وَالَّذ۪ي خَلَقَ الْاَزْوَاجَ كُلَّهَا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ الْفُلْكِ وَالْاَنْعَامِ مَا تَرْكَبُونَۙ
وَالَّذ۪ي خَلَقَ الْاَزْوَاجَ كُلَّهَا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ الْفُلْكِ وَالْاَنْعَامِ مَا تَرْكَبُونَۙ
وَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اَلَّذ۪ي müfred müzekker has ism-i mevsûl, önceki ayette geçen اَلَّذ۪ي ’ye matuf olup mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası خَلَقَ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur
خَلَقَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. الْاَزْوَاجَ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
كُلَّهَا manevi tekittir. Muttasıl zamir هَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
وَ atıf harfidir. جَعَلَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ’dir.
لَكُمْ car mecruru جَعَلَ fiiline mütealliktir. مِنَ الْفُلْكِ car mecruru مَا ‘nın mahzuf haline mütealliktir.
الْاَنْعَامِ kelimesi atıf harfi وَ ‘la الْفُلْكِ ‘ye matuf olup kesra ile mecrurdur.
مَا müşterek ism-i mevsûl, mef’ûl ’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. İsm-i mevsûlun sılası تَرْكَبُونَ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur.
تَرْكَبُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.
وَالَّذ۪ي خَلَقَ الْاَزْوَاجَ كُلَّهَا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ الْفُلْكِ وَالْاَنْعَامِ مَا تَرْكَبُونَۙ
Ayet atıf harfi وَ ile 10. ayetteki ismi mevsule atfedilmiştir. Müfret has ism-i mevsul الَّذ۪ي ‘nin sılası olan خَلَقَ الْاَزْوَاجَ كُلَّهَا , mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Halidî, Vakafat, s. 107)
كُلَّهَا izafeti, الْاَزْوَاجَ için manevi tekittir.
Aynı üslupta gelen وَجَعَلَ لَكُمْ مِنَ الْفُلْكِ وَالْاَنْعَامِ مَا تَرْكَبُونَۙ cümlesi, hükümde ortaklık sebebiyle sıla cümlesine atfedilmiştir.
Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur لَكُمْ , ihtimam için mef’ûl olan مَا ‘ya takdim edilmiştir.
جَعَلَ fiilinin mef’ûlü konumundaki müşterek ism-i mevsul مَا ’nın sılası olan تَرْكَبُونَ müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Hudûs, istimrar ve teceddüt ifade eden muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar. Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur.
Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
خَلَقَ - جَعَلَ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
Burada da, خَلَقَ fiilinden sonra جَعَلَ fiili gelmiştir. Bu, خَلَقَ (yarattı) fiilinin ‘yoktan örneksiz olarak yaratmak, inşa etmek’ manası sebebiyledir ki semâvât, arz ve çiftler böyle yaratılmıştır. جَعَلَ fiili ise, mevcut olan bir varlıkta geçerli olan bir fiildir, onu bir halden başka bir hale değiştirmeyi ifade eder. Arzın yaratıldıktan sonra beşik haline çevrilmesi ve üzerinde yollar yapılması gibi. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri BelâGî Tefsiri, C. 4, s.69)
Burada الْاَزْوَاجَ eşyanın çeşitleri ve sınıfları veya genel olarak birbirine karşılık olanlarla tefsir edilmiştir. (Elmalılı Hamdi Yazır)