عَلٰٓى اَنْ نُبَدِّلَ خَيْراً مِنْهُمْۙ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوق۪ينَ
“Doğular ve batılar” ifadesi, güneş, ay ve yıldızların doğduğu ve battığı noktalar yanında, yıl boyunca güneşin doğduğu ve battığı ufuktaki farklı noktaları da kapsar. Yüce Allah’ın bu şekilde yıldızların doğduğu ve battığı yerlere yemin etmesi O’nun evrendeki bütün yörünge hareketlerine hâkimiyetini ve sonsuz kudretini gösterir. “Onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter” şeklinde çevirdiğimiz cümleyi müfessirler iki türlü yorumlamışlardır: a) Bu muazzam evreni yaratan ve onun yönetimine hakim olan sonsuz kudret, inkârcıları yok edip onların yerine, kendisine iman edip emir ve yasaklarına uyan kullar da getirir, hiçbir güç buna engel olamaz. b) Bundan maksat yüce Allah’ın, insanları öldükten sonra dirilttiğinde onları dünyadaki yaratılışlarından daha sağlam ve ebedî hayata elverişli olabilecek şekilde yaratmasıdır (İbn Âşûr, XXIX, 180).
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 460عَلٰٓى اَنْ نُبَدِّلَ خَيْراً مِنْهُمْۙ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوق۪ينَ
اَنْ ve masdar-ı müevvel عَلٰٓى harf-i ceriyle önceki ayetteki قَادِرُونَ ‘ye mütealliktir. اَنْ muzariyi nasb ederek manasını masdara çeviren harftir.
Fiili muzarinin başına اَنْ harfi geldiği zaman onu nasb ettiği gibi anlamını da masdara çevirmektedir. Bu tür masdarlara masdar anlamı içerdikleri için tevilli masdar (masdar-ı müevvel cümlesi) denmektedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
نُبَدِّلَ fetha ile mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ‘dur. خَيْرًا mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. مِنْهُمْ car mecruru خَيْرًا ‘a mütealliktir.
وَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
مَا cinsi nefyeden olumsuzluk harfi olup لَيْسَ gibi amel eder. İsmini ref haberini nasb eder. نَحْنُ munfasıl zamir, مَا ’nın ismi olarak mahallen merfûdur. بِ harfi zaiddir.
بِمَسْبُوقٖينَ kelimesi lafzen mecrur, مَا ’nın haberi olarak mahallen mansub olup nasb alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
نُبَدِّلَ fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi بدل ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.عَلٰٓى اَنْ نُبَدِّلَ خَيْراً مِنْهُمْۙ
Ayet kasem cümlesinin devamıdır. Masdar harfi اَنْ ve akabindeki نُبَدِّلَ خَيْراً مِنْهُمْۙ cümlesi, masdar tevilinde olup عَلٰٓى harf-i ceriyle birlikte önceki ayetteki قَادِرُونَ ‘ye mütealliktir.
Masdar-ı müevvel, müspet muzari fiil sıygasında gelerek hudûs, teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Mef’ûl olan خَيْراً ‘deki tenvin nev ve kesret ifade eder.
وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوق۪ينَ
Ayetin ikinci cümlesi atıf harfi وَ ’la kasemin cevabı olan اِنَّا لَقَادِرُونَۙ ‘ye atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur.
Sübut ve istimrar ifade eden menfi isim cümlesi faide-i haber inkârî kelamdır. مَا nefy harfi ليس gibi amel etmiştir. مَا ‘nın haberi olan بِمَسْبُوق۪ينَ , ism-i mef’ûl vezninde gelmiştir. بِ , tekid ifade eden zaid harftir.
Cümlenin azamet zamirine isnadı, tazim ifade eder.
Olumlu cümlelerde لَ harfinin tekid ifade ettiği gibi, olumsuz cümlelerde de لَيْسَ ve مَا 'nın haberinin başında gelen بِ harfi de tekid ifade eder. (Suyûtî, İtkân fî Ulûmi’l-Kur’ân, C. II, S. 142)
‘’Onların yerine kendilerinden daha hayırlısını getirmeye’’ yani onları helak edip yerlerine onlardan daha idealist bir yaratık getirmeye ya da Muhammed'e sav onların yerine kendilerinden daha hayırlısını vermeye ki, onlar da Ensâr'dır. Biz geçilenler de değiliz eğer bunu yapmak istersek mağlup edilmeyiz demektir. (Beyzâvî)