وَاَصْحَابُ الْاَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍۜ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَع۪يدِ
Burada adı geçen topluluklar (ümmetler, kavimler, kabileler) tıpkı Mekke müşrikleri gibi peygamberlerini yalanlamış, onlara inanmamış, tevhid inancının yayılmasını engellemek üzere mücadele vermiş, fakat sonunda mağlûp ve perişan olmuşlar, âhiretten önce dünyada cezalarını bulmuşlardır. Bunlar anılarak bir yandan müşrikler uyarılmakta, bir yandan da Peygamberimize moral verilmektedir. Burada anılan topluluklar hakkında aşağıda gösterilen yerlerde bilgi verilmiştir:
Nûh kavmi: Yûnus 10/71-74; Hûd 11/25; Ress (Arabistan’ın orta bölgesinde yaşamış, Semûd kavminin Nabatî koluna bağlı bir topluluktur): Furkan 25/38; Semûd (Âd kavminin bir kolu olup Kur’an’ın atıf yaptığı dönemde Hicaz’ın Suriye sınırına yakın bir yerinde oturuyorlardı): A‘râf 7/73; Lût’un kardeşleri (Lût peygamberin mensup bulunduğu topluluk kastedildiği için bu ifade kullanılmıştır): Hûd 11/70; Hicr 15/61-62; Eyke halkı (Tevrat’ta Midian şeklinde geçen Medyenliler’dir): Şuarâ 26/176-177; Tübba‘: Duhân 44/37; Âd: A‘râf 7/65; Firavun: A‘râf 7/103; Yûnus 10/75-93; Tâhâ 20/25.
\Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 106-107وَاَصْحَابُ الْاَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍۜ
اَصْحَابُ الْاَيْكَةِ ve وَقَوْمُ تُبَّعٍۜ kelimeleri atıf harfi وَ ‘la قَوْمُ نُوحٍ ‘e matuftur.
كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَع۪يدِ
İsim cümlesidir. كُلٌّ mübteda olup lafzen merfûdur. كَذَّبَ الرُّسُلَ cümlesi mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur.
كَذَّبَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. الرُّسُلَ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
فَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder. فَ ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
حَقَّ fetha üzere mebni mazi fiildir. وَع۪يدِ fail olup, mütekellim zamiri ي harfinin mahzuf olduğuna işaret etmek ve fasılaya riayet için دِ harfinin harekesi esre gelmiştir. Mütekellim zamiri ي muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.وَاَصْحَابُ الْاَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍۜ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَع۪يدِ
اَصْحَابُ الْاَيْكَةِ ve قَوْمُ تُبَّعٍۜ atıf harfi وَ ile önceki ayete atfedilmiştir.
Eyke halkı Şuayb (as)’ın kavmidir. Eyke kelimesi, birbirlerine dolanmış yoğun ağaçlar anlamındadır. O ağaçların çoğu hurma ağacına benzeyen mukl denilen ağaçtır. (Ebüssûud)
كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ cümlesi, istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Mübteda ve haberden müteşekkil, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
كُلٌّ mübteda, كَذَّبَ الرُّسُلَ cümlesi haberidir.
Cümlede müsnedin ileyh olan كُلٌّ kelimesinin nekra gelmesi tahkir ve kesret ifade etmiştir.
كُلٌّ kelimesinin tenvini muzâfun ileyhden ıvazdır. Yani كُلُّ أُولَئِكَ (onların hepsi) anlamındadır. (Âşûr)
Müsnedin mazi fiil sıygasında cümle olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs, temekkün ve istikrar ifade etmiştir.
Mazi fiil sebat, temekkün ve istikrar ifade eder. (Hâlidî, Vakafât, s. 107)
فَ , atıf harfidir. فَحَقَّ وَع۪يدِ cümlesi makabline atfedilmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Fail konumundaki وَع۪يدِ ibaresinin sonundaki kesra, mahzuf muzâfun ileyhten ivazdır. Mütekellim ي ’sının hazf edilmesi fasılaya riayet ve fazla sözden sakınmak içindir. (Âşûr)
‘’Tehdidim kesinleşmiş ve başlarına inmişti’’ ifadesindeki tehdit, Allah’ın, azap edeceğine ilişkin sözüdür. Bu ifadede Hz. Peygamber için teselli, inkâr edenler için de tehdit vardır. (Keşşâf)