Nuh Sûresi 26. Ayet

وَقَالَ نُوحٌ رَبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْاَرْضِ مِنَ الْكَافِر۪ينَ دَيَّاراً  ...

Nûh, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَقَالَ ve dedi ki ق و ل
2 نُوحٌ Nuh
3 رَبِّ Rabbim ر ب ب
4 لَا
5 تَذَرْ bırakma و ذ ر
6 عَلَى
7 الْأَرْضِ yeryüzünde ا ر ض
8 مِنَ -den
9 الْكَافِرِينَ kafirler- ك ف ر
10 دَيَّارًا tek kişi د و ر
 

Nûh peygamber, artık bundan sonra inkârcılar arasından kendisine iman edenlerin çıkmayacağını vahiy yoluyla öğrenince yeryüzünde inkârcılardan hiç kimseyi bırakmamasını Allah Teâlâ’dan niyaz etmiştir. Âyetin devamı Nûh’un kişisel sebeplerden değil, gelecek nesillerin kurtuluşu için böyle bir bedduada bulunduğunu göstermektedir.

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 468
 

وَقَالَ نُوحٌ رَبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْاَرْضِ مِنَ الْكَافِر۪ينَ دَيَّاراً


Fiil cümlesidir. وَ  atıf harfidir.  قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  نُوحٌ  fail olup lafzen merfûdur.

Mekulü’l-kavli, رَبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْاَرْضِ ’dır.  قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

Nida harfi mahzuftur. Münada olan  رَبِّ muzâftır. Kelimenin sonundaki kesra muzâfun ileyhten ivazdır. Mütekellim  يَ ’sı mahzuftur. لَا تَذَرْ  nidanın cevabıdır. 

لَا  nehiy harfi olup olumsuz emir manasındadır. تَذَرْ  sukün üzere meczum muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ‘dir.  عَلَى الْاَرْضِ  car mecruru  تَذَرْ  fiiline mütealliktir.  مِنَ الْكَافِر۪ينَ  car mecruru  دَيَّاراً ‘ın mahzuf haline mütealliktir.  دَيَّاراً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.  لْكَافِر۪ينَ  kelimesi, sülâsi mücerredi كفر  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَقَالَ نُوحٌ رَبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْاَرْضِ مِنَ الْكَافِر۪ينَ دَيَّاراً


Ayet atıf harfi  وَ  ile 21. ayete atfedilmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107) 

قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli olan  رَبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْاَرْضِ مِنَ الْكَافِر۪ينَ دَيَّاراً  cümlesi, nida üslubunda, talebî inşâî isnaddır. Cümle nida üslubunda geldiği halde dua manası taşıdığı için lüzumiyet alakasıyla mecaz-ı mürsel mürekkebdir.

Nida harfi mahzuftur. Bu hazif mütekellimin münadaya yakın olma isteğine işarettir. 

Münada konumundaki  رَبِّ  izafetinde mütekellim zamiri mahzuftur. Bu hazfin işareti kelimenin sonundaki esredir. Nida harfinin ve muzâfun ileyhin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. 

رَبِّ  izafeti, muzâfun ileyhe şan ve şeref kazandırmasının yanında, mütekellimin, Allah'ın rububiyet vasfına sığınma isteğine işarettir.

Nidanın cevabı olan  لَا تَذَرْ عَلَى الْاَرْضِ مِنَ الْكَافِر۪ينَ دَيَّاراً  cümlesi, nehiy üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. تَذَرْ  fiiline müteallik car mecrur  عَلَى الْاَرْضِ  ve  دَيَّاراً ’in mahzuf haline müteallik  مِنَ الْكَافِر۪ينَ  car mecruru konudaki önemlerine binaen mef’ûle takdim edilmiştir.

تَذَرْ  fiilinin mef’ûlü  دَيَّاراً ‘deki nekrelik kıllet, nev ve umum ifade eder. Menfî siyakta nekre, umum ve şümule işarettir.

دَيَّاراً (yurt tutan) kelimesi, umumi nefy anlamında kullanılan isimlerden biridir. Mesela; “Evde ev sakini namına hiç kimse yok!” anlamında  ما بالدارِ ديَّارٌ  ve ديّورٌ  denilir.  قيُّوم - قيَّام gibi. ديَّار  kelimesi; ألدَّوْر  veya ألدَّار  kökünden  فيعال  veznindedir. Aslı  دَيْواَر ‘dır. Buna  سَيِّد (efendi) ve  ميِّت (ölü) kelimelerinin aslına yapılan şey yapılmıştır. Eğer  فعّال  vezinden olsaydı  دَوَّار  olurdu. (Keşşâf, Fahreddin er-Râzî, Elmalılı)