Meâric Sûresi 27. Ayet

وَالَّذ۪ينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَۚ  ...

Onlar, Rablerinin azabından korkan kimselerdir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَالَّذِينَ ve
2 هُمْ onlar
3 مِنْ -ndan
4 عَذَابِ azabı- ع ذ ب
5 رَبِّهِمْ Rablerinin ر ب ب
6 مُشْفِقُونَ korkarlar ش ف ق
 

Bu âyetler, insanın ahlâkını yukarıda sıralanan olumsuz eğilimlerden temizlemenin veya onların etkisini kırmanın yolunu göstermektedir. Bu yol, kısaca âhiret inancıyla desteklenen güçlü bir sorumluluk duygusu geliştirmek, ibadet ve ahlâk alanında olumlu ve yapıcı davranışlar sergilemektir. Burada sıralanan davranışlar düzenli namaz kılmak, malında yoksulların hakkı bulunduğunu bilip onu ehline ödemek, âhiret kaygısı taşımak, namuslu ve iffetli olmak, emanete sadakat göstermek, şahitlikte yalan söylemekten sakınmaktır. Âyetlerin üslûbundan anlaşıldığına göre bu güzel işlerle ilgili ifade tahdîdî değil tâdâdîdir, yani bunlar örneklerdir; duruma, zamana, mekâna, imkân ve şartlara göre bu ödevlerin sayısı değişebilir. Önemli olan, kişinin 19. âyetteki deyimiyle tabiatının tahammülsüzlüğünü, nankörlük ve bencilliğini yenme iradesi gösterebilmesi, ibadetler ve ahlâkî davranışlarla ilkel kusurlarını giderip kişiliğini zenginleştirmesidir. 

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 458
 

وَالَّذ۪ينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَۚ


الَّذ۪ينَ  cemi müzekker has ism-i mevsûl atıf harfi  وَ ‘la önceki ayetteki  الَّذ۪ينَ ‘ye matuftur. İsm-i mevsûlun sılası  هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur. 

Munfasıl zamir  هُمْ  mübteda olarak mahallen merfûdur. مِنْ عَذَابِ  car mecruru  مُشْفِقُونَ ‘a mütealliktir. Aynı zamanda muzâftır.  رَبِّهِمْ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. Muttasıl zamir  هِمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  مُشْفِقُونَ  haber olup ref alameti و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

مُشْفِقُونَ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan  إِفْعَال  babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَالَّذ۪ينَ هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَۚ

 

الَّذ۪ينَ  has ism-i mevsûlü,  مُصَلّ۪ينَ ’nin sıfatı olan, 22. ayetteki  الَّذ۪ينَ ’ye atıf harfi وَ ‘la atfedilmiştir. Sılası olan  هُمْ مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ مُشْفِقُونَ  cümlesi, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur  مِنْ عَذَابِ رَبِّهِمْ , ihtimam için amili olan  مُشْفِقُونَ ’ye takdim edilmiştir.

عَذَابِ رَبِّهِمْ  izafeti, muzâf olan  عَذَابِ ’ye ve muzâfun ileyh olan  هُمْ  zamirinin aid olduğu kişilere şeref ifade eder.

Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde Rabb isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.

Müsned olan  مُشْفِقُونَ , mübalağalı ism-i fail kalıbı olan sıfat-ı müşebbehe vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Bu kalıp bu vasfın mevsûfta sürekli varlığına, sıfatın mevsûfun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.

İsim cümlesindeki ism-i fail istimrar ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

İsim cümlesinde yer alan ism-i fail, çoğunlukla sübut ve süreklilik anlamı ifade eder. Fiil cümlesinde yer alan ism-i fail ise hudûs ve yenilenme anlamı ifade eder. İsm-i fail, isim cümlesi bağlamında kullanılıp başında tekid lâmı (lâm-ı muzahlaka) bulunursa bu durum sübut manasını artırır. (Muhammed Rızk, Dr. Öğr. Üyesi, Hitit Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belâgatı Anabilim Dalı, Kur’an-ı Kerim’de İsm-i Failin İfade Göstergesi (Manaya Delaleti, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Haziran/June 2020, 19/1: 405-426)

الإشْفاقُ : Kötü bir şey olacağını anlayıp ona karşı tedbir alan demektir. Bu korkunun kesin olacağını ifade etmek için sıla cümlesi, isim cümlesi olarak gelmiştir. (Âşûr)