فَكُلُوا مِمَّا ذُكِرَ اسْمُ اللّٰهِ عَلَيْهِ اِنْ كُنْتُمْ بِاٰيَاتِه۪ مُؤْمِن۪ينَ
Bir önceki âyetin sonunda yoldan sapmışlarla hidayette olanlardan söz edilmişti. Burada ise hidayet ehli olan müslümanlardan, (“bismillâh…” diyerek veya başka şekillerde) Allah’ın ismi anılmak suretiyle kesilen (yahut avlanan) hayvanlardan yemeleri istenmekte olup bu istek buyruk değil, “yiyebilirsiniz” anlamında izin (ibâha) ifade eder. Müşrikler putların ve cinlerin adını anarak da hayvan kesiyorlardı. Âyette bu uygulama yasaklanmaktadır.
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 462
فَكُلُوا مِمَّا ذُكِرَ اسْمُ اللّٰهِ عَلَيْهِ اِنْ كُنْتُمْ بِاٰيَاتِه۪ مُؤْمِن۪ينَ
Fiil cümlesidir. فَ mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri, إن كنتم أيها المسلمون محقين في الإيمان فكلوا (Ey Müslümanlar, eğer imanda doğru iseniz, …. yiyin.) şeklindedir.
كُلُوا fiili نَ ’un hazfıyla mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
مَا müşterek ism-i mevsûlu, مِنْ harf-i ceriyle birlikte كُلُوا fiiline müteallıktır. İsm-i mevsûlun sılası ذُكِرَ اسْمُ اللّٰهِ ’dur. Îrabtan mahalli yoktur.
ذُكِرَ meçhul mazi mebni fiildir. اسْمُ naib-i fail olup lafzen merfûdur. اللّٰهِ lafza-i celâli, muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
عَلَيْهِ car mecruru ذُكِرَ fiiline müteallıktır.
اِنْ iki muzari fiili cezm eden şart harfidir. كُنتُم ’un dahil olduğu isim cümlesi şart cümlesidir. تُمْ muttasıl zamiri كان ’nin ismi olarak mahallen merfûdur.
بِاٰيَاتِه۪ car mecruru مُؤْمِن۪ينَ ‘ye müteallıktır. Muttasıl zamir ه۪ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
مُؤْمِن۪ينَ kelimesi كُنْتُمْ’un haberi olup nasb alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler ي ile nasb olurlar.
مُؤْمِن۪ينَ sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babından ism-i faildir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
Şartın cevap cümlesi öncesinin delaletiyle hazfedilmiştir.
فَكُلُوا مِمَّا ذُكِرَ اسْمُ اللّٰهِ عَلَيْهِ
فَ rabıtadır. Şart üslubunda talebî inşâî isnad olan cümlede îcâz-ı hazif vardır. فَكُلُوا مِمَّا ذُكِرَ اسْمُ اللّٰهِ عَلَيْهِ cümlesi mahzuf şartın cevabıdır. Takdiri, …إن كنتم أيها المسلمون محقين في الإيمان [Ey Müslümanlar, eğer imanda doğru iseniz, …. yiyin.] şeklindedir. Cevap cümlesi emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Emir, ibaha içindir.
Mecrur mahaldeki müşterek ism-i mevsûl فَكُلُوا ,مَّا’ye müteallıktır. Sılası ذُكِرَ اسْمُ اللّٰهِ عَلَيْهِ, mazi fiil sıygasında gelerek sübuta, temekkün ve istikrara işaret etmiştir.
عَلَيْهِ harf-i ceri, istila manasında mecazdır. (Âşûr)
(Âşûr, Mümtehine Suresi, 6) Fiil meçhul bina edilerek mef’ûle dikkat çekilmiştir. Mevsûlde, müphem yapısı nedeniyle tevcih sanatı vardır.
Meçhul fiil: Kullanılma sebepleri şunlar olabilir:
1: Faili bilinmiyorsa,
2: Faili muhataptan gizlemek isteniyorsa,
3: Faili herkes biliyorsa,
4: Faili zikretmeye gerek yoksa,
5: Bir de mef’ûle vurgu yapılmak isteniyorsa.
Burada Allah’ın ismini kimin andığı önemli değil, önemli olan O’nun isminin anılmasıdır
اسْمُ اللّٰهِ izafeti, muzâfa şan ve şeref kazandırmıştır.
Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde اللّٰهِ isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.
اِنْ كُنْتُمْ بِاٰيَاتِه۪ مُؤْمِن۪ينَ
Müstenefe olan cümle şart üslubunda, talebî inşaî isnaddır.
كان ’nin dahil olduğu isim cümlesi formunda gelmiş olan كُنْتُمْ بِاٰيَاتِه۪ مُؤْمِن۪ينَ cümlesi, şarttır. Şartın cevabı öncesinin delaletiyle hazfedilmiştir. Bu, gereksiz sözden kaçınmak için yapılan îcâz-ı hazif sanatıdır.
Ayette cevap farklı yönlerden düşünmeyi gerektirdiği, ayrıca dinleyici ve okuyucuyu düşünce ve hayal ufkuna yönlendirdiği için mübalağa içermektedir. Îcâz metoduyla cümle daha yoğun anlamlar yüklenmiştir. (Hasan Uçar, Kur’an-ı Kerim’deki Anlamsal Bedî‘ Sanatları Doktora Tezi)
Bu emir, saptıranlara ve ezcümle haramı helâl ve helâli de haram sayanlara uyma nehyine terettüb eder. O kâfirler diyorlardı ki: “Mademki siz Allah’a ibadet ediyorsunuz o halde Allah’ın öldürdüğü hayvanların etlerini yemeniz, sizin öldürdüğünüz hayvanların etlerini yemenizden evladır.” Bu sebeple inen bu ayette, “Siz ey Müslümanlar yalnız, kesilirken üzerine Allah adının anıldığı hayvanların etlerinden yiyin; Allah adı ile beraber başkasının adının da anıldığı veya yalnız başkasının adının anıldığı ya da kendiliğinden ölen hayvanların etinden yemeyin.” buyrulur. Eğer siz Allah’ın ayetlerine ve ezcümle bu konuda nazil olan ayetlere iman ediyorsanız, bu ilâhî emri uygulayın. Çünkü iman, Allah Teâlâ'nın helal kıldıklarını helal saymayı ve haram kıldıklarından da sakınmayı gerektirir. (Ebüssuûd)