهِ maksûrun aleyh, تُحْشَرُونَ maksûrdur. Kasr-ı sıfat, ale’l-mevsûftur. Yani haşr, sadece Allah’adır, başka hiç kimseye değildir. Bu da o kıyamet gününde yegâne hakim'in Allah olduğuna ve O'ndan başka hiçbir zarar veren veya fayda veren bulunmadığına delalet eder.
قُتِلْتُمْ - مُتُّمْ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
قُتِلْتُمْ ve تُحْشَرُونَ fiilleri meçhul bina edilerek mef’ûle dikkat çekilmiştir.
Mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde lafza-i celâlin zikrinde tecrîd sanatı vardır.
تُحْشَرُونَ [toplanacaksınız] fiilinden kasıt hesaba çekilmektir. Lâzım-melzûm alakasıyla mecaz-ı mürseldir.
Hak Teâlâ, "Allah" ismini, isimlerinden biri olarak zikretmiştir ki isimlerinin en büyüğüdür ve rahmeti ile kahrının mükemmel olduğunu gösteren bir isimdir. Binaenaleyh bu isim, rahmetinin mükemmelliğine delalet ettiği için vaad çeşitlerinin en büyüğünü, kahrının mükemmelliğine delâlet ettiği için de vaîd çeşitlerinin en şiddetlisini ifade etmektedir. (Fahreddin er- Râzî)
تُحْشَرُونَ fiili meçhul gelmiştir. Fail çok açık olduğu için zikredilmesine gerek duyulmamıştır.
[Evet sonunda yalnızca Allah’a] yani merhameti engin er-Rahîm ’e ve sevabı büyük el-Müsîb’e [haşredileceksiniz.] Allah ism-i celâlinin öne alınması ve ona bitişik olan harfe tekid lam’ı eklenmesi, erbabı için gizli olmayan bir hususiyet taşımaktadır. (Keşşâf)