وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتّٰى نَعْلَمَ الْمُجَاهِد۪ينَ مِنْكُمْ وَالصَّابِر۪ينَۙ وَنَبْلُوَ۬ا اَخْبَارَكُمْ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ | andolsun biz sizi deneyeceğiz |
|
2 | حَتَّىٰ | kadar |
|
3 | نَعْلَمَ | bilinceye |
|
4 | الْمُجَاهِدِينَ | cihadedenleri |
|
5 | مِنْكُمْ | içinizden |
|
6 | وَالصَّابِرِينَ | ve sabredenleri |
|
7 | وَنَبْلُوَ | ve sınayacağız |
|
8 | أَخْبَارَكُمْ | söylediğiniz sözleri |
|
“Haberlerin açıklığa kavuşturulması”ndan maksat, gerçek olup olmadıklarını ortaya çıkarmaktır. Cihad en önemli imtihan aracıdır. Bu imtihanı geçirmeden kendileri hakkında çeşitli haberler yayılan, kanaatler edinilen kimselerin gerçekten böyle olup olmadıkları cihad sayesinde anlaşılmakta, ortaya çıkmaktadır.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 58
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتّٰى نَعْلَمَ الْمُجَاهِد۪ينَ مِنْكُمْ وَالصَّابِر۪ينَۙ وَنَبْلُوَ۬ا اَخْبَارَكُمْ
وَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
لَ harfi, mahzuf kasemin cevabının başına gelen muvattie harfidir.
نَبْلُوَنَّكُمْ fetha üzere mebni muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ’dur. Fiilin sonundaki نَ, tekid ifade eden nûn-u sakiledir. Muttasıl zamir كُم mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
Tekid نَ ’ları bitiştikleri fiile istikbal manası kazandıran bir edatın veya durumun bulunması halinde muzari fiilin sonuna gelirler. (Soru, arz, tekid lamı, ummak, teşvik, nehiy, temenni ve yemin gibi.)
حَتّٰى gaye bildiren cer harfidir. نَعْلَمَ muzari fiilini gizli اَنْ ’le nasb ederek anlamını masdara çevirmiştir.
اَنْ ve masdar-ı müevvel, cer mahallinde نَبْلُوَنَّكُمْ fiiline mütealliktir.
نَعْلَمَ fetha ile mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ’dur. الْمُجَاهِد۪ينَ mef’ûlun bih olup nasb alameti ى ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanırlar. مِنْكُمْ car mecruru الْمُجَاهِد۪ينَ ‘ye mütealliktir. الصَّابِر۪ينَ atıf harfi و ‘la الْمُجَاهِد۪ينَ ‘ye matuftur.
نَبْلُوَ۬ا atıf harfi و ‘ la نَعْلَمَ fiiline matuftur.نَبْلُوَ۬ا fetha ile mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ’dur. اَخْبَارَكُمْ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir كُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
الْمُجَاهِد۪ينَ kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan mufâale babındandır. İsm-i faildir.
الصَّابِر۪ينَ kelimesi, sülasi mücerredi صبر olan fiilin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata), hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتّٰى نَعْلَمَ الْمُجَاهِد۪ينَ مِنْكُمْ وَالصَّابِر۪ينَۙ وَنَبْلُوَ۬ا اَخْبَارَكُمْ
Cümle atıf harfi وَ ‘la, önceki ayetteki mukadder kasem cümlesine atfedilmiştir.
لَ , mahzuf kasemin cevabının başına gelen muvattiedir. Kasem fiilinin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır. Mahzuf kasem ve cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, gayri talebî inşâî isnaddır.
Mukadder kasemin cevabı olan cümle, kasem ve nûn-u sakîle ile tekid edilmiştir. Müspet muzari fiil sıygasında, faide-i haber inkârî kelamdır.
Tekid nunları, bitiştikleri fiile istikbal manası kazandıran bir edatın veya durumun bulunması halinde muzari fiilin sonuna gelirler. (Soru, arz, tekid lamı, ummak, teşvik, nehiy, temenni ve yemin gibi.)
Tekid nûnu çoğu zaman sarih kasem, gizli kasem ve nehiyden sonra gelir. Hal ve istikbal ifade eden muzari fiilin manasını sadece istikbal anlamına hamleder ve bu ن , َّfiilin üç defa tekidini sağlar. (Kur’an’da Tekid Üslupları ve Çeşitleri Mehmet Altın Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017/3)
Gaye bildiren harf-i cer حَتّٰى ‘nın gizli أنْ ‘le masdar yaptığı نَعْلَمَ الْمُجَاهِد۪ينَ مِنْكُمْ وَالصَّابِر۪ينَ cümlesi, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Masdar-ı müevvel, mecrur mahalde olup نَبْلُوَنَّكُمْ fiiline mütealliktir
Aynı üsluptaki وَنَبْلُوَ۬ا اَخْبَارَكُمْ cümlesi وَ ‘la نَعْلَمَ الْمُجَاهِد۪ينَ cümlesine atfedilmiştir. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
Burada ilim yollarından birisi olan imtihan zikredilmiş, bilmek-anlamak murad edilmiştir. Yani ilmin sebebi olan imtihan zikredilerek mecâz yoluna gidilmiştir. Aslında Allah Teâlâ’nın ilmi ezelî ve ebedîdir. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Beyân İlmi)
نَبْلُوَنَّكُمْ - نَبْلُوَ۬ا kelimeleri arasında cinas-ı iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Belv البَلْوُ : Bir şeyin durumunu test etmek ve öğrenmek, anlamak demektir. İmtihandan kastedilen, itaat edeni, isyan edeni ve kâfiri gösterdiği için, sorumluluktaki emir ve yasaklardır. Acı da olsa imtihanı gerektirdiği için buna mecazı mürsel olarak ‘’imtihan’’ denilmiştir. İnsanların menfaatlerini tesis etmek ve onlardan gelecek yolsuzlukları önlemek, onların hayat şartlarını düzenlemek, daha sonra ahirette sonsuz hayat sonucunun ortaya çıkmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Teklif, yani sorumluluk yüklemek, insanların nefislerinin itaatteki durumunu açıklığa kavuşturduğu, iddialarını incelediği ve sırlarını açığa çıkardığı için, imtihan benzer bir şeyi de kapsar. (Âşûr)
حَتّى gaye harfidir ama burada fiilin illeti gayesine benzetilerek lamu-t ta’lil manasında kullanılmıştır. Çünkü fiilin gayesi çoğunlukla fiilin failini harekete geçiren şeydir. Bunun için bu kelime çoğunlukla lamu-t ta’lil manasında kullanılır. (Âşûr)