وَاذْكُـرُٓوا اِذْ اَنْتُمْ قَل۪يلٌ مُسْتَضْعَفُونَ فِي الْاَرْضِ تَخَافُونَ اَنْ يَتَخَطَّفَكُمُ النَّاسُ فَاٰوٰيكُمْ وَاَيَّدَكُمْ بِنَصْرِه۪ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | وَاذْكُرُوا | düşünün ki |
|
2 | إِذْ | bir zaman |
|
3 | أَنْتُمْ | siz |
|
4 | قَلِيلٌ | az idiniz |
|
5 | مُسْتَضْعَفُونَ | hırpalanıyordunuz |
|
6 | فِي |
|
|
7 | الْأَرْضِ | yeryüzünde |
|
8 | تَخَافُونَ | korkuyordunuz |
|
9 | أَنْ |
|
|
10 | يَتَخَطَّفَكُمُ | sizi kapıp götürmesinden |
|
11 | النَّاسُ | insanların |
|
12 | فَاوَاكُمْ | (Allah) sizi barındırdı |
|
13 | وَأَيَّدَكُمْ | ve sizi destekledi |
|
14 | بِنَصْرِهِ | yardımıyle |
|
15 | وَرَزَقَكُمْ | ve sizi besledi |
|
16 | مِنَ |
|
|
17 | الطَّيِّبَاتِ | güzel şeylerle |
|
18 | لَعَلَّكُمْ | belki |
|
19 | تَشْكُرُونَ | şükredersiniz |
|
Allah’a ve resulüne itaat etmek, ilâhî çağrıya katılmak, fitneyi engellemek için çaba göstermek İslâmî erdemlerdir. Bunlar telkin edildikten sonra bir başka önemli erdeme geçilmiş, nimetlerin unutulmaması ve bunlara şükredilmesi istenmiştir. Bu âyetlerin geldiği günlerde müslümanların en fazla hatırlayıp şükretmeleri gereken nimetler, müşriklerin zulüm ve işkencelerinden kurtarılmaları, kendilerine güvenli bir yurt bağışlanması, düşmanlarına karşı mûcizevî destekler sağlanması ve başta ganimet olmak üzere maddî sıkıntılarını gideren imkânlar bahşedilmesidir.
Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 681
وَاذْكُـرُٓوا اِذْ اَنْتُمْ قَل۪يلٌ مُسْتَضْعَفُونَ فِي الْاَرْضِ تَخَافُونَ اَنْ يَتَخَطَّفَكُمُ النَّاسُ
Fiil cümlesidir. وَ istînâfiyyedir. اذْكُرُٓو fiili ن ’un hazfıyla mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
اِذْ zaman zarfı اذْكُرُٓوا fiiline müteallıktır. اَنْتُمْ قَل۪يلٌ ile başlayan isim cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
Munfasıl zamir اَنْتُمْ mübteda olarak mahallen merfûdur. قَل۪يلٌ haber olup lafzen merfûdur.
مُسْتَضْعَفُونَ ikinci haber olup ref alameti وَ ’dır. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanır.
فِي الْاَرْضِ car mecruru مُسْتَضْعَفُونَ’ye müteallıktır.
مُسْتَضْعَفُونَ sülâsî mücerrede üç harf ilave edilerek mezid yapılan istif’âl babının ism-i mef’ûludur.
تَخَافُونَ cümlesi mübtedanın üçüncü haberi olarak mahallen merfûdur.
تَخَافُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
اَنْ ve masdar-ı müevvel, mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. يَتَخَطَّفَكُمُ mansub muzari fiildir.
Muttasıl zamir كُمُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
النَّاسُ fail olup lafzen merfûdur.
يَتَخَطَّفَكُمُ fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. تَفَعَّلَ babındadır. Sülâsîsi خطف ’dir.
Bu bab fiile mutavaat, tekellüf, ittihaz, sayruret, tecennüb (sakınma) ve talep anlamları katar.
فَاٰوٰيكُمْ وَاَيَّدَكُمْ بِنَصْرِه۪ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Fiil cümlesidir. فَ atıf harfidir. اٰوٰيكُمْ elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُو ’dir.
Muttasıl zamir كُمُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
وَ atıf harfidir. اَيَّدَكُمْ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُو ’dir.
Muttasıl zamir كُمُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
بِنَصْرِه۪ car mecruru اَيَّدَكُمْ fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir ه۪ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
وَ atıf harfidir. رَزَقَكُمْ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُو ’dir.
Muttasıl zamir كُمُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
مِنَ الطَّيِّبَاتِ car mecruru رَزَقَكُمْ fiiline müteallıktır. طَيِّبَاتِ kelimesi cemi müennes salim olduğu için cer alameti kesradır.
لَعَلَّ terecci harfidir. Vukuu mümkün durumlarda kullanılır. İsim cümlesinin önüne gelir. إنّ gibi ismini nasb haberini ref eder.
كُمْ muttasıl zamiri لَعَلَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubtur. تَشْكُرُونَ fiili لَعَلَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur.
تَشْكُرُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
اَيَّدَكُمْ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi أيد ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef’ûlu herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
وَاذْكُـرُٓوا اِذْ اَنْتُمْ قَل۪يلٌ مُسْتَضْعَفُونَ فِي الْاَرْضِ تَخَافُونَ اَنْ يَتَخَطَّفَكُمُ النَّاسُ
وَ , istînâfiyyedir. Cümle, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. اذْكُـرُٓوا fiilinin mef’ûlü olan zaman zarfı اَنْتُمْ قَل۪يلٌ ,اِذْ cümlesine muzâf olmuştur. Sübut ifade eden bu isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. اَنْتُمْ ,مُسْتَضْعَفُونَ için ikinci haberdir.
Muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan cümlesi üçüncü haber konumundadır.
اَنْ ve akabindeki müspet muzari fiil cümlesi اَنْ يَتَخَطَّفَكُمُ النَّاسُ, masdar teviliyle, تَخَافُونَ fiilinin mef’ûlü konumundadır.
İbni Âşûr ayette geçen تَخَطَّفَ kelimesinin “hızlıca almak” şeklinde tercüme edildiğini, buradaki hızlıca almak ifadesinin, “galip gelmek” anlamında mecazi olarak kullanıldığını söyler. Galip gelmenin de bir şeyi almaya benzediğini ifade eder. Bu kelimenin hızlıca almak anlamına Bakara suresinin 20. ayetini, mecazi anlamına ise Ankebut suresinin 27. ayetini istişhâd olarak kullanmıştır. (İbni Âşûr, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, c. 9, s. 74)
اَنْتُمْ قَل۪يلٌ cümlesinde çoğul zamirden tekil bir kelimeyle haber verilmiştir. Çünkü قَلِيلًا وكَثِيرًا kelimeleri genellikle zamire mutabık olarak gelmez. (Âşûr)
فَاٰوٰيكُمْ وَاَيَّدَكُمْ بِنَصْرِه۪ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ
Cümle, اَنْتُمْ قَل۪يلٌ cümlesine فَ ile atfedilmiştir. Fiil cümlesi isim cümlesine atfedilmiştir.
İsim cümlesinin anlamında sabitlik ve devamlılık, fiil cümlesinin anlamında ise yenilenme ve tekrarlanma vardır.
Şayet hem devamlılık hem fiilin tekrarı ve yenilenmesi kastediliyorsa, isim cümlesi fiil cümlesine atfedilebilir. Bunun aksi de mümkündür. Mesela, fiil cümlesinden fiilin zaman zaman yenilendiğini, isim cümlesinden ise başlayıp halen devam ettiği kast ediliyorsa aralarında atıf yapılabilir. (Sevinç Resul, Arapçada Cümle Yapısı, 2010, s. 190-191)
فَاٰوٰيكُمْ, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Aynı üslupla gelen وَاَيَّدَكُمْ بِنَصْرِه۪ cümlesi ve وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ cümlesi, فَاٰوٰيكُمْ ’a atfedilmiştir. Her iki cümlenin de atıf sebebi tezâyüftür.
مُسْتَضْعَفُونَ - اَيَّدَكُمْ kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır.
Allah’ın güçsüz olanlara verdiği nimetlerin barındırmak, yardım ve rızık olarak sayılması taksim sanatıdır.
بِنَصْرِه۪ izafetinde Allah Teâlâ’ya ait zamire muzâf olması نَصْرِ için şan ve şeref ifade eder.
قَل۪يلٌ - مُسْتَضْعَفُونَ arasında mürâât-ı nazîr vardır.
وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ cümlesinde sayıca az iken çoğalmak ve Allah’ın verdiği zafer nimetini hatırlatarak idmâc yapılmıştır. Emniyet ve sayısal çokluk rızkın bolluğunu getirir.
لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Ayetin son cümlesi ta’liliyye olarak fasılla gelmiştir. Gayr-ı talebî inşâ cümlesidir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir.
لَعَلَّ, terecci harfidir. Vukuu mümkün durumlarda kullanılır.
لَعَلَّ ’nin haberi olan تَشْكُرُونَ’nin muzari fiil cümlesi olması, hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade etmiştir. Muzari fiil olayı zihinde canlandırmayı sağlayarak muhatabı etkiler.
“Umulur ki” anlamında olan bu harf, Allah Teâlâ’ya isnad edildiğinde “...olsun diye, ...olması için” şeklinde tercüme edilir. Dolayısıyla cümle vaz edildiği inşâ formundan çıktığı için mecaz-ı mürsel mürekkebtir.
لَعَلَّ edatı terecci içindir yani “ümitvar olma” manasını ifade eder. Bir de beklenti içinde olmak demektir ki her ikisi de aynı manaya gelir demektir. Fakat bu beklenti Kerîm olan bir zattan olmalı, kişi O’ndan beklemelidir. İşte bu, yerine getirmesi kesin olan vaadinin yerine bir ifadedir. İmam Sîbeveyh de bu görüştedir. Ancak Kutrub ise لَعَلَّ kelimesi “için” manasındadır diyor. (Nesefî, Medâriku’t Tenzîl Ve Hakâîku’t Te’vîl)
Ta’lil cümleleri anlamı açıklamak, zenginleştirmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.