فَمَا كَانَ دَعْوٰيهُمْ اِذْ جَٓاءَهُمْ بَأْسُنَٓا اِلَّٓا اَنْ قَالُٓوا اِنَّا كُنَّا ظَالِم۪ينَ
Böyle bir felâketle yüz yüze gelen inkârcı ve isyancıların, artık bütün ümitlerini kaybettikleri için, son anlarını yaşamakta olduğunu farkeden hastanın içine düştüğü suçluluk duygusu ve içten itiraflarına benzer bir biçimde “Biz gerçekten haksızlık ettik!” sözünden başka bir diyecekleri olamaz. Ancak bu itirafın dolaylı olarak tövbe ve af dileme maksadı da taşıdığı anlaşılmaktadır (İbn Âşûr, VIII/2, s. 23). Daha başka birçok âyette olduğu gibi burada da zulüm “inat etme, peygamberi yalancılıkla suçlama, Allah’ın âyetlerine sırt çevirme, nasihat ve uyarılara karşı kulak tıkama”, bunların hepsini de kapsamak üzere “şirk” anlamına gelir (a.g.e., VIII/2, s. 24). Nitekim başka bir âyette “O’na ortak koşmak kesinlikle çok büyük bir haksızlıktır” buyurulurken de “haksızlık” anlamında zulüm kelimesi kullanılmıştır (Lokmân 31/13).
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 501
فَمَا كَانَ دَعْوٰيهُمْ اِذْ جَٓاءَهُمْ بَأْسُنَٓا اِلَّٓا اَنْ قَالُٓوا اِنَّا كُنَّا ظَالِم۪ينَ
فَ atıf harfidir. مَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. كَانَ nakıs fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.
دَعْوٰيهُمْ kelimesi كَانَ ’nin ismi olup mukadder damme ile merfûdur. Muttasıl zamir هُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
اِذْ zaman zarfı دَعْوٰيهُمْ’e müteallıktır. جَٓاءَهُمْ ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
جَٓاءَهُمْ fetha üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir هُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
بَأْسُنَا fail olup lafzen merfûdur. Mütekellim zamiri نَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
اِلَّٓا hasr edatıdır. اَنْ ve masdar-ı müevvel, كَانَ ‘nin haberi olarak mahallen mansubtur.
قَالُٓوا damme üzere meçhul mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
Mekulü’l-kavli, اِنَّا كُنَّا ظَالِم۪ينَ’dir. قَالُٓوا fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubtur.
اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. نَا mütekellim zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubtur. اِنَّ ’nin haberi ise كُنَّا ’nın dahil olduğu isim cümlesi olup mahallen merfûdur.
كُنَّا nakıs fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.
كَانَ ’nin ismi نَا mütekellim zamiridir. ظَالِم۪ينَ kelimesi كُنَّا ’nın haberidir. Nasb alameti ي ’dır. Cemi müzekker salim kelimeler ي ile nasb olurlar.
ظَالِم۪ينَ kelimesi sülâsî mücerred olan ظلم fiilinin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
فَمَا كَانَ دَعْوٰيهُمْ اِذْ جَٓاءَهُمْ بَأْسُنَٓا اِلَّٓا اَنْ قَالُٓوا اِنَّا كُنَّا ظَالِم۪ينَ
Önceki ayetteki istînâfa, فَ ile atfedilmiştir. Menfi كَانَ ’nin dahil olduğu cümle faide-i haber inkârî kelamdır.
جَٓاءَهُمْ بَأْسُنَٓا cümlesine muzâf olan اِذْ zaman zarfı, دَعْوٰيهُمْ’a müteallıktır. Masdar harfi اَنْ ve akabindeki müspet mazi fiil cümlesi …قَالُٓوا اِنَّا, masdar teviliyle كَانَ ’nin haberidir.
قَالُٓوا fiilinin mekulü’l-kavli olan اِنَّ ,اِنَّا كُنَّا ظَالِم۪ينَ ile tekid edilmiş isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.
Nefy harfi ve istisna edatıyla oluşan kasr, كَانَ ’nin ismiyle haberi arasındadır.
بَأْسُنَا izafeti, muzâfın şanı içindir. Kasr-ı mevsuf ale’s-sıfattır.
Azabın gelmesi ibaresinde istiare vardır.
اِنَّا كُنَّا ظَالِم۪ينَ sözleriyle kastedilen, inatları sebebiyle kendi nefislerine zulmedenler ve resulleri yalanlayanlardır. (Âşûr)