وَخَلَقْنَاكُمْ اَزْوَاجاًۙ
وَخَلَقْنَاكُمْ اَزْوَاجاًۙ
وَ atıf harfidir. Fiil cümlesidir. خَلَقْنَا sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri نَا fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. اَزْوَاجاً kelimesi خَلَقْنَا fiilinin failinden hal olup fetha ile mansubdur.
Hal, cümlede failin, mef’ûlun veya her ikisinin durumunu bildiren lafızlardır (kelime veya cümle). Hal, “nasıl?” sorusunun cevabıdır. Halin durumunu açıkladığı kelimeye “zül-hal” veya “sahibu’l-hal” denir. Umumiyetle hal nekre, sahibu’l hal marife olur. Hal mansubdur. Türkçeye “…rek, …rak, …dığı, halde iken, olduğu halde” gibi ifadelerle tercüme edilir. Sahibu’l hal açık isim veya zamir olduğu gibi müstetir (gizli) zamir de olabilir. Hali sahibu’l hale bağlayan zamire rabıt zamiri denir. Bu zamir bariz (açık), müstetir (gizli) veya mahzuf (hazf edilmiş) olarak gelir.
Hal sahibu’l-hale ya و (vav-ı haliye) ya zamirle veya her ikisi ile bağlanır. Hal üçe ayrılır: 1. Müfred olan hal (Müştak veya camid), 2. Cümle olan hal (İsim veya fiil), 3. Şibh-i cümle olan hal (Harf-i cerli veya zarflı isim). (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَخَلَقْنَاكُمْ اَزْوَاجاًۙ
Ayet atıf harfi وَ ’la 6. ayete atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur. İstifhama dahildir.
Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Fiil azamet zamirine isnadla tazim edilmiştir.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Halidî, Vakafât, S.107)
اَزْوَاجاً kelimesi خَلَقْنَا ‘deki mef’ûlün halidir. Hal cümleleri anlamı zenginleştiren ıtnâb sanatıdır.
Matufun aleyhteki muzari sıygadan, bu ayette mazi sıygaya iltifat vardır.
[Sizi çift çift yarattık.] وَخَلَقْنَاكُمْ cümlesi, لَمْ ile olumsuzlanan muzari fiil اَلَمْ نَجْعَلِ üzerine atıftır. Ayetteki اَزْوَاجاًۙ kelimesi, iki sınıftan her birinin diğerine ısınması, muaşeret ve geçim işinin düzene girmesi ve üreme işinin gerçekleşmesi için sizi sınıf sınıf, erkek ve dişi olarak yarattık, demektir. زوَج , ister hayvan, ister başka şey olsun, çift olan iki arkadaştan her birine denir. Mest ve takunya gibi iki şeye zevc değil, زوجانَ denir. Her halde bu, diğerinin yerine, iki şıktan birisiyle yetinme kabilindendir. Kadın için arapçada zevce demek edebî değildir. Hem koca, hem de kadın için eş anlamında zevc kelimesi kullanılır. Çünkü Allah Teâlâ: يَٓا اٰدَمُ اسْكُنْ اَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ [Ey Adem! Sen ve zevcin (eşin) cennette yerleşin…] (Bakara: 35) buyurmuştur. İster benzeri olsun, ister zıt olsun, bir başkasıyla bitişik olan her bir şeye zevc denir. (Rûhu-l Beyân, Âşûr)
اَزْوَاجاً Erkek ve dişi, çift çift. Hayatın tabiat üstünde ilk çeşitlenmesi ve yaratıcının özel bir nimeti olarak huzur yatağının ilk sosyal kademesi veya sınıf sınıf, boy boy, güzel ve çirkin gibi tabiatın ahenk ve ritmini değiştiren ve biri diğerini hatırlatan karşıt çiftler. (Elmalılı)