Nebe' Sûresi 22. Ayet

لِلطَّاغ۪ينَ مَاٰباًۙ  ...

Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir.  (21 - 23. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 لِلطَّاغِينَ azgınların ط غ ي
2 مَابًا varacağı yerdir ا و ب
 
Sûrenin başından buraya kadar Yüce Allah’ın kudretini gösteren deliller sıralanarak yeniden dirilmenin gerçekleşeceği açıkça ortaya konduktan sonra inkârcıların âhiretteki durumları ele alınmıştır. Mülk sûresinin 8. âyetinde canlı bir varlık gibi tasvir edilerek neredeyse öfkesinden çatlayacak duruma geleceği bildirilen cehennem, burada da pusuda düşmanı gözetleyen bir savaşçı gibi tasvir edilmekte ve böylece günahkârlar âhirette kendilerini bekleyen büyük tehlike konusunda uyarılmaktadır. 23. âyetteki ahkāb kelimesi “belirsiz uzun süre” anlamına gelen hukubun çoğuludur. Bu kelimenin cehennem azabının süresiyle ilgili olması, İslâm âlimleri arasında önemli bir görüş ayrılığının ortaya çıkmasında etkili olmuştur. İlk dönemlerden itibaren aralarında Hz. Ömer, Hz. Ali ve Abdullah b. Abbas’ın da bulunduğu bazı sahâbiler, Abd. b. Humeyd ve Şa‘bi gibi bazı tâbiîn âlimleri, sonraki nesillerden İbn Teymiyye ve İbnü’l-Vezîr gibi sünnî âlimler ile İbnü’l-Arabî ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî gibi bir kısım mutasavvıflar, diğer bazı âyetler yanında (meselâ bk. En‘âm 6/128; Hûd 11/106-108), özellikle “Orada yıllar ve yıllar boyu kalırlar” meâlindeki konumuz olan 23. âyete, ayrıca Allah’ın rahmetinin her şeyi kuşattığını (A‘râf 7/156), rahmetinin azabına üstün geldiğini, azabını geçtiğini (Buhârî, “Tevhîd”, 15, 55; Müslim, “Tevbe”, 14-16) bildiren âyet ve hadislere dayanarak cehennemin ve / veya cehennem azabının, uzun asırlar ifade eden bir sürenin ardından sona ereceğini yahut içindekilerin azaptan etkilenmeyecek hale geleceklerini düşünmüşlerdir. Ehl-i sünnet âlimlerinin büyük çoğunluğu ise diğer bazı deliller yanında, Kur’an-ı Kerîm’in ilgili birçok yerinde sık sık ebedîlik anlamı içeren “hulûd” ve “ebed” kavramlarının kullanılmasına ve daha başka delillere dayanarak, inkârcılar ve müşrikler için cehennem azabının sonsuzluğunu savunmuşlardır (bu konuyla ilgili tartışmalar ve ileri sürülen deliller hakkında geniş bilgi için bk. Yusuf Şevki Yavuz, “Azap”, DİA, IV, 305-309; Bekir Topaloğlu, “Cehennem”, VII, 231-232). Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 537
 

لِلطَّاغ۪ينَ مَاٰباًۙ


لِلطَّاغ۪ينَ  car mecruru  مِرْصَاداً ‘ya mütealliktir.  مَاٰباً  kelimesi  كَانَتْ ‘in ikinci haberi olup lafzen mansubdur.

طَاغ۪ينَ  kelimesi sülasi mücerredi  طغى  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

لِلطَّاغ۪ينَ مَاٰباًۙ


Önceki ayetin devamı olan ayette  لِلطَّاغ۪ينَ  car mecruru  مِرْصَاداً ‘e mütealliktir.  لِلطَّاغ۪ينَ , ism-i fail vezninde gelerek bu özelliğin istimrar ve istikrarına işaret etmiştir.

İsim cümlesindeki ism-i fail istimrar ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

İsm-i fail sübuta, istikrara ve sıfatın mevsûfa olan bağlılığına delalet eder. (Halidî, Vakafat, s. 80)

مَاٰباً , nakıs fiil  كَانَ ‘nin ikinci haberidir.

كَان ’nin haberi isminin içine karışır ve adeta onun mahiyetinden bir cüz olur. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri, Duhan/36, C. 5, s.124)

الطاغى  (azgın) dininde küfürle, dünyasında da zulümle azgınlaşandır. Sözlük anlamı ise, isyanda haddini aşandır. Burada kastedilen ise, bundan sonraki ayetlerin delaletiyle anlaşılıyor ki, müşriklerdir. (Rûhu’l Beyân)

لِلطَّاغ۪ينَ  sözü, az önce geçen  مِرْصَاداًۙ  ile veya biraz sonra gelecek   مَاٰباًۙ  ile ilgili olabilir. Yani, cehennem azgınlar için bir gözetleme yeri yahut azgınlar için bir meâb  مَاٰباًۙ , yani dönüp varılacak son yer olan bir gözetleme yeri olmuştur. Bu kelime mirsâdın sıfatı veya ondan bedel veya  كَانَ 'in ikinci haberidir. (Elmalılı, Âşûr)