Nisâ Sûresi 156. Ayet

وَبِكُفْرِهِمْ وَقَوْلِهِمْ عَلٰى مَرْيَمَ بُهْتَاناً عَظ۪يماًۙ  ...

Bir de inkârlarından ve Meryem’e büyük bir iftira atmalarından ve “Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demelerinden dolayı kalplerini mühürledik. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler.  (156 - 157. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَبِكُفْرِهِمْ ve küfürlerinden (ötürü) ك ف ر
2 وَقَوْلِهِمْ ve sözlerinden ق و ل
3 عَلَىٰ karşı
4 مَرْيَمَ Meryem’e
5 بُهْتَانًا bir iftira ب ه ت
6 عَظِيمًا büyük ع ظ م
 

وَبِكُفْرِهِمْ وَقَوْلِهِمْ عَلٰى مَرْيَمَ بُهْتَاناً عَظ۪يماًۙ


وَ  atıf harfidir.  بِكُفْرِهِمْ  car mecruru mahzuf  لعنّاهم (Onları lanetledik.) fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir  هِمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  بِ  harf-i ceri sebebiyyedir.

Sülâsî (üç harfli) fiillerin masdarları aşağıdaki şartlardan biri olduğunda fiil gibi amel ederek fail ve mef’ûl alabilir:

1. Tenvinli olmalıdır.

2. Harfi tarifli (ال) olmalıdır.

3. Masdarın failine muzâf olmalıdır.

4. Masdarın mef’ûlüne muzâf olmalıdır. (Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

قَوْلِهِمْ  atıf harfi  وَ ’la  بِكُفْرِهِمْ ’e matuftur.

عَلٰى مَرْيَمَ  car mecruru masdar olduğundan  قَوْلِهِمْ’e müteallıktır.  مَرْيَمَ  kelimesi  gayri munsarif olduğu için esre almamıştır.

بُهْتَانًا  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.  عَظ۪يمًا  kelimesi  بُهْتَانًا’in sıfatıdır.


 

وَبِكُفْرِهِمْ وَقَوْلِهِمْ عَلٰى مَرْيَمَ بُهْتَاناً عَظ۪يماًۙ

 

بِكُفْرِهِمْ  önceki ayetteki mukadder  لعنّاهم  (Onları lanetledik) fiiline müteallıktır. 

بِ  sebebiyet bildirmektedir.  وَقَوْلِهِمْ  makabline temâsül dolayısıyla atfedilmiştir. 

بُهْتَانًا ’deki tenvin tahkir ifade eder. 

بُهْتَانًا ,عَظ۪يمًا  için sıfattır. Sıfat ıtnâb sanatıdır.

بِكُفْرِهِمْ  masdarın failine muzâf olduğu bir izafettir.

Allah’ın, “İnkârları ile kâfir olmaları (sebebi ile)” sözüyle onların kudret-i ilâhiyi inkâr ları; “Meryem’in aleyhine büyük iftira atıp söylemeleri…” ifadesiyle de Hz. Meryem’e zina nispet edişleri kastedilmiştir. İki şey birbirinden başka olunca bunların birbiri üzerine atfedilmesi güzel ve yerinde olmuştur. (Fahreddin er-Râzî)

عَلٰى  harfi istila manasıyla bu iftiranın Hz. Meryem’e ne kadar zor geldiğine, onu baştan ayağa kapladığına işaret eder.

بُهتَ  şaşırıp kaldı, demektir.  بُهْتَانً, sıradan bir iftira değil, aklını başından alacak, hayrete düşürecek derecede mühim, büyük bir iftiradır. Bu kelimenin nekre gelmesi de tanınmayacak, düşünülemeyecek kadar insanı şaşkına düşüren bir iftira oldunu gösterir. Manasını tekid için de arkasından sıfat gelmiştir.

Bu iftira İsa (a.s.) doğunca değil İsa (a.s.) peygamberliğini ilan etmeye başlayınca atılmıştır. O yüzden bu iftira her açıdan şaşılacak bir iftiradır.

Yahudilerin inkârlarının anlatıldığı 155-156. ayetlerdeki bu cümlelerin tekririni müfessirimiz şöyle izah eder: كُفْرِ  kelimesinin tekrar nedeni, onların küfürlerinin tekrarıdır. Çünkü onlar önce Musa’yı, sonra İsa’yı, ardından da Hz. Muhammed’i inkâr  ettiler. Burada Yahudilerin peygamberleri inkâr ı bir gelenek haline getirdiklerine işaret etmek üzere  كُفْرِ  kelimesinin tekrarıyla ıtnâb yapılmıştır. (Süleyman Gür, Kādî Beyzâvî Tefsîrinde Belâgat İlmi Ve Uygulanışı)