Rûm Sûresi 43. Ayet

فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ الْقَيِّمِ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا مَرَدَّ لَهُ مِنَ اللّٰهِ يَوْمَئِذٍ يَصَّدَّعُونَ  ...

Allah tarafından, geri çevrilmesi olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru dine çevir. O gün insanlar bölük bölük ayrılacaklardır.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَأَقِمْ yönelt ق و م
2 وَجْهَكَ yüzünü و ج ه
3 لِلدِّينِ dine د ي ن
4 الْقَيِّمِ dosdoğru ق و م
5 مِنْ
6 قَبْلِ önce ق ب ل
7 أَنْ
8 يَأْتِيَ gelmesinden ا ت ي
9 يَوْمٌ gün ي و م
10 لَا
11 مَرَدَّ geri çevirilmeyen ر د د
12 لَهُ
13 مِنَ -tan
14 اللَّهِ Allah-
15 يَوْمَئِذٍ o gün
16 يَصَّدَّعُونَ bölük bölük ayrılırlar ص د ع
 

فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ الْقَيِّمِ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا مَرَدَّ لَهُ مِنَ اللّٰهِ يَوْمَئِذٍ يَصَّدَّعُونَ

 

فَ  mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri, إن أشرك بعض الناس فأقم وجهك للدين  (Bazı insanlar şirk koşsa da sen yüzünü dine çevir.) şeklindedir.

اَقِمْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت  ‘dir.  وَجْهَ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir  كَ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. 

لِلدّ۪ينِ  car mecruru  اَقِمْ  fiiline müteallıktır.  الْقَيِّمِ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. 

مِنْ قَبْلِ  car mecruru  اَقِمْ  fiiline müteallıktır.  اَنْ  ve masdar-ı müevvel muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

يَأْتِيَ  mansub muzari fiildir.  يَوْمٌ  fail olup lafzen merfûdur.  لَا مَرَدَّ لَهُ  cümlesi  يَوْمٌ ‘nün sıfatı olarak mahallen merfûdur.

Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.

Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.

Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.

Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat  2. Sebebi sıfat

Hakiki sıfat: 1- Müfred olan sıfatlar  2- Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.

1. Müfred olan sıfatlar : Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.

Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.

2. Cümle olan sıfatlar: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

لَا  cinsi nefyeden olumsuzluk harfidir. İsmini nasb haberini ref eder.  مَرَدَّ  kelimesi  لَا  ‘nın ismi olup lafzen mansubdur. 

لَهُ  car mecruru  لَا  ‘nın mahzuf haberine müteallıktır.  مِنَ اللّٰهِ  car mecruru  يَأْتِيَ  fiiline müteallıktır. 

مِنْ  harf-i ceri mecruruna ibtidaiyye, ba’z, tebyin, karşılaştırma, zaid, sebep, bedel – karşılık, iki şeyi birbirinden ayırt etmek gibi manalar kazandırabilir. Burada ibtidaiye manasınadır.(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

يَوْمَئِذٍ  zaman zarfı,  إذ  için muzâftır.  يَصَّدَّعُونَ  fiiline müteallıktır.  إذ  mahzuf cümleye muzâftır. Kelimenin sonundaki tenvin mahzuf muzâfun ileyhten ivazdır. 

يَصَّدَّعُونَ  fiili  نَ  ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و  ‘ı fail olarak mahallen merfûdur. 

يَصَّدَّعُونَ  fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir  تَفَعَّلَ  babındadır. Sülâsîsi  صدع  ’dır. Aslı  يتصدَّعون  şeklindedir. 

Bu bab fiile mutavaat, tekellüf, ittihaz, sayruret, tecennüp (sakınma) ve talep anlamları katar.

 

فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ الْقَيِّمِ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا مَرَدَّ لَهُ مِنَ اللّٰهِ 

 

فَ  mahzuf şartın cevabına gelen rabıtadır.  اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ الْقَيِّمِ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ  cümlesi mahzuf şartın cevabıdır. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Takdiri, …  إن أشرك بعض الناس  (Eğer insanların bazıları şirk koşarsa..) olan şart cümlesinin hazfi, îcaz-ı hazif sanatıdır.

فَاَقِمْ وَجْهَكَ  ifadesi cüz-kül alakasıyla mecâz-ı mürsel sanatıdır. Allah burada cüzü zikretmiş küllü kastetmiştir.  توجه الي الله بكليتك  (Allah'a tamamen yönel) demektir. (Safvetü’t Tefâsir)

Allah Teâlâ’nın  فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفاًۜ  [Yüzünü hanif olarak dine doğrult] sözüyle kastedilen, başka yola sapmadan dinin açık yoluna yönel ve ona tabi ol demektir.. Allah Teâlâ’nın bu ayette yer alan  الدّ۪ينُ الْقَيِّمُۗ  (Doğru din) sözünde, doğru dinin anlam bakımından zikrettiğimiz hususla aynı olduğuna delil bulunmaktadır.  الدّ۪ينُ الْقَيِّمُۗ  ifadesiyle kastedilenin, dinin eğrisiz, pürüzsüz dosdoğru olmasıdır. (Şerîf er-Râdî, Kur’an Mecazları) 

Mahzuf şart ve mezkûr cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda talebî inşâî isnaddır. Haber cümlesi yerine şart üslubunun tercih edilmesi, şart üslubunun daha beliğ ve etkili olmasındandır. 

اَقِمْ  fiiline müteallik olan  لِلدّ۪ينِ ‘nin sıfatı olan  الْقَيِّمِ , mevsûfunun bir özelliğini açıklayan tetmim ıtnâbı sanatıdır.

Masdar harfi  اَنْ  ve akabindeki  يَأْتِيَ يَوْمٌ  cümlesi, masdar tevili ile  قَبْلِ ‘nin muzâfun ileyhidir. Masdar-ı müevvel müspet muzari fiil sıygasında gelerek hudûs, teceddüt istimrar ve tecessüm ifade etmiştir.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

يَوْمٌ  için sıfat olan  لَا مَرَدَّ لَهُ  cümlesi, cinsini nefyeden  لَا ’nın dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesidir.  مَرَدَّ , cinsini nefyeden  لَا ’nın ismidir. Haberi mahzuftur. Car mecrur  لَهُ , bu mahzuf habere mütealliktir. لَا ’nın haberinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. 

مِنَ اللّٰهِ  car mecruru  يَأْتِيَ  fiiline mütealliktir.

مِنَ  harf-i ceri, ibtidaiyye konumundadır. يَوْمٌ den kasıt ise, bu dünyadaki azap olup  geldiği gün, Allah'tan geliyor olması sebebiyle hiçbir kimse onu geri çeviremeyecektir. (Âşûr)

Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde  اللّٰهِ  isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.

اَقِمْ  -  قَيِّمِ  kelimeleri arasında cinas-ı iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır. 


 يَوْمَئِذٍ يَصَّدَّعُونَ

 

Beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. 

Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. 

يَوْمَئِذٍ  ifadesinde zaman zarfı  إذ ’in muzafun ileyh cümlesi mahzuftur.  ئِذٍ ’deki tenvin mahzuf muzâfun ileyh cümlesinden ivazdır.

Ayette  يَوْمَ ‘nin tekrarlanması o güne dikkat çekerek önemini vurgulamak içindir. Bu tekrarda ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları ve ıtnâb vardır.

Sülasisi  صدع  olan  يَصَّدَّعُونَ  fiili  تفعّل  babındadır. Yani aslı  يتصدَّعون  şeklindedir. Bu bab fiile mutavaat, tekellüf, ittihaz, sayruret, tecennüp (sakınma) ve talep anlamları katar.