Kalem Sûresi 37. Ayet

اَمْ لَـكُمْ كِتَابٌ ف۪يهِ تَدْرُسُونَۙ  ...

Yoksa size ait bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mı okuyorsunuz?
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 أَمْ yoksa
2 لَكُمْ sizin var mı?
3 كِتَابٌ bir Kitabınız ك ت ب
4 فِيهِ onda (mı?)
5 تَدْرُسُونَ okuyorsunuz د ر س
 

Kur’an âhirette müminlere büyük ödüller, (nimetlerle dolu cennetler) müjdeledikçe müşrikler dünyadaki sosyal konumlarına aldanarak böyle bir şey olduğu takdirde kendilerinin daha büyük nimetlere mazhar olmaları gerektiğini savunmuşlardı; âyetler onlara cevap vermektedir. Cevapların soru tarzında sıralanması onların tutumlarının hayret verici ve kabul edilemez olduğuna işaret etmektedir. 37-38. âyetlere göre âhiretteki mutluluk dünyadaki güç ve zenginliğe değil, iman ve iyi amele bağlıdır; bu mutluluğu kimlerin hak ettiğini de en iyi Allah bilir; çünkü hak etme şartlarını ve ölçülerini koyan yalnız O’dur. Bu husustaki rehber de O’nun kitabıdır.

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri  Cilt: 5 Sayfa: 435-436
 

اَمْ لَـكُمْ كِتَابٌ ف۪يهِ تَدْرُسُونَۙ


اَمْ  munkatıadır.  بل  ve hemze manasındadır. Çoğunlukla soru edatlarıyla birlikte kullanılır ve muhataptan bu edatın öncesi ile sonrasındaki unsurlardan birini tayin ve tercih etmesini zorunlu kılar. Genellikle soru edatı olan hemze ile ( اَ ) birlikte kullanılır. İkiye ayrılır: Muttasıl  اَمْ . Munkatı’  اَمْ  (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)  

لَـكُمْ  car mecruru mahzuf mukaddem habere mütealliktir.  كِتَابٌ  muahhar mübteda olup lafzen merfûdur. 

ف۪يهِ  car mecruru  تَدْرُسُونَ  fiiline mütealliktir.  تَدْرُسُونَ  fiili  كِتَابٌ ‘un sıfatı olarak mahallen merfûdur. 

Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.

Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.

Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.

Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat  2. Sebebi sıfat

Hakiki sıfat: 1- Müfred olan sıfatlar  2- Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.

1. Müfred olan sıfatlar: Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.

Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.

2. Cümle olan sıfatlar: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

تَدْرُسُونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.

 

اَمْ لَـكُمْ كِتَابٌ ف۪يهِ تَدْرُسُونَۙ


Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır.  اَمْ  munkatıadır, yani  بل  ve hemze manasındadır. Buradaki hemze inkarî manadadır. 

Cümle, istifham üslubunda olmasına rağmen, vaz edildiği soru anlamından çıkarak tahkir ve tevbih anlamı kazandığı için mecâz-ı mürsel mürekkebdir. Ayrıca mütekellimin Allah Teâlâ olması sebebiyle, terkipte tecâhül-i ârif sanatı vardır.

Sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi formunda gelmiştir. Cümlede îcâz-ı hazif ve takdim-tehir sanatları vardır. Car mecrur  لَـكُمْ , mahzuf mukaddem habere mütealliktir. كِتَابٌ , muahhar mübtedadır. 

Car mecrurun mübtedaya takdimi,  كِتَابٌ ‘ün nev ifade eden tenkiri sebebiyledir. (Âşûr)

Fasılla gelen  ف۪يهِ تَدْرُسُونَۙ  cümlesi  كِتَابٌ  için sıfattır. Sıfat, tabi olduğu kelimenin sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan ıtnâb sanatıdır. 

Müspet muzari fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Bütün mamullerin cümledeki yeri, aslında amilinden sonra gelmesidir. Car mecrur  ف۪يهِ , konudaki önemine binaen, amili olan  تَدْرُسُونَۙ ‘ye takdim edilmiştir.

كِتَابٌ  ve  تَدْرُسُونَۙ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

Yoksa” gökten gelmiş “bir kitabınız var da” tercih edip istediğiniz her şeyin gerçekleşeceğini “o” kitap“tan mı öğreniyorsunuz?! Tıpkı [Yoksa sizin apaçık bir güçlü kanıtınız mı var? Doğru söylüyorsanız, getirin kitabınızı!..] (Sāffât 37/156-157) ayetinde buyrulduğu gibi. (Keşşâf)