لَاُقَطِّعَنَّ اَيْدِيَكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ ثُمَّ لَاُصَلِّبَنَّكُمْ اَجْمَع۪ينَ
Sihirbazlar, Mûsâ’ya iman edip onun tarafına geçtiklerini gayet açık olarak göstermişlerdi. Bu sebeple Firavun’un, “Ben size izin vermeden ona iman ettiniz öyle mi!” anlamına gelen sözü, bir soru olmayıp tehditten ibarettir. Nitekim “Ama yakında göreceksiniz” deyip bunun ardından vereceği cezaları sıralamasından da bu anlaşılmaktadır. “Ben size izin vermeden…” şeklindeki sözü de Firavun’un, neye inanıp neye inanmayacaklarına varıncaya kadar, onların her türlü tutum ve davranışlarına hükmettiğini, vicdanlarını baskı altında tuttuğunu göstermektedir.
Fahreddin er-Râzî’ye göre Firavun’un Mûsâ karşısındaki bu yenilgisi, onda aynı zamanda siyasî bir endişe de doğurdu. Zira bu olay halkın huzurunda cereyan etmişti ve bu gelişmeler karşısında halk da sihirbazları takip ederek Mûsâ’nın peygamberliğine inanıp onun peşine düşecekti. İşte bunu önlemek için onların Mûsâ’dan kuşku duymalarını sağlayacak iddialar ortaya attı. Buna göre sihirbazlar bir “tuzak” peşindeydi; yani Mûsâ’nın tebliğini kabul etmeleri, onun delilinin güçlü olmasından ileri gelmiyordu; aksine onlar, sihir gösterilerine girişmeden önce “Şu şu şartlarımızı yerine getirirsen sana inanırız” diye Mûsâ ile anlaşmışlardı. Firavun’un dile getirmediği asıl sıkıntısı ise karşılıksız iş gücünü kaybetmekti.
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 570-571
لَاُقَطِّعَنَّ اَيْدِيَكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ ثُمَّ لَاُصَلِّبَنَّكُمْ اَجْمَع۪ينَ
لَ mukadder kasemin cevabına gelen muvattie harfidir. اُقَطِّعَنَّ fetha üzere mebni muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri انا ’dir.
Tekid nunları bitiştikleri fiile istikbal manası kazandıran bir edatın veya durumun bulunması halinde muzari fiilin sonuna gelirler. (Soru, arz, tekid lâmı, ummak, teşvik, nehiy, temenni ve yemin gibi.)
اَيْدِيَكُمْ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur. Muttasıl zamir كُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
اَرْجُلَكُمْ kelimesi atıf harfi وَ ’la اَيْدِيَكُمْ ‘e matuftur. مِنْ خِلَافٍ car mecruru mahzuf hale müteallıktır.
ثُمَّ tertip ve terahi ifade eden atıf harfidir. لَ mukadder kasemin cevabına gelen muvattie harfidir. اُصَلِّبَنَّكُمْ fetha üzere mebni muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri انا ’dir.
Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
اَجْمَع۪ينَ kelimesi mansub muttasıl zamir için tekittir. Cer alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler, ي ile mecrur olurlar.
اُقَطِّعَنَّ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındadır. Sülâsîsi قطع’dir.
Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef'ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlu herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar. Tef’il babının en yaygın anlamı teksirdir.لَاُقَطِّعَنَّ اَيْدِيَكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ ثُمَّ لَاُصَلِّبَنَّكُمْ اَجْمَع۪ينَ
Önceki ayetteki tehdidin açıklaması olan ayet, kasem üslubunda gayrı talebî inşâî isnaddır. …لَاُقَطِّعَنَّ اَيْدِيَكُمْ cümlesi mahzuf kasemin cevabıdır.
Kasem fiilinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. Faide-i haber inkârî kelamdır. Kasem lamı ve nûn-u sakile olmak üzere cümle iki unsurla tekid edilmiştir.
Aynı üsluptaki لَاُصَلِّبَنَّكُمْ اَجْمَع۪ينَ cümlesi, kasemin cevabına tertip ifade eden ثُمَّ atıf harfiyle atfedilmiştir.
اَيْدِيَكُمْ - اَرْجُلَكُمْ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
كُمْ zamirinin tekrarında ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
لَاُقَطِّعَنَّ - لَاُصَلِّبَنَّ kelimeleri arasında muvazene sanatı vardır.
مِنْ خِلَافٍ sözü iki şekilde anlaşılabilir:
1. Karşı çıkmanız sebebiyle (dönekliğinizden dolayı)
2. Çaprazlamasına, yani sağ elinle sol bacağını, sol elinle sağ bacağını) sonra sizi (topluca) hepinizi asacağım.
Sağ el ve sağ bacak kesilirse o kişinin yaşaması çok zordur. Sağ bacak kesilirse sağ el ile ve belki bastonla kuvvet alarak yürüyebilir.
Cümle lam ve şeddeli nunla tekid edilerek muhatap inandırılmak istenmiştir.
مِن خِلافٍ sözündeki مِن , ibtidaiyyedir. Kesilecek yerin başlangıç noktasını gösterir. ثُمَّ kelimesi de çarmıha gerilme için kaldırılacaklarına delalet eder. Malum olduğu üzere kişiyi öldürmek maksadıyla çarmıha germek için tahtaya bağlanması gerekir. (Âşûr)