اِلَّا الْمُصَلّ۪ينَۙ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | إِلَّا | ancak bunun dışındadır |
|
2 | الْمُصَلِّينَ | namaz kılanlar |
|
Bu âyetler, insanın ahlâkını yukarıda sıralanan olumsuz eğilimlerden temizlemenin veya onların etkisini kırmanın yolunu göstermektedir. Bu yol, kısaca âhiret inancıyla desteklenen güçlü bir sorumluluk duygusu geliştirmek, ibadet ve ahlâk alanında olumlu ve yapıcı davranışlar sergilemektir. Burada sıralanan davranışlar düzenli namaz kılmak, malında yoksulların hakkı bulunduğunu bilip onu ehline ödemek, âhiret kaygısı taşımak, namuslu ve iffetli olmak, emanete sadakat göstermek, şahitlikte yalan söylemekten sakınmaktır. Âyetlerin üslûbundan anlaşıldığına göre bu güzel işlerle ilgili ifade tahdîdî değil tâdâdîdir, yani bunlar örneklerdir; duruma, zamana, mekâna, imkân ve şartlara göre bu ödevlerin sayısı değişebilir. Önemli olan, kişinin 19. âyetteki deyimiyle tabiatının tahammülsüzlüğünü, nankörlük ve bencilliğini yenme iradesi gösterebilmesi, ibadetler ve ahlâkî davranışlarla ilkel kusurlarını giderip kişiliğini zenginleştirmesidir.
اِلَّا الْمُصَلّ۪ينَۙ
اِلَّا istisna harfidir. İstisna; bir nesneyi, kişiyi veya hükmü istisna edatlarından biriyle cümledeki hükmün dışında tutmaktır. İstisnanın 3 unsuru vardır:
1. İstisna edatı: Cümlede kullanılan edatlardır.
2. Müstesna: İstisna edatından sonra gelen kelimedir. İstisna edilen, hariç tutulan kelimedir.
3. Müstesna minh: İstisna edatından önce gelen kelimedir. Kendisinden bir şeyin hariç tutulduğu, genellikle çoğul olan bir kelimedir.
Müstesna minh; a) Ya birden fazla olmalı, b) Ya umumi manalı bir kelime olmalı,
(Bir ismin umumi manalı olması için nefy, nehy veya istifhamdan sonra nekre olarak gelmesi gerekir.) c) Ya kısımları bulunan müfred bir lafız olmalı.
(Kısımları bulunan müfred: Mesela sahifeleri olan kitap, saatleri olan gün, günleri olan hafta, ay, mevsim, mevsimleri olan sene, seneleri olan ömür… gibi isimlerdir.)
Müstesna istisna edatından hemen sonra gelen kelimedir. Ancak müstesna minh hemen önce gelen kelime olmayabilir. Müstesna mansubtur. Bununla birlikte istisna edatlarının türlerine göre farklı şekillerde îrablanabilir. Türkçeye “ama, ancak, -den başka, -sız, fakat, hariç, müstesna, yalnız, sadece” gibi kelimelerle tercüme edilir.İstisnanın kısımları 3’e ayrılır: 1. Muttasıl istisna 2. Munkatı’ istisna 3. Müferrağ istisna. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
الْمُصَلّ۪ينَ cinse delalet eden insandan müstesna olup nasb alameti ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
الْمُصَلّ۪ينَ kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan tef’il babının ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اِلَّا الْمُصَلّ۪ينَۙ
اِلَّا istisna edatı, الْمُصَلّ۪ينَ müstesnadır. 19. ayette geçen الْاِنْسَانَ ‘dan istisna edilendir.
Buradaki istisna, istisnai munkatıadır. (Âşûr)
الْمُصَلّ۪ينَۙ , sülasi mezid تفعيل babının, ism-i fail kalıbı olan sıfat-ı müşebbehe vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Bu kalıp bu vasfın mevsûfta sürekli varlığına, sıfatın mevsûfun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.
Ancak şunlar öyle değildirler: Namaz kılanlar, namazlarında devamlı olanlar... Bu ve daha sonra gelecek olan istisnalar, 19. ayette geçen ”insan" kelimesinden istisnadırlar. Murad edilen mana şudur: ”O alçak sıfatlarla yaratılanlar, aynı hal üzere devam ederler, ama namaz kılanlar... müstesna. Çünkü onlar bu tabiatlerini değiştirdiler, onların zıddı özelliklerle bezendiler. (Rûhu’l Beyân)
Bu sekiz sıfat müslümanlığın sıfatlarındandır. Bunun için onları Müslüman olarak tanımlamaktan kaçınmış, bunun yerine onları geniş çapta övmek için bazı özelliklerini sıralamıştır. Çünkü övme makamı ıtnâb makamıdır. Şunu da belirtmek gerekir ki, bu sekiz sebebin her biri cennetlik sebeplerden biridir. (Âşûr)
Namaz kılma vasfı müslümanlarda galip gelen bir sıfattır. Yani: Onlar, namazlarında ısrarcıdırlar, namazdan geri kalmazlar ve onu terk etmezler. Bir şeyde devamlılık, onu terk etmemek, vazgeçmemektir. (Âşûr)