Âl-i İmrân Sûresi 51. Ayet

اِنَّ اللّٰهَ رَبّ۪ي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ  ...

“Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 إِنَّ şüphesiz
2 اللَّهَ Allah
3 رَبِّي benim Rabbimdir ر ب ب
4 وَرَبُّكُمْ ve sizin de Rabbinizdir ر ب ب
5 فَاعْبُدُوهُ O’na kulluk edin ع ب د
6 هَٰذَا budur
7 صِرَاطٌ yol ص ر ط
8 مُسْتَقِيمٌ doğru ق و م
 

اِنَّ اللّٰهَ رَبّ۪ي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ


اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder. اللّٰهَ  lafza-i celâli اِنَّ’nin ismidir. رَبّ۪ي kelimesi اِنَّ’nin haberidir. Mütekellim zamiri ی muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

وَ atıf harfidir.  رَبُّكُمْ  kelimesi  رَبّ۪ي ’ye matuftur. فَ  mukadder şartın cevabıdır. Takdiri; إذا أردتم الفوز والنجاح فاعبدوه (Başarı ve kazanç istediğiniz zaman O’na kulluk edin.) şeklindedir. اعْبُدُو  fiili  نَ’un hazfiyle mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur. Muttasıl zamir olan  هُ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.   


 هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ


İsim cümlesidir. İşaret ismi  هٰذَا  mübteda olarak mahallen merfûdur.  صِرَاطٌ  haberdir. مُسْتَق۪يمٌ  ise  صِرَاطٌ ’un sıfatıdır.   
 

اِنَّ اللّٰهَ رَبّ۪ي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ 


İstînâfiyye olarak fasılla gelen ayette ilk cümle  اِنَّ  ile tekid edilmiş faide-i haber talebî kelamdır. Müsnedün ileyhin lafza-i celâlle gelmesi telezzüz, teberrük ve haşyet duyguları uyandırma kastının yanında haberin önemini de vurgulamaktadır. 

Müsned, veciz ifade ve muzâfun ileyhin şanı için izafetle gelmiştir.  رَبّ۪ي , رَبُّكُمْ’ye matuftur.  رَبُّكُمْ  izafetinde de  كُمْ  zamiri şeref kazanmıştır.

Rabıta  فَ ’si ile gelen  فَاعْبُدُوهُۜ   cümlesi mukadder şartın cevabıdır. Takdiri; إذا أردتم الفوز والنجاح (başarı ve kazanç istediğiniz zaman) şeklindedir. 

Şart cümlesinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. Mukadder şart ve cevabından oluşan terkip, talebî inşâî isnaddır.

اللّٰهُ -  رَبِّ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

رَبُّ  kelimesinin tekrarı teşvik amacına matuftur. Ayrıca bu tekrarda ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.


هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ


Ta’lîliyye hükmünde olan bu cümle fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Sübut ifade eden isim cümlesi formunda faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Müsnedün ileyhin işaret ismiyle gelmesi işaret edilene dikkat çekmek ve önemini vurgulamak içindir. Ayrıca tazim ve tecessüm ifade eder. 

صِرَاطٌ , مُسْتَق۪يمٌ  için sıfattır. Dolayısıyla cümlede ıtnâb sanatı vardır.

İşaret isminde istiare vardır. هٰذَا ile Allah’tan sakınmak ve itaat işaret edilmiştir. Bilindiği gibi işaret ismi, mahsus şeyler için kullanılır. Ama burada olduğu gibi aklî şeyler için kullanıldığında istiare olur. Câmi’; her ikisinde de “vücudun tahakkuku”dur.

صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ  ifadesinde istiare vardır. “Sırat” kelimesi yol demektir. Hedefe ulaştırması bakımından benzer oldukları için din, yola benzetilmiştir. Müşebbeh (müsteârun leh) hazfedilmiş müsteârun minh kalmıştır. Müşebbehün bih yani müsteârun minh zikredildiği için istiâre-i tasrîhîyyedir. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kuran Işığında Belâgat Dersleri Beyân İlmi)

İsa’nın (as) dilinden kavmine söylenen sözler bu ayetle son bulmuştur.