اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَۚ فَاِنْ يَكْفُرْ بِهَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ فَقَدْ وَكَّلْنَا بِهَا قَوْماً لَيْسُوا بِهَا بِكَافِر۪ينَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | أُولَٰئِكَ | İşte onlar |
|
2 | الَّذِينَ | kimselerdir |
|
3 | اتَيْنَاهُمُ | verdiğimiz |
|
4 | الْكِتَابَ | Kitap |
|
5 | وَالْحُكْمَ | ve hüküm |
|
6 | وَالنُّبُوَّةَ | ve peygamberlik |
|
7 | فَإِنْ | eğer |
|
8 | يَكْفُرْ | inkar ederse |
|
9 | بِهَا | bunları |
|
10 | هَٰؤُلَاءِ | şimdi şunlar |
|
11 | فَقَدْ | mukakkak |
|
12 | وَكَّلْنَا | biz vekil bırakmışızdır |
|
13 | بِهَا | bunlara |
|
14 | قَوْمًا | bir toplumu |
|
15 | لَيْسُوا | bunları etmeyecek |
|
16 | بِهَا |
|
|
17 | بِكَافِرِينَ | inkar |
|
Yüce Allah’ın, anılan peygamberlere verdiği kitaptan maksat, peygamberlere gönderilen ilâhî mesajlar bütünü veya genel olarak ilim ve mârifettir. Âyet metnindeki hüküm, bizim tercih ettiğimiz şekilde hikmet, yani doğrular ve yanlışlar, iyilik ve kötülükler hakkındaki gerçek ve kuşatıcı bilgi şeklinde yorumlandığı gibi hükümdarlık olarak da anlaşılmıştır. “Nübüvvet”ten maksat ise peygamberliktir. Bu yüce şahsiyetlerden bazılarına bu lutufların tamamı, bazılarına da biri veya ikisi verilmiştir.
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 437
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَۚ
İsim cümlesidir. İsaret ismi اُو۬لٰٓئِكَ mübteda olarak mahallen merfûdur. Cemi müzekker has ism-i mevsûl الَّذ۪ينَ, haber olarak mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ’dir. Îrabtan mahalli yoktur.
اٰتَيْنَاهُمُ sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri نا fail olarak mahallen merfûdur.
Muttasıl zamir هُمُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. الْكِتَابَ ikinci mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.
الْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ kelimeleri atıf harfi وَ ’la الْكِتَابَ ’ye müteallıktır.
فَاِنْ يَكْفُرْ بِهَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ فَقَدْ وَكَّلْنَا بِهَا قَوْماً لَيْسُوا بِهَا بِكَافِر۪ينَ
فَ atıf harfidir. اِنْ şart harfi iki muzari fiili cezm eder. يَكْفُرْ; şart fiili olup meczum muzari fiildir.
بِهَا car mecruru يَكْفُرْ fiiline müteallıktır. İşaret ismi هٰٓؤُ۬لَٓاءِ fail olarak mahallen merfûdur.
فَ şartın cevabının başına gelen rabıta harfidir. قَدْ tahkik harfidir. Tekid ifade eder.
وَكَّلْنَا sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri نا fail olarak mahallen merfûdur.
بِهَا car mecruru وَكَّلْنَا fiiline müteallıktır. قَوْماً mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.
لَيْسُوا بِهَا cümlesi قَوْماً’in sıfatı olarak mahallen mansubtur.
لَيْسُوا nakıs camid fiildir. كَانَ gibi isim cümlesinin başına gelir, ismini ref haberini nasb eder.
لَيْسُوا ’nun ismi, cemi müzekker olan و merfû muttasıl zamir olarak mahallen merfûdur.
بِهَا car mecruru كَافِر۪ينَ ’ye müteallıktır. بِ harfi ceri zaiddir. كَافِر۪ينَ lafzen mecrur, لَيْسُوا ’nun haberi olarak mahallen mansubtur. Cer alameti ي ’dir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.
كَافِر۪ينَ kelimesi sülâsî mücerred olan كفر fiilinin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَكَّلْنَا fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi وكل’dir. Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَۚ
Müstenefe olan ayetin ilk cümlesi, mübteda ve haberden müteşekkil sübut ifade eden isim cümlesidir.
İsm-i işaret ve ism-i mevsûl marife kelimelerdir. Hem müsnedin hem de müsnedün ileyhin marife gelmesi kasr ifade eder.
İşaret ismi arkasından gelen şeylerin, kendisinden öncekiler sebebiyle gerçekleştiğini işaret eder. (Halidi, Vakafat, s. 119)
Faide-i haber inkârî kelam olan cümlede bilinen kişileri belirten has ism-i mevsûl الَّذ۪ينَ ’nin müsned olması, o kişilere tazim ifade eder. Mevsûller müphem yapıları nedeniyle tevcih ihtiva ederler.
Mevsûlün sılası اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ , müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَۚ temâsül sebebiyle الْكِتَابَ ’ye atfedilmiştir.
الْحُكْمَ - النُّبُوَّةَۚ - الْكِتَابَ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
اُو۬لٰٓئِكَ; zikredilen 18 peygamberle onlara atfedilenleri yani onların hidayetini ve taşıdıkları üstün sıfatları gösterir. Uzaklık manası da onların yüksek derecesini, fazilet ve şeref mertebelerini bildirmek içindir. (Ebüssuûd)
الْكِتَابَ kelimesindeki tarif istiğrak manası içindir yani bütün semavi kitap cinsini ifade eder. (Ebüssuûd)
فَاِنْ يَكْفُرْ بِهَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ فَقَدْ وَكَّلْنَا بِهَا قَوْماً لَيْسُوا بِهَا بِكَافِر۪ينَ
Cümle فَ ile istînâfa atfedilmiştir. Şart üslubunda haberî isnaddır. Şart cümlesi يَكْفُرْ بِهَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ mazi fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Şartın cevabı فَ karinesiyle gelen فَقَدْ وَكَّلْنَا بِهَا قَوْماً cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.
Şart ve cevap cümlelerinden oluşan terkip şart üslubunda, faide-i haber talebî kelamdır.
İsaret ismi هٰٓؤُ۬لَٓاءِ, küfredenlere tahkir için gelmiştir.
وَكَّلْنَا بِهَا [Onlara vekil kılmışızdır]’ın manası, biz O’na inanmayı, onu gözlemlemeyi ve gereğini yapmayı başardık demektir. Buradaki tevkîl kelimesinde istiare vardır. Çünkü tevkîl hakikatte bir şeyin sahibini; onu idare edene, idaresini üstlenene, muhafaza etmeye gücü yetene, içindekini yaşatma, ıslah etme ve geliştirme külfetini yürütmeye kâfi olana isnad etmek demektir. (Âşûr)
لَيْسُ’nin dahil olduğu isim cümlesi قَوْماً ,لَيْسُوا بِهَا بِكَافِر۪ينَ için sıfat konumundadır. Sıfatlar anlamı zenginleştiren ıtnâb sanatıdır.
لَيْسُ ,بِكَافِر۪ينَ ’nin haberidir. Kelimeye dahil olan بِ harfi zaiddir.
Faide-i haber inkârî kelam olan bu sıfat cümlesinde takdim-tehir sanatı vardır. بِهَا amili olan بِكَافِر۪ينَ’ye takdim edilmiştir.
يَكْفُرْ - بِكَافِر۪ينَ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.