Necm Sûresi 11. Ayet

مَا كَذَبَ الْفُؤٰ۬ادُ مَا رَاٰى  ...

Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 مَا
2 كَذَبَ yanılmadı ك ذ ب
3 الْفُؤَادُ gönül ف ا د
4 مَا
5 رَأَىٰ gördüğünde ر ا ي
 

مَا كَذَبَ الْفُؤٰ۬ادُ مَا رَاٰى

 

Fiil cümlesidir.  مَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.  كَذَبَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. الْفُؤٰ۬ادُ  fail olup lafzen merfûdur. 

مَا  müşterek ism-i mevsûl  mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur. İsm-i mevsûlun sılası  رَاٰى ‘dır. Îrabdan mahalli yoktur. 

رَاٰى  elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.

 

مَا كَذَبَ الْفُؤٰ۬ادُ مَا رَاٰى

 

 

Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Menfî mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)

Mef’ûl konumundaki müşterek ism-i mevsul  مَٓا ’nın sılası olan  رَاٰى , müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.  

كَذَبَ  fiili mecaz yoluyla  الْفُؤٰ۬ادُ ’ya isnad edilmiştir. Yalanlayan gönül değil, gönlün sahibidir. Cüz-kül veya âliyet alakasıyla mecâz-ı mürsel sanatıdır.

الْفُؤٰ۬ادُ , Arap kelamında akıl yerine kullanılır. (Âşûr)

İfade gözüyle gördüğünü demektir ki, o da Cebrail (as)'ın suretidir ya da Allah Teâlâ'dır, yani gözünün aktardığı şeyi yalanlamadı demektir. Çünkü kutsal şeyler önce kalp ile bilinir, sonra da ondan göze intikal eder. Ya da gönlü onu gördüğü zaman: Seni tanımadım, demedi. Eğer öyle dese idi yalan olurdu. Çünkü onu gözüyle gördüğü gibi kalbi ile de tanımaktadır ya da kalbi ile gördüğünü yalanlamadı demektir, mana da gördüğü yalan bir hayal değildi demektir. (Beyzâvî) 

مَا رَاٰى ; kalbler, Muhammed (sav)'in gördüğü şeyi yalana çıkarmadı demektir. Bu, bizim الْفُؤٰ۬ادُ  kelimesinin başındaki elif-lâm'ın cins için olduğunu söylememiz halinde vazıh olup, bu da, "Her ne kadar vahim ve bunun böyle olduğunu itiraf etmeseler dahi, kalpler Muhammed (sav)'in gördüğü o şeyin doğruluğuna şehadet etmektedirler" anlamındadır. (Fahreddin er-Râzî)

Gördüğünü gönül yalanlamadı. Buradaki fiilinin zamiri, bir önce geçen ayetteki  عَبْدِه۪  kelimesine de  الْفُؤٰ۬ادُ ‘e de ait olabilir. "Gözü şaşmadı..." buyurulduğuna göre, bu görme işinin gözle (baş gözüyle) olması gerekmektedir. Buna göre ayetin manası, gözünün gördüğünü kalbi yalanlamadı, şeklinde olur. Yani gerek bütün o müthiş kuvvetleriyle Cibril'i, gerekse miraçtaki o tecelliyatı (beliren şeyleri) görmesi bir hayal değil, kalp ve vicdanın yalancı çıkarmayıp görerek tasdik ettiği hakikattır. Onun için Cebrail'i hangi suretle olursa olsun her geldiğinde tanıdı. (Elmalılı)