قُلْ اِنَّمَٓا اَدْعُوا رَبّ۪ي وَلَٓا اُشْرِكُ بِه۪ٓ اَحَداً
Mekkeli müşrikler, Hz. Peygamber’e, tebliğ ettiği tevhid dini yüzünden insanların düşmanlığını kazandığını, eğer bu davadan vazgeçerse kendisini düşmanlarına karşı koruyacaklarını söylüyorlardı (bk. Şevkânî, V, 357). Bu âyetler onlara cevap olarak inmiş ve böylece Hz. Peygamber’in Allah’tan başkasına kulluk etmesinin söz konusu olamayacağı, onun kendisine verilen ilâhî emir ve mesajları tebliğ etme görevini yerine getirmekten başka gayesinin bulunmadığı ifade edilmiştir.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 480قُلْ اِنَّمَٓا اَدْعُوا رَبّ۪ي وَلَٓا اُشْرِكُ بِه۪ٓ اَحَداً
Fiil cümlesidir. قُلْ sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ‘dir.
Mekulü’l-kavli اِنَّمَٓا اَدْعُوا رَبّ۪ي ‘dir. قُلْ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
اِنَّمَٓا kâffe ve mekfufedir. Kâffe; men eden, alıkoyan anlamında olup buradaki ma-i kâffeden kasıt ise اِنَّ harfinden sonra gelen ve onun amel etmesine mani olan مَا demektir.
اِنَّـمَٓا , kâffe (durduran, engelleyen anlamında ismi faildir) ve mekfûfedir. Usul ve beyan alimlerinin Cumhuruna göre kâffe olan مَٓا harfi, اِنَّ ile birlikte nafiye olur ve bu da hasr için kullanılma sebebidir. Çünkü اِنَّ ispat, مَٓا nefy içindir. Bu ikisinin tek bir şey için kullanılması caiz değildir, çünkü aralarında tenakuz vardır. https://www.arapcadilbilgisi.com/
Cumhura göre إنما hasr ifade eder ve maksûrun aleyh cümlenin sonunda bulunur. https://islamansiklopedisi.org
اَدْعُوا mahzuf elif üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنا ’dir. رَبّ۪ي mef’ûlün bih olup mukadder fetha ile mansubdur. Mütekellim zamiri ي muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
لَٓا اُشْرِكُ atıf harfi وَ ‘la اَدْعُوا ‘ya matuftur. لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.
اُشْرِكُ damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنا ’dir. بِه۪ٓ car mecruru اُشْرِكُ fiiline mütealliktir. اَحَداً mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
اُشْرِكُ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi شرك ’dir.
İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder.
قُلْ اِنَّمَٓا اَدْعُوا رَبّ۪ي وَلَٓا اُشْرِكُ بِه۪ٓ اَحَداً
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
قُلْ fiilinin mekulü’l-kavli olan اِنَّمَٓا اَدْعُوا رَبّ۪ي cümlesi, kasr edatı اِنَّمَا ile tekid edilmiş fiil cümlesidir. Müspet muzari fiil sıygasında, faide-i haber inkârî kelamdır. Kasr, fiille mef’ûlü arasında, kasr-ı sıfat ale’l-mevsûftur. Yani, fail tarafından gerçekleştirilen fiil, zikredilen mef'ûle tahsis edilmiştir. Ya da faille mef’ûl arasında kasr-ı mevsûf ale’s-sıfattır. Bu durumda fail, mef'ûl üzerinde gerçekleşen fiile tahsis edilmiştir.
اِنَّمَا ile yapılan kasrlarda muhatap konunun cahili değildir ve doğruluğuna itiraz etmiyordur, ya da bu konuma konulmuştur. Muhatabın inkâr ettiği durumlarda, inkâr etmiyormuş menzilesine konarak اِنَّمَا ile kasr yapılır. Böylece tariz yoluyla başka bir maksat için gelmiş olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
رَبّ۪ي izafetinde Hz. Peygambere ait zamirin Rabb ismine muzâfun ileyh olmasıyla Hz. Peygamber, şan ve şeref kazanmıştır.
Menfi muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan وَلَٓا اُشْرِكُ بِه۪ٓ اَحَداً cümlesi, mekulü’l-kavl cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
Mekulü’l-kavlin ilk cümlesindeki olumlu sıygadan bu cümlede menfi sıygaya iltifat vardır.
Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. لَٓا اُشْرِكُ fiiline müteallik olan car mecrur بِه۪ٓ , ihtimam için mef’ûl olan اَحَداً ‘e takdim edilmiştir
اَحَداً ’deki tenvin nev ve kıllet ifade eder. Olumsuz siyakta nekre umum ifade ettiği için ‘hiçbir’ anlamındadır.
18-20. ayetlerde, aralarındaki münâsebet sebebiyle, bir manadan diğerine geçmek, sonra ilk manaya geri dönmek sanatı olarak tarif edilen istitrat sanatı vardır.
[De ki: Ben ancak Rabbime ibadet ederim.] Yani Peygamber (sav): Ben ancak Rabbime ibadet ederim” dedi. Hiç kimseyi de O’na ortak koşmam. Kıraat alimlerinin pek çoğu; Dedi ki" şeklinde onun dediğini haber veren bir kip olarak okumuşlardır. Ancak Hamza ve Âsım; “De ki” diye emir kipi olarak okumuşlardır. (Beyzâvî - Fahreddin er-Râzî)