تَنْز۪يلُ الْـكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ
Müşrikler Kur’an’ın, yıllardır aralarında yaşayan Hz. Muhammed’in eseri olmadığını biliyor, fakat bunun kaynağına ulaşamadıkları ve Allah’tan olabileceğini de akılları almadığı için başka bir insan veya cin tarafından öğretilmiş olduğunu ileri sürüyorlardı. Âyette “Kitab”ın, bilhassa Allah’tan indirilmiş olduğuna vurgu yapılması işte bu anlayışı yıkmayı hedeflemektedir.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 10
Hakeme حكم :
حَكَمَ fiilinin aslı ıslah etmek/düzeltmek maksadıyla men etmek/engellemektir. Bu sebeple atın gemine de حَكَمَة denmiştir.
İnsanlar arasında hüküm veren kişiye حاكِمٌ ve çoğuluna da حُكَّامٌ denir. حَكَمٌ ise insanlar arasında hüküm verme işinin mütehassısı olan kimse hakkında kullanılır.
Tefâul babındaki تَحاكُمٌ formu mahkemeye başvurmak ve muhâkeme olmak anlamındadır.
Tef'il babı olan تَحْكِيمٌ formu ise hakem tayin etmektir.
Hikmet حِكْمَةٌ kavramına gelince; ilim ve akıl ile hakka isabet etmek/ulaşmaktır. Bu itibarla hikmet Allah'tan olduğunda eşyanın bilgisine sahip olmak ve onları en muhkem biçimde var etmek anlamında; insandan olduğunda ise mevcudatın bilgisine sahip olmak ve hayır fiillerde bulunmak anlamına gelir.
Kur'an'ın hikmet kavramıyla vasfedilmesi onu içermesi sebebiyledir.
Son olarak مُحْكَمٌ sözcüğü ne lâfız ne de anlam bakımından kendisiyle ilgili hiç bir şüphenin ârız olmayacağı (söz) demektir. (Müfredat)
Kuran’ı Kerim’de pek çok formda 210 defa geçmiştir. (Mu'cemu-l Mufehres)
Türkçede kullanılan şekilleri hakem, hâkim, hâkimiyet, ahkam, hikmet, hekim, hüküm, hükümet, tahakküm, mahkum, muhkem, mahkeme, muhakeme, istihkam, müstahkem ve tahkimdir. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
تَنْز۪يلُ الْـكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ
İsim cümlesidir. تَنْز۪يلُ mübteda olup lafzen merfûdur. الْـكِتَابِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. مِنَ اللّٰهِ car mecruru mübtedanın mahzuf haberine mütealliktir.
الْعَز۪يزِ lafza-i celâlin sıfatı olup kesra ile mecrurdur. الْحَك۪يمِ ikinci sıfat olup kesra ile mecrurdur.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.
Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.
Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat 2. Sebebi sıfat
Hakiki sıfat: 1- Müfred olan sıfatlar 2- Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Müfred olan sıfatlar : Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.
Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.
2. Cümle olan sıfatlar: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ kelimeleri, mübalağalı ism-i fail kalıbındandır. Bu kalıp bu vasfın mevsûfta sürekli varlığına, sıfatın, mevsûfun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.
Mübalağalı ism-i fail: Bir varlıkta bir niteliğin aşırı derecede bulunduğunu gösteren, fiilden türeyen, sıfat cinsinden isimlerdir. Mübalağalı ism-i failler Allah için kullanılırsa sıfat, insanlar için kullanılırsa mübalağa ya da lakap olurlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
تَنْز۪يلُ الْـكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ
Surenin ilk ayeti ibtidaiyye olarak fasılla gelmiştir. Mübteda ve haberden müteşekkil, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Müsnedün ileyh olan تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ , veciz ifade kastına matuf olarak izafet formunda gelmiştir.
Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. مِنَ اللّٰهِ car mecruru, mübtedanın mahzuf haberine mütealliktir.
Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde اللّٰهِ isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.
الْحَك۪يمِ - الْعَز۪يزِ , lafza-i celâlin iki sıfatıdır. Aralarında و olmaması, mevsufta bu iki vasfın birden mevcudiyetine işarettir.
Her ikisi de mübalağalı ism-i fail kalıbı olan sıfat-ı müşebbehe vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Bu kalıp bu vasfın mevsufta sürekli varlığına, sıfatın mevsufun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.
الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ kelimeleri arasında muvazene ve mürâât-ı nazîr sanatları vardır. Bu iki kelimenin ayetin anlamıyla olan mükemmel uyumu, teşâbüh-i etrâf sanatıdır.
Önce gelen الْعَز۪يزُ ismini الْحَك۪يمُ isminin takip etmesi; O'nun aziz oluşunun, mazlumun ve hakka çağıranın zafer kazanması gibi, hikmet sahipleri tarafından övgüye layık bir konumda sapasağlam olduğunu belirtmek içindir. (Âşûr, Ankebut/26)
تَنْز۪يلُ kelimesi نزل fiilinin تفعيل babında masdarıdır.
Surenin bu ikinci ayeti, kelama en güzel giriş şekillerinden biri olan konusuyla alakalı bir şeyle başlayarak berâat-i istihlâl sanatının ve güzel lafızlar kullanılıp ağır lafızlardan, tenâfürden ve ta’kîdden uzak, sahih bir mana ifade ederek muktezâ-i halin gözetilmesiyle hüsn-i ibtidâ sanatının güzel bir örneğini teşkil etmiştir.
Şayet حٰمٓۜ ‘i; haberi تَنْز۪يلُ الْـكِتَابِ (kitabın indirilmesi) olan mübteda bir isim kabul edersen, o zaman muzâfın hazf edilmiş olması kaçınılmaz olur. Anlam ise; حٰمٓۜ ’in indirilmesi, kitabın indirilmesidir şeklinde olur. مِنَ اللّٰهِ (Allah’tan) ifadesi de تَنْز۪يلُ kelimesine müteallik olur. Eğer حٰمٓۜ ‘i harf sayımı kabul edersen, Kitabın indirilmesi mübteda, مِنَ اللّٰهِ (Allah’tandır) ifadesi de onun haberi olur. (Keşşâf)
تَنْز۪يلُ : malum masdar indirmek veya meçhul masdar indirilmek veya ism-i mef'ûl manasına gelen masdar olup indirilme kitap manalarına gelebilir. Yani Allah'tan kitap indirme, indirilmedir. Veya bu kitap Allah'tan indirilmiş kitaptır. Veya bir kimseye kitabın indirilmesi, elçiliğin verilmesi veya bu kitabın indirilişi O, Aziz, Hakim olan Allah'tandır. Kazançla yapılmaz, çalışmakla uydurulmaz. Çünkü Allah, Aziz, emrinde galip ve tedbirinde hüküm ve hikmet sahibidir. Bundan dolayı bu kitap da aziz ve hakimdir. (Elmalılı)